Her yol artık, "Roma'ya" çıkmıyor !

Bartın Şelalesi

Eskiden her yol Roma’ya çıkardı. Ama o, eskidendi. Şimdi o yollar battal oldu. Ama Bartın’da bir yol var ki, Bu yol, Eğlencenin kalbine doğru yol alıyor. Gelip gelip, Varol Otele dayanıyor. Biri Şehri-Alem’de, diğeri de Varol Otelin Şamata’sı.

Bartın’da başkaca eğlence merkezi yok. Üniversite de olsa, başka gidilecek yer yok. En iyisi mi, akşamdan tavuk gibi tünemek. Bartın’da meyhane de yok. Kültürü de. Dışarıdan gelenler, hafta ortası ise, birer lahavle çekip, kafayı vurup yatıyorlar erkencecik. Cuma ve C. tesi Bartın’da iki yerde şenlik var geceleri. Her an değişebilir müzisyenleri ile görkemli Varol Otelin altındaki müzikholde, geceler su gibi akıp gidiyor. Genç nesil işte burada eğleniyor.

En başta başı kimler çekiyor biliyor musunuz? Otelin mütevazi sahibi, dünya tatlısı Varol Durhan. Dostları ile aşağılardan olup bitenleri kolaçan etmeden durmuyorlar.

Varol beyin eşi Birgül Hanım, otelin Genel Müdürü. Her gelenin hatırını soruyor, bir şey isteyip istemediğini öğreniyor. Yumuşak başlı ve otoriter, aynı zamanda da takipçi. Otel baştan aşağı yenilenmiş. Dört katlı ve 48 odası var.

Bir de resepsiyona yeni alınan Derya Akman’ları var. Bir üniversite bitirmiş. İşe yeni başlamış o gün. Belli, tedirgin. Alımlı ve güzel olması, eksikliğini kapatıyor gibi. Daha çok genç ama. Gözleri de gülüyor, gülücükleri ile de hep gülümser duruyor. İşte müşteriyi otele ısındıran faktörler. Kendisine bilgilerimizi aktardık. “Resepsiyon dedik, otelin kalbidir.” Dedik. Müşteriyi tebessümünle fethedeceksin “ diye de tembih vurduk. Bir sevindi, bir sevindi ki. Ayrılırken çok üzüldü. Neredeyse “gitmesen olmaz mı?” dercesine. Dayanamayıp, hüzünle sarılıp sarılıp öptü bizi. Genel Müdür de, dediklerimi tasdik ediyordu yanımızda. Resepsiyonun önemini vurguluyordu.

Yıllar öncesi, pek çok namlı meyhanesi vardı Bartın’ın. Sanki yer yarılmış, yerin dibine girmiş.

Doğrusu gençlik iyi eğleniyor. Hafta sonları her iki mekanı gözden geçirdik. Bol resim çektik. “Sayfamızı isteriz” diyerek cebime e-mail adresi doldurdular. ( Yazılarımızın tıklanma oranını artırması, devede kulak) Tıklarla işimiz yok. Yalnız şaştığım bir şey var, bir yazım var ki, tıklanma rekorunu da aştı. Tastamam 99 bin 700 lerdeki bu yazım, Rus kızları ile ilgili. Neymiş efendim, Ruslar, evlenmeden önce sevişirlermiş. Yemek yapar, çocuk bakarmış. Bütün mesele bu. Blogunda yazıyor Selek dostumuz. Onun da pırasa çorbası tıklana tıklana almış başını gidiyormuş. Eeee, n’olcek memleketin bu hali? Di mi ya! Birimizin yüzü pırasadan güler, diğerininki de Rus kızı haberlerinden.

Ört ki, ölem!