- Kategori
- Deneme
Hitap ve davranış biçimleri

Hitaplar,sözler haricinde ellerle,gözlerle tahkim ve tasdik edilmeli
İnsanlar, seslendirdikleri kelime, söz haricinde, göz, kaş, burun, el, kol ve ayak davranışları, duruş biçimleriyle de hitabın akışını şekillendirir.
Hitap şekli:
Kişinin kültür yapısını, görgüsünü ve karakterini yansıtır. Hitap ve konuşma bir kültür, bilgi, zekâ ve görgü meselesidir.
Hitap esnasında, el, kol ve bacak hareketleri, gözlerin hedefi, kaş oynatma, yüz hatları, suçluluk ve öfke durumu, sinirli gülüş, gereksiz tebessüm, ses tonu, düşünce, duruşu, başla tasdik etme, güven verme, vs gibi hususlar dikkat çeker.
Hitapta kullandığımız kelimeler, sözler karşımızdaki kişiye/ kişilere verdiğimiz değeri, duyduğumuz saygı ve güveni yansıtır. Karşımızdakine gereken değeri verdiğimiz oranda sayılır, sevilir. Bu da kişilerle olan iletişimimizi kolaylaştırır.
Yakınlarımız haricinde ( hatta yakınlarımız dâhil ) kişilere varsa önce unvanı, sonra ismiyle hitap etmek önemli bir husustur. Tanımadığımız kişilere ” sen “ diye hitap etmek, “ bu, şu” gibi zamirlerini veya “kız, lan “ kelimelerini kullanmak kültür, görgü kurallarına aykırıdır. Kişilere ismiyle hitap etmek toplumun kültür ve görgüsünü yüceltir.
El sıkışmak/Tokalaşmak:
Kişilerin ilk kuracağı fiziksel temas selamlama aşamasındaki el sıkmadır. El sıkmak ile karşıdakine duyulan ilgi, kişinin gücü ve güçsüzlüğü yansıtır.
Genel olarak eli güçlü ve sıkı biçimde kavramak karşıdakine olan ilgiyi ifade eder. Zayıf ve güçsüz bir tarzda eli kavramak ise “kayıtsız “ duygulardan uzak bir mesaj olarak gösterilir.
Elin gereğinden uzun süre tutulması dolu, dolu içten bir kavrayış, karşıdaki kişiye duyulan yoğun dostluk ve güçlü duyguların işareti sayılır. Kişiler el sıkışınca elbette gözlerinde diğer gözleri görmesi gerekir ki buda kişiler arasındaki yakınlığı hissettirir.
Kişilerde davranış biçimleri:
Sosyal bir varlık olan insan sürekli diğer insanlarla iletişim halindedir. Kişiler arası ilişkilerde etkileşim sırasında duygu, düşünce, istek ve diğer değişik davranışlarını ifade ederler. Bu davranış biçimleri pasif, saldırgan, manüplatif ve atılgan diye dört gruba ayrılır.
Pasif davranış;
Pasif davranış sergileyen bir kişi kendini değersiz hissetmektedir. Duygu, düşünce ve isteklerini ifade etmek yerine kendine saklamayı tercih eder. “ Hayır” demekte zorlanır, haklarını savunmaktan kaçınır, sorumluluk almak istemez.
Tepki vermesi gerektiği durumda bile sessiz kalır. Diğerlerinin isteklerinin ve duygularının kendininkilerden daha önemli olduğuna inanır. Başkalarının onun adına karar vermesine izin verir. Reddedilme, kötü izlenim bırakma riskini göze alamaz “Kaybet-Kazan“ ilişkisini hedefler. Pasif davranış sergileyerek karşısındakine “ Ben önemli değilim, sen önemlisin” mesajını verir.
Saldırgan davranış;
Saldırgan bir kişi diğerlerinin haklarını reddeder, duygu ve düşünceleri ile ilgilenmez. Kendi duygu düşünce ve isteklerinin başkalarınınkinden daha önemli olduğuna inanır. Başkalarının yerine karar verme eğilimi gösterir.
Karşısındakilere saygı göstermez, onları aşağılar, küçümser. Böyle davranarak baskın olmaya, değer kazanmaya çalışır. Emredici, savunmacı, düşmanca davranır. “ Kazan- Kaybet “ ilişkisini hedefler. Kişinin sergilediği saldırgan davranış karşısındakine “ Sen önemli değilsin, ben önemliyim” mesajını vermektedir.
Manüplatif davranış;
Manüplatif davranan bir kişi kendi ihtiyaçlarını karşılamak için çevresindeki insanları kontrol etmekte, etkilemekte ve yönlendirmektedir. Gerçek öyle olmadığı halde diğerlerinin haklarına saygı duyar gibi görünür.
Duygu, düşünce ve isteklerini dolaylı yollardan iletir, imalı konuşur. Pasif saldırgan tepkiler verir. Karşı tarafı suçlu hissettirir. Kişi böyle davranarak karşısındakine “ Ben önemli değilim, sende önemli değilsin, önemli olan çıkar” mesajını vermektedir.
Atılgan davranış;
Atılgan kişi olumlu ve olumsuz duygu, düşünce ve isteklerini karşısındakine basit ve net bir şekilde, rahatlıkla ifade eder. Kendi ihtiyaçlarını belirleyip haklarını savunurken, başkalarının haklarına da saygı duyar. Kendine güvenir, gerektiğinde “ Hayır “ diyebilir. Kendi kararlarını kendi verir.
Davranışı başlatma, sürdürme ve sonlandırma becerisine sahiptir. Uyumlu ve karşılıklı güvene dayalı ilişkiler kurar. Atılgan davranış sergileyen kişi karşısındakine “ Ben önemliyim, sende önemlisin” mesajını vermektedir.
Görüldüğü üzere insanlarda hitap sadece kelimelerin sözlerin telaffuz etmesiyle bitmiyor. İnsanlar iç dünyasını, dış dünyasıyla tahkim etmeli. Davranış biçimleri hitabını onaylamalı. Vücut azalarının davranış şekilleri daha çok önem kazanır. Öyleyse insanlar sadece hitap etmekle değil davranış biçimleriyle de ölçülür.
Kıymetli Okurlarımıza saygılar sunuyorum.
Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN