Herkesin Gittiği Yer

"Herkesin gittiği yer".

Çoğu zaman iyi işleyen bir kriterdir.

Bunun tersi bence "herkesin kaçtığı yer" dir.

Dünyevi olayları,  politikaları ve şahısları incelemek için çok iyi bir kriterdir bunlar bence.

Çünkü bizler taş değiliz böcek değiliz. Ağaç değiliz. İnsanız.

Duygularımız,  duyarlılıklarımız, fiziki -ruhsal- zihinsel ihtiyaçlarımız var. Aramızda çok kötü karakterde olanlar var ama çok naif, insancıl, meleksi insanlar da var.

Yazım böyleleriyle ilgili. Yararlı ya da zararsız olağan, normal zekada insanlar.

Böyle insanlar çevreye saygılı, üretken, birbiriyle selamlaşan, kul hakkından sakınan, dürüst çalışkan sevecen ve duygusaldır. Kendilerine hayat tarzlarına karışılmasını istemezler ve başkalarına da karışmak istemezler. Şiddeti sevmezler. Hayat gailesi içinde ailelerine bağlı,  ahlaklı, inançlarına da uygun şekilde  yaşamak isterler.

Bu noktada hem Dünyada yaşanılan gelişmeleri bir izlediğimizde hem de haritaya bir göz attığımızda anlıyoruz ki insan taş değil, böcek değil, kuş değil, ağaç değil.

Yukarda da açıkladığımız gibi normal zeka, uyum  ve karakterdeki İnsan geçimini sağlamak ama özgürce de yaşamak istiyor. İnsan, karnını doyurmak ama zihnen, ruhen, kalben de rahat serbest olmak istiyor.

Bu Dünya haritası üzerindeki gerçekleri gördüğümüzde;  tabloyu çözdüğümüzde,  ekonomi, siyaset, sloganlar, reklamlar, sosyoloji, ideolojiler, demagojiler, sadece  kitaplarda, konferans salonlarında hapsolmuş gibi sanki.

Dünya üzerinde  "Herkesin gittiği gitmek istediği yerler, herkesin kaçtığı kaçmak istediği yerler" var.

Bu açıdan bakıldığında da herkesin gittiği, gitmek için ölesiye özlem duyduğu yerler ile herkesin kaçtığı, kaçmak için ölesiye özlem duyduğu yerler arasındaki devasa farklar çok şey anlatıyor. Gerisi manasız kalıyor.

Saygıyla.Sağlıkla...