- Kategori
- Dünya
Her ölen pişman ölür...

Hükümdar gücü istedi hem de hiç bitmesin. Çirkin adam, tüm güzel kadınları istedi. Güzel kadın şan, şöhret, servet istedi. İnsan, hiç ölmemek istedi, sonsuz hayatı diledi. Zengin, bütün serveti arzuladı, son kuruşuna kadar hepsini kendine. Fakir, sıcak bir şöminenin başında mükellef bir sofra diledi. Sonra daha büyük bir ev. Büyük bahçeler. Aklına geldikçe diledi.
Arabaların arasında yürüyen köpek, öldüğünde niye öldüğünü bilemedi. Aşkla seven, aşkla evlenen kadın onu seven adamın onu niye boğup öldürdüğünü bilemedi. Ülkesi için aşkla çalışan adam başka adamların onu öldürüşüne anlam veremedi. Yüzmek için dereye giren çocuk. Uçmak için çatıya çıkan oğlan. Niye öldüklerini bir türlü bilemediler.
Hayat güzeldi; dalda elma, denizde balık. Sevmek, sevilmek kahkahalar arasında akşam sefaları. Denizde püfür püfür esen rüzgar, sudan çıkınca içilen cigara. Sevdiğin kadını öpmek, sevdiğin adamı öpmek. Bir bebeğin elini tutmak, onun senin elini tutması. Dalda yuva yapan kuşların yavrularının olması, bahçedeki kedinin doğurması. Bir kadehten sonra unutulan dertler, dertleri adamdan saymamak güzeldi.Mahçup bir gülüş, çapkın bir bakış, şehvetle gerilen dudaklar. Aşkın acısı, acının şiddeti, bir yaz vakti bahçede uyuyakalmak güzeldi. Ansızın hesapsız, kitapsız çıkılan seyahatler. O seyahatlerde yeni insanlar tanımak harikaydı . Hepsi güzeldi , sonunda ölüm olmasa.
Devrime inanmış militan. İdam sehpasında sehpasını kendi tekmeleyen Deniz. Yaşından çok şey bilen kızlar. Bağımsızlığa inanmış oğlanlar. Ankara’da Kalpakla adamların olduğunu bilmek, buna inanmak. Dağa, taşa Mustafa Kemal’in sinmesi güzeldir.
Kimi daha çok yaşayacağını düşündü. Kimi uzun planlarını yeni yapmıştı. Bazısı intikamını alacak bazısı tuzağını kuracaktı. Kimi askerden dönünce evlenecekti, kimi yoldan geldiğinde. Hiç ölmeyeceğini düşünen, ölümün başkaları için olduğunu düşünen, yüz bin yıl yaşayacağını düşünenler de oldu.
Ama tek bir gerçek var ki. Her ölen pişman ölür . Sadece kendi bilir onun içinde onu yakan bu ıstırabın ne olduğunu. Hükümdar da köle de aynı hasretle ölür, insan olmanın acizliği karşısında.