Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Sigara içmek: alışkanlık mı? bağımlılık mı?

Sigara içmek: alışkanlık mı? bağımlılık mı?
 

Sigara Bağımlılığı


Sigara içtiğimiz için mi nikotin alıyoruz? Yoksa nikotin aldığımız için mi sigara içiyoruz? Yanıt her ikisi de aslında. Sigara içerek nikotin alırız ve nikotin alımı sigara içirtir. Tam bir kısır döngü bu... Bu kısır döngüyü ise başımıza açan şeylerden biri bizzat kendimizken, diğeri kitle psikolojisidir. Son 50 yılda sigaranın akciğer kanserine neden olduğu bilimsel olarak ispat edilmesine rağmen, sigara kullanımı son 50 yılda katlanarak artmıştır. O zaman ya bizler umursamıyoruz sağlık dediğimiz şeyi, ya da gerçekten sigaranın akciğer kanseri dahil herhangi bir hastalığa yakalanmamıza neden olacağına inanmıyoruz. İyi ama bunun bir nedeni olmalı? Çünkü insan, doğası gereği rasyonel (akılcı) yaklaşımlara sahip bir canlıdır. Örneğin acıkırsak yemek ararız, buluruz ve yeriz. Karnımızı doyurmak için ekeriz, biçeriz ve avlarız. Bu binlerce yıldır böyle. İşlerin adı değişse de aslında insanın hayattaki eylemlerinin büyük çoğunluğu, hayatta kalabilmek ve yaşamak için gerçekleşir. O zaman bizi kesinlikle öldüreceğini bildiğimiz halde neden sigarayı kullanmaya devam ediyoruz? Cevap, uzun yıllar göz ardı ettiğimiz nikotinin ta kendisi.
 
Sigara kullanımı tabi ki sadece nikotin bağımlılığına bağlanabilecek bir husus değildir. Nikotin dışında sosyal ve psikolojik etkenler de vardır. Çoğu kişi çevresindekilere öykündüğünden sigaraya başlar. Hepimiz toplumun içindeki bireyleriz. Her ne kadar bu suyun akışına kapılmamaya çalışsak da bunu başaranımız bir hayli az. Mutlaka duyanlar, izleyenler vardır bazı sürü psikoloji deneylerini. Bunların en meşhuru ise bir asansörde yapılandır. Kısaca özetleyeyim: Bir adam asansöre binmek için asansör kapısının önünde bekler. Asansör gelir ve kapı açılır. Ancak bir terslik vardır. Asansörün içindekilerin hepsinin arkası kapıya dönüktür. Adam çekinerek biner asansöre ve yüzü içerideki adamlara dönük olacak şekilde durmaya başlar. Sonra bakar ki kimse duruşunu değiştirmiyor, biraz bekler ve o da arkasını kapıya döner. Yani onlara uymak zorunda hisseder kendini. Komik gibi görünse de işte bu bir sürü psikolojisi deneyidir. Her ne kadar çevremizden bağımsız olduğumuzu düşünsek bile aslında pekte öyle olduğumuz söylenemez. Sigaraya başlarken de pek çoğumuz böyle başlamakta maalesef. Diyebilirsiniz ki ama başlamayanlar da var! Evet, doğru. Zaten herkes birbirinin yaptığını örnek alsaydı dünya, ya cennet gibi olurdu ya da yok olur giderdi.
 
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar göstermektedir ki sigara içimindeki baş etken nikotindir. Diğer psikolojik etkenler ise onu takip etmektedirler. Bilindiği gibi dopamin beyinde aslında kendiliğinden salgılanmaktadır. Her nikotin aldığımızda ise beyin, dopamin salgılanmasına neden olan şeyin bir süre sonra tekrarlanması komutunu verir. Yani, sigara iç der. Bu, sigarayı bırakırken ne kadar zamandır ve ne miktarda sigara kullanıldığının, doğrudan nikotin bağımlılığı şiddetini belirlediğinin de göstergesidir. Nikotin bağımlılığı şiddeti çok güçlüyse, komutlar da maalesef sık ve güçlü olmaktadır.
 
Unutulmaması gerekir ki sigarayı bırakmak tek boyutlu bir çabayla çok zordur. Ana etken nikotin bağımlılığı olsa da diğer etkenlerde onu beslerler. Bu yüzden sigarayı yalnızca bir “alışkanlık” olarak görmeyi de terk etmek gerekmektedir. 
 
Toplam blog
: 8
: 4099
Kayıt tarihi
: 07.06.14
 
 

İstanbul Üniversitesi gazetecilik bölümü yüksek lisans mezunuyum. Farklı alanlarda makaleler yazm..