Hermes Erkek Sanat Direktörü Véronique Nichanian'ın Evi

Son zamanlardaki hayvan hakları ihlalleri ve PETA’nın paylaştığı görüntülerdeki timsah derisi temin ediş şekilleri ile hayvansever herkesin adeta nefretini toplayan Hermes, en son da Jane Birkin’in Birkin çantalardaki ismi değiştirmelerini istemesi ile gündeme geldi. Fransız marka birçok PR çalışmaları başlattı ve görüntülerdeki tesisin kendilerine ait olmadığını ve oradan deri almadıklarını söyledi.

Haberler bunlar. Fakat itiraf edelim ki Hermes lüks denince ilk akla gelen markalardan. Nitekim Hermes ya da başka bir markaya ait gerçek deri olarak satılan ürünlerin hiçbiri hayvanları okşayarak yapılmıyor. Deri kullanmak kürk giymekle aynı şey aslında.

Neyse… Dönelim moda konusuna. Erkek giyimi ile de ön planda olan Hermes'in Erkek Bölümü Sanat Direktörü Véronique Nichanian, NYTimes’dan Seteven Kurutz’a Paris’deki dairesinin kapılarını açmış. Röportajda dekorasyondan modaya herşey konuşulmuş.

Bize de 61 yaşındaki Nichanian röportajının çevirisi yapmak düşmüş. (Amerikalı dergi, Fransız tasarımcı, Türk çevirmen/blog. fıkra gibi oldu)

Evinizdeki en sevdiğiniz oda?

Beyaz duvarlı, yüksek tavanlı, Eiffel kulesi manzaralı odası. 

Bu oda ile ilgili en sevdiğiniz şey ne?

Oda iki taraftan da ışık aldığı için en çok atmosferini/ışığını seviyorum. Burayı görünce ilk 20 dakika içinde eşim ve ben bu dairenin bizim olması gerektiği anladık. Çocukluğumda  beri St.-Germain-des-Prés ‘de yaşamayı hayal etmiştim zaten.

Neden özellikle bu bölge?

Ben Paris’t doğdum ve bu şehirde brçok farklı blgede yaşadım. Çok taşındım zamanında. Bu caddeye alışveriş için gelirdim hep. Bölgeyi en küçük sokağına kadar bilirim. Buranın sakinleri bana hep daha sade, casual ve hoş gelmiştir. Burada her zaman birçok yazar ve sanatsever görebilirsiniz. Bana gore St.-Germain-des-Prés herkesin olmak isteyeceği bir yer. İnsanın hayalelrine ulaştığı zaman bir sure sonra sıkılır derler. Ben sıkılmadım. Hala çok mutluyum.

Moda dünyasında Parizyen bir akımdan bahsedilir. Dekorasyon dünyasında da Parizyen bir akım var mı?

Siz söyleyin. Biz – ben ve arkadaşlarım – hepimizin yaşadığı yer aynı diyemeyiz. Herkesin kişiliği farklı olduğu içni yaşadığı evler de farklı. Bazıları daha klasik ve geleneksel seviyor. Ben kesinlikle geleneksel değilim.

Sehpanızın üzerindeki çiçekler Fransız tarzi dekorasyona çok yakın…

Bu çiçekleri kasabadan getirdim. Benim için çok önemli bir dokunuş. Ortama yumuşaklık katıyor. Yatak odamda dahi çiçek vardır. Uyandığımda çiçek görmeyi seviyorum.

Müzik koleksiyonuuz dikkatimi çekri. Şu sıralar ne dinliyorsunuz?

Bob Dylan. Sesine hayranım.

Hem Hermes erkek koleksiyonlarınızda hem de evinizde biraz titizlik ve aşırı özen seziliyor…

Biraz eğlenceli tarafı olan minimalist tarzları seviyorum. Duygusal olarak anlamı olan şeyler…  Geniş bir markiz ve berjerim var mesela. Dostlarım için aldığım büyük bir kanepe ve çalışma alanım için şömine. Bunların iş şöminesi, dost koltuğu gibi isimleri var benim dünyamda. Ailemin yanından ilk ayrılıp da kendi dairemi tuttuğumda da buna benzer eşyalarım vardı. Daha küçüktüler ve başka semtteydi tabii. Fakat içimde hala aynı kişiyim. Değişmedim.

Blog: BooStil.com

Roportaj: NYTimes by, Steven Kurutz