Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '08

 
Kategori
Sanat Tarihi
 

Hermes'in sihirli sandaletleri

Hermes'in sihirli sandaletleri
 

Hermes


Bir şafak vakti Kyllene Tepesi’nde doğdu Hermes.Daha hasır beşiğindeyken minik tanrı, maceraya attı kendini. Apollon’un ineklerini, bir de boğasını çaldı. Hayvanlardan ikisini Olympos tanrılarına sundu. Sonra doğduğu yere dönerken, yolda bulduğu bir kablumbağanın kabuğuna iki sopa ve örülmüş hayvan bağırsağından telleri taktı.

İcat ettiği bu rübaptan öylesine hoş tınılar, sesler çıkıyordu ki herkesi mutlu etti.

Apollon’sa hırsından deliye dönmüştü o sıra. Hermes’in annesi kıvırcık saçlı Nymphe Maia’dan hayvanlarını geri vermesini istedi. Kadın, hasır beşiğinde uyuyan Hermes’i göstererek Apollon’u azarladı.

Apollon ısrar etti.

Hermes’i başyargıç Zeus’un karşısına çıkardı.

Zeus Hermes’i severdi. O’nu sevimli bir düzenbaz görürdü. Ama O’ndan hayvanları geri vermesini istedi. Apollon’sa Hermes’in icat ettiği müzik aletini görmüş, dinlemiş etkilenmişti ve Hermes’e değiş tokuş yapmayı önerdi. İki Tanrı anlaştılar.

Hermes bir de flüt icat etti. Karşılığında bugün tıbbın alegorisi olan yani çifte yılan biçimindeki sarmalı kadüseyi aldı.

Hermes tatlı dilliydi, iyi konuşurdu, şakacıydı.

Tanrısal buyrukları kendi üslubuyla anlatırdı.

Hermes hırsızların, kötülerin, yolcuların da tanrısıydı. Bu yüzden yol kavşaklarına ona adanmış taşlar dikilirdi.

Ölenleri ölüler diyarına götürendi, ölülerin rehberiydi.

İyilikseverdi. O’na ‘temiz yürekli’ anlamına gelen ‘Eriounios’ denirdi.

Hermes’in sihirli, altın ayakkabıları vardı. Bu ayakkabılar tılsımlıydı. Onu istediği yere, denize, göğe, ölüler dünyasına götürebilirdi.

Homeros destanlarında bu yönünü şöyle anlatmış yazar :

… Güzelim sandallarını bağladı ayaklarına,

O altın kakmalı tanrısal sandallar

Taşırlardı onu denizin üstünde,

Ya da sınırsız topraklar üstünde yel gibi

Hızlı.

Aldı eline değneğini,

İsterse büyülerdi onunla gözünü insanların,

İsterse uyandırırdı onları derin uykudan.

Aldı onu eline güçlü tanrı, uçtu gitti.

Pierie’yi geçip indi havadan denize,

Kaydı dalgaların üstünde bir martı gibi,

Balık avlarken ağır kanatlarnı köpüklere

Daldırır hani

Dipsiz kıvrımlarında ekin vermez denizin,

Hermeias da bin bir dalganın üstünde öyle

Gidiyordu.

 
Toplam blog
: 7
: 755
Kayıt tarihi
: 29.04.08
 
 

Arasıra İzmir'den uzaklaşan, İzmir'i özleyen ama yine de O'na dönen biriyim. Ve sevdiğim dostlarım, ..