Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '14

 
Kategori
Deneme
 

Hissetmek ta yürekten...

Hissetmek ta yürekten...
 

Anlamak ve idrak edebilmek... Bilmek ve idrak edebilmek.. Öyle farklı şeyler ki...

Günlük hayatımızda çok şeyler duyarız, yaşarız, yaşayanları görürüz.... Ve hep bir şeyleri paylaşır ya da paylaşır gibi yaparız... Mesele şudur aslında: Tüm bu yaşananların, hayatın ne kadar farkındayız ve yaşananları gerçekten ne kadar yaşarız... 

Hayatı ne kadar idrak ediyoruz, edebiliyoruz...

Hani içimiz yanıyor denir ya hep, bir ölüm haberi alındığında...  Yok yok.. O kadar içler yanmıyor aslında...

Ateş düştüğü yeri yakıyor bu kesin... Aslında diğerlerini de yakar da, o kadar abartılı değil.

Zaten görünmüyor mu bir takım gerçekler... Çünkü tv başında izlemekle, uzaktan basından takip etmekle öylesine gerçek manada iç yanmaz. Yanmıyor da... O yanmayı, gerçekten içlerin yandığı yere giderseniz gerçekten hissetmeye başlarsınız...

Hele bir de o sönen ocaklara giderseniz... Gerçek yangını görürsünüz. İşte o zaman içinizin parçalanmaya başladığını gerçekten yaşamaya başlarsınız...  Ya bir de ... Ya bir de canından can kaybeden o insanları düşünün...

Yani ateşin gerçekten yaktığı düştüğü o ocağı... Hele bir de o acıyı menfaatleri uğruna kullanmaya çalışanlar düşünün...

Hani öyle yumruğunu havaya kaldırıp, orayı burayı yağmalayıp, sağı solu ateşe vererek değildir onu hissetmek...

Bu olsa olsa can yakmaktır...  Güzel bir söz vardır. İnsanlar bu sözü hayatlarına adapte etseler, sanırım güzel şeyler düşünmek için vakit bulabileceklerdir. "Bugün başkasının yaşadığı kabus, yarın senin gerçeğin olabilir."

Ölüm bambaşka bir duygu veriyor insana... O çok sevdiğiniz öldüyse, aslında bir yanınız, yüreğinizin bir kısmı, ona ait duygularınız da onla birlikte ölüyor... Yani kendinizden de bir şeyler ölüyor ölenle birlikte...

Belki de bu yüzdendir hatırladıkça bir yanımızın sızım sızım sızlaması...İşte o, ölen yanımızdan kalan, ona ait ve yeri doldurulamayan yerimizin sızlamasıdır... Dağlanır ve öylece kalır..

Tabi şunu da unutmamak lazım. Ölmek sadece bu dünyayı terk etmek değildir...  Umutlar ölünce de insan ölür...

Ancak hem hayatın devam etmesi, hem de umutların tükenmesi.. Olur ya aman zaman...

Ve ölemeyiz bir türlü ölmedikçe umutlar...

 

Erol Güldiken  

 
Toplam blog
: 53
: 1368
Kayıt tarihi
: 31.10.08
 
 

Bestekar ve Yazar'ım. Sanat, kişisel gelişim ve hayata dair; elimin erdiği, dilimin döndüğü ve ka..