- Kategori
- Kişisel Gelişim
Hipnozla zayıflama

NLP Uzmanı İnci Aktaş
Öncelikle belirtmem gerekiyor ki; değişmek için bilinçaltını değiştirmek zorundayız. Çünkü biz bilinçli zihnimizle her gün bir sürü karar veririz. Mantıken bizim için en iyinin ne olduğunu çok iyi biliriz ama yapamayız. Çünkü güç bilinçaltındadır. Bilinçaltının rızası olmadan hiçbir şey yapamayız. Sinirlendiğimizde, tatmin olmak istediğimizde yemeğe saldırmaktan başka yapabileceğimiz bir şey yoksa kilo almak kaçınılmazdır. Bu duygusal açlığa işaret eder ve duyguların kaynağı bilinçaltıdır. Bilinçli zihin ise mantık beynidir.
Bilmek zorunda olduğumuz şey; artık bu konunun gereklilik halinden çıkarak şart haline gelmesidir. Çünkü kilonuzu metabolizmanız belirlemiyor. Bilinçaltınız belirliyor. Bedeninize tek besin diyetleriyle çılgınca acılar çektirerek zayıflayamazsınız. Ne kadar süre yağsız tuzsuz salata yiyerek yaşayabilirsiniz? Yaşayamazsınız. Aklınızda sürekli bir dilim pastanın hayali olur. Ve daima bilinçaltının hayali gerçeği yener. Gidip o pastayı yersiniz. Hipnozla zayıflamanın amacı önünüzde kocaman bir pasta dururken hayalinizde ideal kilonuzun olmasıdır. Ve emin olun sonunda bu hayal kazanacaktır.
Diyetlerin devam edememesinin en önemli sebeplerinden birisi kıtlık bilincidir. Birisi bana dolaptaki pastaya yeme derse mutlaka o pastayı yerim. Ama biri bana dolapta pasta var istediğin zaman yiyebilirsin derse, gerçekten de o pastayı istediğim zaman yerim. Diyet esnasında yemenizin yasak olduğu şeyler hayallerinizi süsler. Ve hayaliniz kazanır. Kıtlık bilincinin çözümü ise formda bir vücuda sahip kişileri modellemektir. Onlar her zaman acıktığında yerler doyduklarında bırakırlar. Ama her şeyi yeme serbestisi içindedirler.
Artık bildiklerinizi unutun çünkü bildikleriniz değil inandıklarınız önemlidir. Eğer asla zayıflayamam diyorsanız, sizi temenni ederim ki asla zayıflayamazsınız. İnançlar kendi kendini gerçekleştiren kehanetler gibidir. Onlara inanırsınız. Sonra gerçekleşirler. Ve siz de inanmaya devam edersiniz. Ama lütfen artık bir inancınız size fayda getirmiyorsa onu değiştirin. Sonra neden su içsem yarıyor diye düşünmeyin. Amerika’da çift kişilik sendromu yaşayan bir kadın bir kişiliğine büründüğünde şeker hastası olduğuna inanıyor e hastalığın tüm belirtilerini gösteriyor. Diğer kişiliğine büründüğünde ise bu inancını hatırlamıyor ve hastalık belirtileri kayboluyor. İşte neye inandığınız bu kadar önemlidir. Bugünden itibaren su içseniz yaradığına inanmak yerine her gün ideal kiloma yaklaşıyorum diyebilirsiniz mesela.
Hipnoz ise bir telkinin kabul edilmesidir. Yani biri bana bir şeyi yap demişse ve ben o dediğini yapmışsam o kişinin hipnozu altındayım demektir. Yani aslında hayatımızı bir çok anında hipnoz oluyoruz. Hipnoz bir iletişimdir.
Aynı zamanda hayatımızın büyük bir bölümünü transta geçiriyoruz. Kaç sefer evinizden çıkıp işyerinize vardığınızda aradan geçen zamanı farketmediiğinize ve nasıl geldiğinize şaşırmıştınız? Birisine doğduğun evi gözünde canlandır, ne renkti dediğimde o bunu düşünürken zamanın bağlarından koptuğu için transa girer.
Kilo problemi bilinçaltının doğru ya da yanlış hiçbir bilgiyi ayırt etmeden kaydettiği bilgilerden dolayı sisteminin çökmesinden ortaya çıkar. Hipnoz ise bir hayal kurdurma sanatıdır. Hipnozla zayıflama programında bilinçaltının hayalini değiştiririz. Hipnozla kişinin zihninin bilinçli kısmını atlayarak bilinçaltına ulaşılır ve kişiye özel hazırlanan telkinler yerleştirilir.
Unutmayın, neye inanıyorsanız o olacaksınız..