- Kategori
- Sanat Tarihi
Tahtı bir ağaç üzerine kurulu Artemis

Artemis, bugün yerinde birkaç mermer taştan başka bir iz kalmayan, ingiliz çukuru olan Artemis...
Artemis'in Efes'teki tapınağı dünyanın yedi harikalarından biriydi.
İlk önce, İ.Ö 356da yakıldı, çünkü içinde paha biçilmez hazineleri barındırırdı.
30 yıl sonra yeniden yapılandırıldı Artemis.
Sonra Bizans İmparatorluğunun yağmalamasına mağruz kaldı ve taşları, Ayasofya'nın yapımında kullanıldı. Geri kalan taşlar, eşsiz mermerlerse Efes'teki Sen Jan kilisesinde kullanıldı.
İki üç yüzyıl sonra da British Museum'dan yollanan İngiliz arkeologlar ne buldularsa İngiltere'ye taşıdılar ve bugünkü İngiliz çukurunu bıraktılar geriye.
Yani kurbağaların ötüştüğü bir bataklığı !
Artemis Anadolu'lu bir tanrıçadır hala.
Bizimdir.
Hırıstiyanlığın baskısına karşı halkın sığındığı Ana Tanrıçadır.
Meryem Ana'nın kökleri, Meryem'i yaratandır.
Ege toprağının bereketidir.
Acısız oklarıyla hoş bir edayla ölmektir.
Ana'dır.
Doğum yapan kadınların yardımcı, el tutanıdır.
Doğanın, hayvanların dostu, koruyucusudur.
Artemis bizimdir. Bu eşsiz toprakların Anadolu'nun, simgesidir.