Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak

İddianame, beklenen veya beklenmeyen sonuçları verse bile; şunları hiç bir zaman unutmayacağım.

367 şartı gerçekleşmesinin hukukdışı yolunu gösteren, şu anda bile muhteşem görüşlerine çok sık başvurulan yargısal onursal Cumhuriyet Başsavcısının aslında ne kadarda hukuk dışı kaldığının değersizliğini,

Halkı kutuplaştırmak gibi özel amaçlı gerekçelerle yapılan “Cumhuriyet Mitinglerini”,

Sanal Muhtıra yoluyla, Hükümeti pasifsize etme gayretlerini,

Baykal ve marjinal partisinin iyice su yüzünde kalıp, sabun misali süratle eriyip yok olmaya doğru gidişini ve iyice paniklemesini,

“Ergenekon yoktur” diyerek yola çıkanların, “Ergenekon vardır” diyen Liboşlardan daha bir “Pervane”, daha bir” Fırıldak” olduğu gerçeğinin vidalamasını,

Sağa sola akıl veren milliyetçi geçinen ama CHP’den bile daha az milliyetçi görünen bir partimizin, kasıt kokulu, tecrübesiz AK Partiyi Türban tuzağına çekip aradan sıyrılmaya çalışmasının kurnazlığını,

Anlı Şanlı köşe yazarlarımızın “Darbe” yi teşvik edercesine yazmış olduğu yazıları,

Seçimle birlikte belirgenleşen “Halktan kopuk” yazarlarımızın iyiden iyiye iyotlanmasını,

Her seferinde, sanki kasıtlı yapılıyor gibi “Türkiye üzerinde oynana oyunlar” diye başlayan tekerlemelerin ve eylemlerin sorumlusu olarak gelişmiş devletlerin, başta ABD olmak üzere gösterildiğini,

Şimdi ise aslında oynanan oyunların içimizdeki emperyalistler tarafından oynandığı gerçeğinin herkes tarafından görülmesini,

Rahip cinayetini, Hırant Dink suikastını, Malatya Vahşetini ve bu cinayetlerin ortamı gererek nasıl bir etki yarattığını ve bağlantılarının hala daha kavranamadığını,

Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasını, Şemdinli olaylarını, Danıştay baskınını; yani bu olaylarla olan ortam hazırlık kokulu eylemlerini,

İddianamenin sonucu ne olursa olsun, asla unutmayacağım.

Ortalığı geren kasıtlı haber ve yazıları, Sayın Demirel’in “ODTÜ öğrencileri nerede” diyerek hayıflanmasını, Ekonominin bozulması için (şimdi kına yakabilirler) neredeyse dua etmeye çıkacak kadar ilahi güçlere sığınmaya çalışanları,

Ülkemizi “Kurtuluş savaşı” şartlarında gösteren afişleri hazırlatanları, bu amaç için söylemde bulunanları ve Cumhuriyet tehlikede tuzaklamasını yayanların kasıtlamalarının kurnazlıklarını,

“Darbe”yi övecek kadar kendini kaybetmiş Danıştay Başsavcısı’nı,

Ülkemizi kendi kabuğuna çekip üçüncü bir dünya ülkesi, yapmaya çalışanların tezgâhladıkları ve neredeyse başardıkları AB, ABD özel düşmanlığı söylemlerini,

Teröre karşı savaşanları, Şehit düşen askerlerimizi, Polislerimizi, acılarımızı, gözyaşlarımızı,

iddianamenin sonucu beklenen gibi olsun ya da olmasın, ben asla unutmayacağım.

Ülkemizi Demokrasi yolundan ayrılmaması için gereğini yapan savcılarımızı, yargımızı ve onlarla birlikte çalışanları, kıymetli bir yazarımızın sıkça bahsettiği “Birkaç İyi adamı” asla unutmayacağım.

Ülkemiz yeni bir rotaya girerken ve çoktandır her alanda başlayan değişimin bedelini öderken, asıl şimdi hep birlikte sağcısı, solcusu, Alevisi, Sunnisiyle CHP’ li, MHP’li ve AK Partilisiyle, Cumhuriyetçisi, Laikçisi ve hatta şeriatçısıyla birlikte, yani hep birlikte demek istiyorum,

Susurlukta attığımız sloganı tekrar bu kez gerçekten gururla söyleyebiliriz.

“Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak”