Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Nisan '12

 
Kategori
İnançlar
 

Hocayla boşanma konusunda sohbet....

Hocayla boşanma konusunda sohbet....
 

islamiforum.com


 

"Selamünaleyküm hocam"
 
"Aleykümselam evladım. Hoş geldin. Cuma'n hayırlı olsun."
 
"Sağolun hocam. Sizin de hayırlı olsun"
 
"Geçen hafta bana nikâh ve  boşanma konusunu sormuştun. Nikâh konusunda konuşmuştuk ama boşanma konusuna vaktimiz kalmamıştı. Bu gün herhalde o konuyu soracaksın?"
 
"Hocam ben direkt olarak tek bir soru soracağım. Hülle ne demektir?"
 
"Sözlükte "helâl kılma" anlamına gelen halle fiilinden türetilen hülle kavramı, üç talakla boşanan bir kadının ayrıldığı kocasına dönebilmesi amacıyla bir başka erkekle evlenmesi anlamına gelmektedir."
 
"Yani resmi nikâh olmadığı zamanlarda bir koca eşine 3 defa boşol dediğinde bu üç talak mı sayılıyor?"
 
"Hayır, hayır, öyle değil. Karısını boşamak isteyen kişi, hanım âdetten temizlendikten sonra ve onunla cinsî ilişki kurmadan bir kez boşar ve beklemeye başlar. Hanım tekrar âdet olup temizlenince yine ilişki kurmadan tekrar boşar. Hanım üçüncü kez âdet olup temizlendikten sonra ve ilişki kurmadan üçüncü defa boşar. Artık bu son boşamadır. Bu boşama şeklinin güzel görünmesine sebep, kesin boşamanın üç aya serpiştirilerek gerçek anlamda geçinmenin imkansızlığına delil teşkil etmesidir. Çünkü birinci ve ikinci boşama tekrar bir araya gelmelerine engel olmayacağı için, koca veya taraflar pişmanlık duyup boşamaktan vazgeçerlerse evliliklerini sürdürebilirler. Ayrıca kızgınlık ve kırgınlıklar üç ay gibi bir süre devam etmeyeceği için sebepsiz yere bir hiç uğruna yuvaların yıkılması önlenmiş olur."
 
"Peki hocam, koca üçüncü defa boşadıktan sonra tekrar boşadığı karısıyla evlenmek isterse, karısının başka bir erkekle evlenmesi şart mıdır?
 
"Evet evladım"
 
"Peki hocam bununla ilgili ayet var mı?"
 
"Evet var. Bakara suresinin 230. ayeti şöyledir: ...Eğer erkek karısını (üçüncü defa) boşarsa, kadın, onun dışında bir başka kocayla nikâhlanmadıkça ona helâl olmaz. (Bu koca da) onu boşadığı takdirde, onlar (kadın ile ilk kocası) Allah'ın koyduğu ölçüleri gözetebileceklerine inanıyorlarsa tekrar birbirlerine dönüp evlenmelerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın anlayan bir toplum için açıkladığı ölçülerdir." 
 
"Böyle bir ayetin mutlaka bir amacı olması gerekir değil mi hocam?"
 
"Tabi evladım. Çünkü Hülle yapmak demek, bir erkeğin, üç talakla boşadığı eşi ile tekrar evlenebilmesi için, o kadını rızasıyla başka bir erkekle nikahlayıp, bir geceliğine zifafa sokması demektir. Şayet o erkek zifaftan sonra boşarsa, o zaman bu kadın da isterse ilk kocasıyla evlenebilir. Böyle bir uygulama ise bir erkek için zillettir, aşağılıktır. Allahü teâlâ, erkeklere boşamak hakkını verdi ise de, bu hakkı gelişi güzel kullanmamaları ve kadınlar, erkeklerin elinde oyuncak olmamaları için, erkeklere bu hülle zilletini yüklemiştir. Hülle korkusundan bir erkek, boşama lafını ağzına bile alamaz. Aile arasında boşamanın şakası da olamaz. 
 
