Herkesin başına gelebilecek olaylar...

Emekli Hamdi bey bir devlet bankasından emekli maaşını çekmek üzere ATM makinesinin önüne gelir. Fakat maaşının 35.- YTL. sini çekemez. Çünkü ATM makinesindeki en küçük banknot 50.- YTL.dir. Bu durumda 35.- YTL.sini çekmek için bankoya gittiğinde kendisinden işlem masrafı isterler. Hamdi bey sebebini sorduğunda banka görevlisi maaş hesabının kendi şubelerinde olmadığını söyler. Emekli Hamdi bey bu bu defa hesabına 15.- YTL. yatırmayı teklif eder. Bu şekilde ATM makinesinden 50.- YTL. çekme olanağını bulacaktır. Fakat görevli aynı şekilde başka şubeye yatırılan paralar için de işlem masrafı aldıklarını söyler. Hamdi bey sorununu anlatmak için şube müdürüne gider. Şube müdürü akşamüzeri makineye daha küçük banknotlar koyacaklarını ve kendisinin akşamleyin parasını çekmesini söyler. Nitekim Hamdi bey o günün akşamı maaşının geri kalan kısmını da tahsil eder. Ancak bir sonraki ay tekrar makinenin başına gittiğinde makinedeki en küçük banknot yine 50.- YTL. dir.

Makineden çekilemeyen 35.- YTL. nin toplamını düşünürseniz, emeklilerin mağdur edilmeleri yanında bankanın zoraki mevduat tutma çabasından başka bir şey değildir bu yaptıkları.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Aracımın fenni muayenesi için temiz kağıdı almak için Bahçelievler’deki Nakil vasıtaları vergi dairesine gittiğimde 2008 yılına ait vergi borcum olduğu söylendi. Vergilerimi her zaman muntazam öderim. Borcumun olmaması gerektiğini söylediğimde bana ödediğim makbuzları getirmemi söylediler. Eve gidip makbuzları alıp kendilerine ibraz ettiğimde borcumu sildiler. “Tamam o zaman temiz kağıdını alayım” dediğim de ise sizin trafik cezanız var. Onu ödemeden temiz kağıdı veremeyiz. Zaman zaman trafik cezası ihbarnameleri bana gelir ama bunları muntazaman öderim. Borcum ne kadar dediğimde 41.- YTL. olduğu söylendi. Kasa da kapanmak üzereydi. Vezne görevlisi, “Para yatırmak isteyenler acele etsin. Kasa kapanıyor. “dediğinde acele olarak vezneye 41.- YTL. yi uzatırken, veznedar 123.- YTL. yatıracaksınız der, Ceza 2005 e ait olduğundan 82.- YTL. de cezası varmış. Ne yapalım. Temiz kağıdı almak için parayı yatırdım.

Ev geldiğimde ihbarnameleri ve makbuzları kontrol ederken, ödemiş olduğum trafik cezasını daha evvel ödemiş olduğumu gördüm. Aynı cezayı iki kere üstelik 123.- YTL. fazla ödemiştim.

Ertesi günü Bahçelievler Nakil vasıtaları vergi dairesine gittiğimde, ödediğim parayı iade almam için Ümraniye’deki nakil vasıtaları vergi dairesine gitmem gerekiyormuş. Çünkü merkezleri orasıymış.

Bir gün sonra Ümraniye’deki vergi dairesine gittiğimde, l dilekçe, makbuzların aslı, ruhsat fotokopisi, kimlik fotokopisi, kimlik aslı ve dilekçede çalıştığım bankadaki hesap numaramı yazarak, düzeltme servisine vermem gerekti. Şimdi ise ödediğim paranın hesabıma yatmasını bekliyorum.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Bu olayı anlattığım bir arkadaşım aynı şekilde Nakil vasıtaları vergi dairesinden araç temiz kağıdı almak için başvurduğunda vergi borcu olduğunu öğrenmiş. Aslında kendisi vergilerini muntazaman yatırıyormuş. “Sizin aracınız 1995 model olmasına rağmen 1800 cm3 silindir hacminde olduğundan verginiz iki misli. Onun için 260.- YTL. daha yatıracaksınız” demişler. Ama benim aracım 1800 cm3 silindir hacminde değil ki 1600 cm3.

Arkadaşım anlatmaya devam etti. “Hyundai merkeze giderek, ana şirketten 1995 model 1800 cm3 silindir hacminde binek araç üretmediklerine dair yazı aldım. Aslında vergi dairesindeki memur yanlışlıkla 1600 yerine 1800 yazdığı için bütün bunlar başıma geldi.”

- Bu yazı yeterli değil

- Neden

- Aracınızın 1600 mü yoksa 1800 mü olduğu için üniversiteden heyet gelmesi gerek.

- Gelsin o zaman.

- 400 YTL vereceksiniz

- Ne için?

- Heyet ücreti.

Arkadaşım tam 1 hafta birçok yere gittikten sonra işini halletmiş. O kadar çok yere gitmiş ki aklımda tutamadım anlattıklarını.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Adam eşiyle birlikte Ordu evinde bir yakınlarının düğüne gitmek üzere içeri girerken kapıdan çeviriyorlar.

- Siz giremezsiniz.

- Neden?

- Sakalınız var.

- Siz buna sakal mı diyorsunuz?

Sakal dedikleri alt dudakla çene arasında 2,5 santimi geçmeyen üçgen bir kıl kümesi.

- Ancak kestikten sonra girebilirsiniz

- Pardon yanlış anladınız galiba, ben asker değilim. Askerliğimi 5 yıl önce bitirdim. Hem de komando olarak.

- Olsun, giremezsiniz.

- O zaman bu altını versem geline takar mısınız?

- Hayır. Biz karışmayız.

- O zaman eşim içeri girsin, geline altını taksın çıksın.

- O olur.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * ** * * * * * * * * ** * * * * * * ** *

Aziz Nesin hayatta olsaydı, kim bilir bu olaylara benzer neler yazardı?