Herkes kendi dilini konuşur bu hayatta; elbette kadınlar da...

İnsan bildiğini konuşur, aklının erdiğini anlatır.

Öğrendiklerinden oluşur konuştuğun dil… Ne kadar bilirsen, o kadarsın. İster erkek ol, ister kadın… 

Yazıdan önce konuşma vardı. Emin ol ki, kadın erkekten önce konuştu. Belki de o yüzdendir susmayışı!.. Bi ihtimal, o sebepten kelimelerden medet umar.

Bilimsel olarak da, duygusal açıdan da kadınlar adamlardan çok sever muhabbeti… Söylemek doğasından gelir. Ana rahmine düştüğü günden beridir.

Cümleler ömrünü uzatır kadının… O konuştukça; kafası karışır, kararsızlığı tavan yapar adamın… “Acaba öyle mi demek istedi, böyle mi? Şunu mu kastetmiş olabilir, bunu mu?“

Düşündüğün şeye bak birader! Sor bakalım, ne istediğine sevdiğin karar verebilmiş mi? Sual et de öğren, bugüne kadar hangi alışverişinden kafasındakini alarak dönebilmiş?!

Kadınla erkeğin derdi bin yıllık… Bunca yolculuğa rağmen, adam, kadının dilini çözemedi.

Çözemeyecek ne var bunda üstadım? Kadın çözmeni istemiyor ki dilini!..

Çözülürse lisanı, kalır mı gizeminden eser? Çözülmektense, ölmeyi tercih eder kadın…

Herkes kendi dilini konuşur bu hayatta; elbette kadınlar da…

Erkeğin bir dediğini, bin düşünür kadın… Her isteğinde, binbir dereden su getirir.

Kadın, çözümsüz matematik problemleri gibi!.. O çözülemezlikten bin mutluyken… Adam, kaderine isyan etmekle meşgul…

“Hey Allahım! Sen büyüksün. Bi de ablaların dilini bana öğreteydin; iyiydi!.. Ne desek, suç… ne yapsak, o haklı… Öylesine anlaşılmaz ki dili… Bu yüzden o kazanır bütün tartışmaları…”

En büyük maharaeti, tersine konuşmaktır kadının!… Erkeği ne derse, o aksini iddia eder.

E öyleyse, şimdi çözdük meseleyi… Ne istersen tersini söyle kadınına!.. Hem itiraz ettiği için o mutlu  hem gerçek istediği olan erkek mesut…

Nasıl fikir ama! En azından, kadınlar uyanana kadar!

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.