Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '08

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Herkes kendi evinin önünü süpürürse ne olur?Ne olmaz?

Herkes kendi evinin önünü süpürürse daha temiz bir mahallemiz olur mu gerçekten? Yoksa nasıl olsa temizleniyor denerek bizim evin önü çöplük mü olur?
Bu güzel cuma akşamı kafa yoracak şeyler değil bunlar belki:) Ama başımıza gelmeden musibetlerden arınmanın başka yolu var mı? Bir düşünün, bana hak vereceksiniz.

Bir bankaya gidiyorsunuz. Memure hanım sizi adres ve kimlik bilgileri aktivasyonu yaptırabilmeniz için müracaat ettiğiniz Cevizli şubesinden Şehremini şubesine göndermeye kalkıyor. Buyurun buradan yakın ... "Yapmayın etmeyin. Bilgisayar çağında yaşıyoruz. Bu şubede hallolur bu." demeye kalkıyorsunuz. Karşınızda o boşluğa bakan aldırmaz bakışlar... Çare yok üst kata çıkıp başka bir memura "Merhaba ben doktorum.Hastalarımı bırakıp geldim. Bir aktivasyon işim vardı. Rica etsem." diyorsunuz en mikrofonik ses tonunuzla. İki dakika sonra kartınızı ve bir de ilaç firmasından hediye aldığınız bir dandik kalemi bırakarak işinizi halletmiş olarak çıkışa yönelmişsiniz. Ne güzel değil mi? Yok işte orada bitmiyor. Şeytan dürttü bir kere. Sevgili müdür yardımcısını bularak halkım adına bir mini söylev yapmadan edemiyorsunuz; "Bakın burası devletin bankası. Yaşlısı, hastası, düşkünü mecbur olduğu için emekli maaşını buradan alıp işine gücüne bakacak. Personelin umursamazlığı yüzünden bu insancıkları İstanbul'un öbür ucuna göndermeye kalkmak hangi akla, vicdana sığıyor? Sayın müdürüm ben o personelin aklına uyup burada iki dakikada halledilebilecek bir iş için Şehreminilere taşınsaydım hiç mi vicdanınız sızlamazdı? Bilmeyen, sorgulamayan, emir kulu olmaya alışmış vatandaşa bu keyfiyet işkencesini yaşatmaya hakkımız var mı?" diye en sosyal ifade ve kelimelerle soruyorum. Ama her zamanki gibi personel sallanıp sırtlanıyor ve "Efendim önemli olan işinizin halledilmesi. Şundan şundan dolayı yanlış anlaşılmıştır." gibi bildik bir ifade ile bankadan sepetleniyorum. Eminim arkamdan " Adama bak. Sen işini halletmişsin. Çek git işte. Milletin derdi seni mi gerdi!" şeklinde nazire de yapmışlardır.

Ben gördüğümüz aksaklıkların kendimize zarar vermeden altının çizilmesinin son derece faydalı olduğuna inanıyorum. Bir gün bir yerlerde bu ılıman tepkiler karşılık bulacaktır. Birleşerek, bir sinerji içinde çoğalıp daha güzel bir toplum olmaklığımıza katkıda bulunacaktır. Müşterilerine kayıtsız kurum çalışanları, ufak bir sürtüşmede elinde levye ile yedi ceddimizin hatırını soran özel toplutaşım şoförleri(kendini bilen çoğunluğu tenzih ediyorum), eksik benzin satan akaryakıt bayileri, diğer toplumsal yaralarımız. Hepsi hergün bizimle beraber. Sakın unutmayın. Biz görmek istemiyoruz diye bu toplumsal yaralarımız yok olmuyor. Saygılarımla...

 
Toplam blog
: 68
: 644
Kayıt tarihi
: 17.11.08
 
 

1964 İstanbul doğumluyum. Bekarım. Çocuk hastalıkları uzmanıyım. Halkla İlişkiler ön lisans ve İk..