Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '10

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Her zaman hatırlanması gereken bir öykü ...

Her zaman hatırlanması gereken bir öykü ...
 

"Farkındayım, Korkmuyorum..."


Bugün bu yazıyı okuyan bayan okuyucularım, yandaki amblemi ve pembe kurdelayı gördüğünde aşağıda okuyacakları öyküyü hemen anımsamış olabilirler…

Çünkü, bu öykü geçen sene birçok forumda, e-mail gruplarında ve hanımlara ait bloglarda paylaşılmıştı…

Ancak bu öykünün her zaman anımsanması gereken bir öykü olduğunu ve unutulmaması gerektiğini düşünerek, bir kez de kendi blogumda yayınlamayı uygun görüyorum…

Aynı zamanda bu öykünün, her an hepimizin karşılaşabileceği türden trajik bir yaşamı anlatması açısından da önemli buluyorum…

Aşağıdaki öyküye benzemese de, eşimin ablası ve benim sevgili baldızım da “meme kanseri” ile büyük savaşım veriyor… Birkaç kez göğüslerinden ameliyat oldu… Sol göğsünü de kaybetti bu yüzden… Ama o yılmadı, mücadelesine devam etti, ediyor da…

Ondaki bu "teslim olmama", "yaşama umutla bakarak ona dört elle sarılma" ve "mücadele azmi"ne hayran olmamam elimde değil... Onun mücadelesi, aynı durumdan muzdarip tüm hanımlara da örnek olsun…

Gelelim öykümüze…

Orta yaşlı ve düzgün giyimli bir adam sessizce kafeye girerek köşedeki masaya oturur.

Garsona sipariş vermek için beklerken yan masadaki gençlerin kendisine bakarak gülüştüklerini fark eder. Belli ki yakasına taktığı küçük pembe kurdele şeklindeki rozetine gülmektedirler.

Bu alaylı bakışları görmezden gelen adam, yan masadakilerin bu ısrarlı sırıtmalarına dayanamayarak elini lacivert ceketinin yakasındaki rozete götürerek..

"- Bu mu?" diye bakışanlara sorar.

Yan masadakiler yüksek sesle gülerek;

"- Küçük güzel pembe kurdeleniz lacivert ceketinize pek de yakışmış!.." diyerek sırıtmaya devam ederler.

Orta yaşlı adam bu sözü söyleyen delikanlıya dönerek;

"- Lütfen masama buyurun bunu tartışalım" der.

Biraz önce tüm sevimsizliğiyle sırıtan delikanlı sebebini anlamadığı bir utanma ve sıkıntı hissine kapılsa da gelip masaya oturur.

Adam anlaşılır ve yumuşak bir sesle;

"- Bu Rozet tüm dünyada, içinde olduğumuz ayda, kadınların arasında meme kanseri bilincini yaygınlaştırmayı ifade ediyor. Ben bu rozeti annemin adına takıyorum" der.

Bu açıklama karşısında başkalaşan delikanlı;

"- Çok üzüldüm, anneniz meme kanserinden mi öldü" diye sorar.

"- Hayır" diye cevap verir orta yaşlı adam ve devam eder:

"- Annem sağ. Küçük bir çocukken kendimi yalnız hissettiğim korkulu anlarımda her zaman başımı saklayabileceğim ve huzur bulacağım yumuşak bir yuvadır annemin memeleri. Annemin sağlığı için dua ediyorum."

"- Hımmm" diye kekeler delikanlı.

"- Bu rozeti karım için takıyorum" diye devam eder orta yaşlı adam…

"- Karınız da herhalde iyi" diye sorar delikanlı.

"- Evet, evet" der adam...

"- Karım benim için aşk ve sevgi kaynağı olmuştur her zaman. 23 yıl önce sevgili kızımızı beslemiştir memesiyle. Karımın sağlığı için Allah'a şükrediyorum."

"- Sanırım kızınızın sağlığı için de takıyorsunuz?" der delikanlı…

"- Hayır...” der adam…

“- Kızımı bir ay önce meme kanseri nedeniyle kaybettik. Yaşının çok genç olduğunu düşünerek ihmal etmiş memesinde fark ettiği kitleyi. Bu nedenle çok geç kaldık."

Genç delikanlı, yüzündeki utangaç ve üzüntülü bir ifadeyle;

"- Çok üzgünüm bayım. Özür dilerim" der...

Orta yaşlı adam;

"- Kızımın anısına öğünerek takıyorum bu küçük pembe kurdeleyi. Bu sayede çevremdekileri de aydınlatabiliyorum. Şimdi evine git, karınla, kızınla, annenle konuş" deyip cebinden çıkardığı küçük pembe kurdele rozetini uzatırken, delikanlı öne doğru eğilir ve..

"- Takmama yardım edebilir misiniz?" diye mahçup mahçup sorar.

Bu öyküyü Türkiye Meme Vakfı'ndan Dr. Can Gürbüz göndermiş, kadın sağlığı ile ilgili bir çok site ve bloglarda bu paylaşılmış...

Bu öykünün altına şöyle bir not da düşülmüş:

"- Bir mumun, diğer mumu yakarak aydınlatmasıyla kaybedeceği hiçbir şey yoktur... Lütfen bu hikâyeyi yayarak diğer mumları da siz aydınlatın..."

Evet, tüm aydınlıklar analarımızın, kadınlarımızın ve kızlarımızın olsun!..

Bu yazının yayını hiç durmadan yayılsın dursun…

Bu konuda bilgisi olmayanları hep uyanık tutsun…


İlgili site: http://www.memekanseri.org

ertanyurderi.blogspot.com/2010/03/her-zaman-hatrlanmas-gereken-bir-oyku.html

Ertan Yurderi

 
Toplam blog
: 111
: 1140
Kayıt tarihi
: 15.10.07
 
 

Kocaeli doğumlu. Yüksek tirajlı gazetelerin bilgi işlem ve yazı işleri bölümlerinde çalıştıktan s..