Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '14

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Hipnoterapi ve stres yönetimi

Hipnoterapi ve stres yönetimi
 

http://hipnozvemutluluk.com/2014/08/stress/ 

Stres aslında tüm canlılarda bulunan doğal bir mekanizmadır ve bunun sayesinde doğada meşhur ”Savaş Ya da Kaç” tepkisini ortaya koyarlar. İnsanlarda da bu mekanizmanın var olduğu sanılanın aksine bilim dünyasında oldukça yeni bir konudur. 1900 lü yılların başlarına hatta ortalarına kadar, stres sonucu meydana gelen tepkiler, histerinin farklı bir yüzü olarak algılanmıştır. Ancak, bunun insanın doğal bir mekanizmasının sonucu olduğu ”stres in babası” Selye’nin çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır.

selyeJános Hugo Bruno Hans Selye (1907-1982): Macar kökenli Endokronolog olan Selye, yaptığı çalışmalarlarla stresin, Hipofiz-Hipotolamus-Böbrek üstü (HPA axis) ekseninde gerçekleşen bir tepkime mekanizması olduğunu,bunun organlarımıza da direkt etkileri bulunduğunu ortaya koyan ilk bilim adamıdır.

Stresli dönemlerde, böbrek üstü bezleri normal miktardan çok daha fazla kortikoid hormonu üretir, bunun sonucu olarak uzun süreli stres dönemlerinde karaciğer yüksek kortikoid seviyesini kontrolde güçlük çekmeye başlar bu da vücudun hastalıklara karşı direncini azaltır.
Hepimizin bireysel olarak bunu deneyimlediği aşikardır. Bu tür dönemlerde, sık sık gribe yakalanma, mide ve dolaşım bozuklukları, kalp ve damar hastalıkları, hatta üreme ve boşaltım sistemleri rahatsızlıklarına kadar oldukça uzun bir listedeki hastalıklara yakalanmamız olasılığı yüksek bir şekilde karşımıza çıkmaktadır.

Psikolojik bir kavram olarak baktığımızda ise Stresi ”İnsanın dış talep ve durumlara karşı kendi kaynaklarının bunu karşılamada yetersiz kalması ve bunun farkına varması” yada ”bir tehdit algıladığında İnsanın ortaya koyduğu zihinsel, duygusal ve bedensel tepki” olarak tanımlayabiliriz. Bu hal depresyona panik ataklara dahi sebebiyet verebilir. Kendimize doğrulttuğumuz bir silahın tetiği gibi fiziksel zihinsel duygusal bir çok açıdan bizi vurabilir.

Ancak, tüm bu olumsuz açıklamalara karşın stres, öte yandan bizleri motive eden günlük olaylarda mücadele azmimizi de tetikleyen hatta başarı yolunda önemli bir itici güç olarak da varlığını gösterebilir. O nedenle biz HİPNOTİK uygulamalarımızda stresi yok etme yerine ”STRES KONTROLÜ” tabirini kullanıyoruz. Peki ya hipnozla terapi bunu nasıl sağlıyor. Bunun iki ayağı bulunmaktadır.

- Her şeyden önce hipnozun uygulama sırasında derin bir gevşeme ve iç huzuru sağladığını, hiç bir telkin verilmese dahi iyileştirici içsel gücümüzü harekete geçirerek günlük hayatımızda bizlere zihinsel, bedensel ve duygusal açıdan bir çok faydalar sağladığını biliyor ve görüyoruz. Buna güzel bir örnek olarak yaşadığım bir olayı aktarmak istiyorum; Yönetici konumundaki bir danışanıma stres yönetimi çalışması yaparken, seansların sonucunda son derece muzdarip olduğu ”uykuda diş gıcırdatması” ile ilgili şikayetlerinin de yok olduğunu gözlemlememizdir.
– İkincisi ise gevşeme uygulamalarıyla birlikte, yol gösterici, sağlıklı karar alma süreçlerini güçlendirici bir çalışma programının hazırlanması, etkin bir telkin sistemi ile bunun danışana verilmesi ve ek olarak otohipnotik(kendi kendine hipnoz) çalışmalarıyla da desteklenmesidir. Başka bir değişle stresin yarattığı enerjiyi, olumlu yönde kendi lehimize çevirme çalışmaları olarakda ifade edebiliriz.
Sizler de hak verirsinizki stres gibi sonsuz derinlikdeki bir konuyu buraya sığdırabilmemiz hemen hemen imkansızdır. Ancak, Stresin hipnoterapi ile son derece kolay ve etkin bir şekilde başa çıkılabilecek sorunlarımızdan olduğunu da vurgulayabilmek bir o kadar kolaydır.

Buna ilişkin olarak uygulamalarımızdan birkaç örnek verebiliriz,
– Strese bağlı halsizlik, cinsel isteksizlik, huzursuzluk, duyarsızlık, depresyon, yorgunluk, sinirlilik, karamsarlık, düşük özsaygı, yalnızlık, gerginlik gibi durumlarla başa çıkmada
– Aşırı yeme ya da iştahsızlık, iletişim becerilerinde azalma, aşırı alkol ve sigara tüketimi gibi tepkileri ortadan kaldırmada,
– Özellikle iş dünyasında çok sık karşılaştığımız ve Stresin en olumsuz sonuçları olan, karar verme, konsantrasyon güçlüğü, öğrenme ve anlama güçlüğü çekme, unutkanlık, eleştiriye aşırı duyarlılılık gibi kısıtlayıcı unsurların ortadan kaldırılmasında,
– Çoğumuzun, yaşadığımız çalıştığımız yeri seçme özgürlüğü ne yazık ki son derece kısıtlıdır. Dolayısıyla strese neden olan ortamlardan ”Kaçamadığımız” durumlarda bununla etkin bir şekilde ”Savaşma ” yöntemlerinin geliştirilmesinde. Bu ortamın içimizdeki yaratıcılığı, motivasyonu artırarak verimliliğimizin geliştirilerek artırılması sayesinde Stresi kendi lehimize çevireceğimiz bir araç haline getirilmesinde,
– Tüm bunların sonucu olarak ortaya çıkabilen, adet görmede düzensizlikler, tanısız göğüs sırt ağrıları, tanısız kabızlık ve ishaller, nedensiz baş ağrıları, uykusuzluk, vb gibi sayısız psikosomatik rahatsızlıkların giderilmesinde ,

Özetle Hipnozun; belirtilen konularda oldukça hızlı sonuç alınabilen etkili bir yöntem olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.! 

 

 

 

 
Toplam blog
: 22
: 278
Kayıt tarihi
: 01.09.14
 
 

1963 Yılında İstanbul'da doğdum. Üniversite Eğitimimden sonra (Marmara Üniversitesi İktisat) yakl..