- Kategori
- İlişkiler
Her şeyi süpürebilirsin; sonbahar hariç...
Hayatınıza yeni bir insan alırsınız. İşte dersiniz, ömrümün sonuna kadar ihtiyaç duyacağım kişi bu olacak. Yanıldığınızın farkına varmak 5 günü geçmez. Hislerinizi baltalamaya başlarsınız. Tüm duygularınız örselenmiş, hislerinizde sapma sezmişsinizdir. Önceden sizin için çok şey ifade eden karşı cins, şimdi hiçbir hissinize tercüman olamaz. Önceden üflenen süt, şimdi yoğurt için de geçerlidir.
Bunun sonucunda hayatınızın sonuna dek sürecek bir önyargı baş gösterir. Her duygunuzu sorgulamaya başlar, "Acaba acı çekmeyi hak etmek için ne yaptım" gibi sorular sormayı alışkanlık hâline getirirsiniz. Geçenlerde küfür ettiğiniz dilenci ya da ayağınıza top atan o çoçuğun ahı, verilebilecek güncel yanıtlardandır.
Haykırmak istediklerinize bir şiir ya da güzel bir aşk şarkısı aracılığı ile yanıt ararsınız. İçersinde aşk acısı barındıran her cümle sizin öbeğinizdir. Tıpkı soluduğunuz nefes gibi, yediğiniz kazık beyninize anbean dolar. Bazen kendinizi küçükken kurduğunuz hayallerde bulurken, bazense yediğiniz kazığı hazmetmeye çalışırken rastlarsınız. Aşk artık sizin için bir önyargıdır.
O'nun yaşadığı şehre ya da mahalleye iftiralar atarken düştüğünüz komik durumun farkındasınızdır. O'nun adına sahip insanlara bile bakış açınız değişir. Bazen gözünüzü kapatır, bazen de açıkken görmezden gelirsiniz. Unutulamayan eski sevgili, başka kollarda giderilmek istenen bir yaradır şimdi.
Dolabınızı açtığınızda karşılaşacağınız bir not, veyahut lâyık görüldüğünüz son hediye size onu hatırlatması içindir âdeta. Sonra yine bir köşeye diz çöker, tam da ona aldığınız hediyeyi vereceğiniz gün sizi hayatınızdan çıkarmaya karar verdiğini anımsarsınız. Yoğurdu üflemek bundan böyle kolay olacaktır belki de ama; süt canınızı fena hâlde yakmıştır.
Üstâd der ki,
İnsanlar gelmeleri ile boşluk dolduranları severler, gitmeleri ile yalnız bırakanlara âşık olurlar.