Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '09

 
Kategori
Siyaset
 

Hoppala!.. Yine mi ya?

Hoppala!.. Yine mi ya?
 

Kaynak:Milliyet.com.tr


Bir ritüel halini aldı, farkında mısınız, başbakanın her yurt dışı gezisinde bir problem yaşaması…

Davos öncesini pek takip etmemiştim, bir şey diyemem bu yüzden, ancak Davos ve sonrasında her bir gezide bir problem yaşandığına tanık oluyorum, haklı bulanlar olabilir, ancak şu gerçeği de gözden kaçırmamak gerek: Hep mi başbakanı bulur?

Uzun yıllar ihracat işiyle iştigal etmemden dolayı birçok ülke insanlarıyla çalıştım, dolayısı ile de yaşanan durumları irdeleme hakkını kendimde az biraz fazla bulmaktayım, müsaadenizle…

Bir kere, birçok ülkede, insan eşitliği var, bizim Atatürk Cumhuriyetinde tanıştığımız ancak gitgide unuttuğumuz bir durum yani…

Saygı, bu ülkeler için bizim anladığımız boyutun çok üstündedir, bacak bacak üstüne atmak bizde saygısızlık örneğidir hala, o insanlar kafa bile yormazlar böyle bir duruma!

El-etek öpmek de yoktur, mesela, onlarda, yalakalık da beş para etmez hattı zatında.

……

Davos fatihi unvanı haklı bir unvan değildi bana göre, ancak beğenenler olmuş anladığım kadarıyla, durum az biraz bundan ibaret!

Lisan eksikliği ise bir başka neden!...

Kültür eksikliği de tuzu biberi, yoksa üst düzey görüşmelerde neden çıksın bu hengameler?

……

Bir de, tabii ki “Padişah Recep Tayip Erdoğan” nidaları var ki, bunun sonuçlarına bizler her yurt içi gezilerinde alışığız, her atılan imzalarda, her gereksiz gözaltına alınmalarda! Hatırlayınız, belediye seçimleri için yapılan parti gezilerinde ufacık bir karşı görüşe dahi verilen tepki en az gözaltıydı…

Aynı korumalar bizim de birçok vatandaşımızı itelemediler mi?

Aynı başbakan “Ananı da al git!” demedi mi?

Cumhuriyette, demokraside yeri var mıydı bunların, o zaman otokrasiden söz etmek gerektiğini söylemedik mi?

……

Yurt içinde bizler suskun kaldıkça, ya da susturuldukça, Davos Fatihi alıp başını yürüyor, var mıdır bunun bir başka açılımı?

Alkışlayanlar var nasıl olsa, “aman efendim, hoş geldiniz Amerikan Fatihi!”…

……

Bizler aynı kültürden olmamıza, aynı dili konuşmamıza rağmen kabul edemiyorsak bir takım şeyleri, elin adamı mı çekecek padişahın kaprislerini?

……

İşin kötüsü pastayı birileri yiyor, faturasını ise Türkiye ödüyor, hem de ne bedellerle; elin adamı güler geçer, az biraz dalga geçer, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bizlere ise hayıflanmak düşer!

Hem de her sağlık hizmetinde ödediğimiz katkı paylarıyla, sabit telefon ücretleriyle, aklımıza gelebilecek her şeyin kazancımız ile orantısız vergileriyle!...

……

Bari, korumaları yabancı dil bilenlerden seçselerdi! Enikonu bir İngilizce, yoksa Arapça bilenler mi tercih sırasında öncelikli?

……

Sonuç itibariyle, sayın başbakan bu işler böyle yürümez!

Gülgün Karaoğlu

Eylül,23/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..