 
"Peki, hocam, bu hülleyi kendilerine göre algılayanlar olmamış mı? Yani hülleyi hile yapan olmamış mı?"
 
"Olmaz olur mu? Hülle için, hileye baş vuranlar olmuş, iddet beklemeden evlenmek caiz değil iken, nikah yapanlar çıkmıştır. Bu gece evlenip sabah boşayacak kiralık adam aramışlardır. Dinimizde böyle geçici nikah yoktur. Birisi ile anlaşıp bu gece evlen, yarın boşarsın diye bir anlaşma yapmak, yani belli bir süreliğine evlenmek sahih değildir. Peygamber efendimiz, hülleciyi kiralık teke olarak vasıflandırıp buyurdu ki: (Hülle yapana da, yaptırana da Allah lanet etsin.)" 
 
"Peki hocam, boşanma konusunda başka sure var mı?"
 
"Bir de Talak suresi var. O sure erkeklerin boşadığı eşlerine haklarını vermesiyle ilgili."
 
"Peki hocam, islama göre  kadının boşanma hakkı var mıdır?"
 
"Eğer kadın, evliliğinde kocasından zulüm görüyorsa, bunu hakime (kadıya)  iki şahit eşliğinde giderek boşanma isteyebilir ve hakim veya kadı da kadının isteği üzerine boşanmaya karar verebilir."
 
"Peki hocam Cumhuriyetten önce, Osmanlı Devleti zamanında evlenme ve boşanma nasıl olurdu?
 
"Osmanlı Devleti, kurulduğu tarihten itibaren İslâm Hukuku esaslarına bağlı kalınarak idare olunmuştur. Gerek amme hukuku ve gerekse özel hukuk sahalarında, bunun dışına çıkılmamıştır. İslâmiyet'in bildirdiği ilâhî kurallardan hiç ayrılınmamıştır. 
 
"Mecelle (Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye)Osmanlı Devleti zamanında, Ahmed Cevdet Paşa başkanlığındaki ilmî bir heyet tarafından, İslâm Hukukuna bağlı kalınarak hazırlanan ve asıl ismi Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye olan meşhur kanun. Mecelle, lügatte; içinde hikmet bulunan sahife, ciltlenmiş kitap, dergi vs. mânâlarına gelir. 1877 yılında Abdülhamid Han zamanında tatbik edilmeye başlanmış. 1926’da yürürlükten kaldırılmıştır. Mecelle, 1851 maddeden meydana gelmiş bir kanun olup, İslâm devletlerinde ve bu arada Osmanlı Devletinde uygulanmış,"
 
"Bundan sonraki gelişmeleri de ben anlatayım hocam. Cumhuriyet döneminde ise 17 Şubat 1926 tarihinde Medeni Kanun kabul edilmiş. Avrupa ülkelerinde uygulanan Medeni Kanunlar incelenmiş, ve İsviçre Medeni Kanunu tercüme edilerek kabul edilmiştir. İsviçre Medeni Kanununun Seçilmesinin Nedenleri:
 
* Avrupa’da hazırlanan en son Medeni kanun olması ve her türlü yenilikleri içermesi
* Sorunlara akılcı ve pratik çözümler getirmesi
* Demokratik olması
* Kadın-erkek eşitliğine dayanması
* Laik bir anlayışla düzenlenmiş olması"
 
"Evet sen bu konuda epey bilgilisin evladım."
 
"Hocam, müsaadenizle ülkemizi çağdaş medeniyet seviyesine getiren bir kişiyi de burada anarak bugünkü sohbetimizde son sözü ben söylemek istiyorum."
 
"Söyle evladım"
 
"Bu düşüncemi tek bir cümleyle ifade etmek istiyorum. O cümle de şöyle:
 
"Allah Atatürk'ü yarattı. Atatürk de Türkiye'yi yarattı."
 
 
 
 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara