Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '10

 
Kategori
Sağlık
 

Hormonlu besin maddeleri

Hormonlu besin maddeleri
 

HORMONLU ÜRÜNLER

Teknolojinin gelişmesiyle insan hayatı daha modernleşirken bunun yanında sağlığı da o denli bozuluyor. Nimet külfete dönüşüyor.

Bugün teknoloji sayesinde, beslenmeyle ilgili ürünlerin üretimi daha kolay fakat o denli de insan sağlığı için zararlı hale gelmiştir. Ancak toplum bunun tam olarak bilincinde olmadığı gibi toplumu yönetenlerin de duyarsızlığı o denli fazladır.

Bugün üç kuruş para kazanma uğruna bir nesil felakete doğru sürükleniyor. Öte yandan birileri trilyonlar kazanırken vatandaş hem parasını ve hem de sağlığını kaybediyor fakat farkında değil kimse. Tabii ki kaybeden yine hep vatandaş oluyor.

Yıllar önce alerjik rahatsızlığım sebebiyle tıp fakültesinde 4 yıl boyunca uğraştım. Her zaman bana söylenen ise; yiyeceklerden alerji oluyor olduğumdu. Ben de hep sordum; “iyi de bu yiyecekler hangileri, söyleyin de bilelim.” Ama 4 yıl boyunca ben hep aynı soruyu sordum, onlar da hep aynı cevabı verdiler.

Sonunda kendimi takibe aldım. Titizlikle yediğim ürünleri değiştirdim. En sonunda sorunu tespit ettim: Hormonlu besin maddeleri. Bu besin maddelerinden yemediğim sürece alerjik hiçbir sorunum yok.

Bir gün tekrar aynı tıp fakültesine giderek alerji uzmanı olan bir prof. a olayı anlattığımda bana tespitimin doğru olduğunu söyledi. Gerçi söylemesine gerek yoktu çünkü bilimsellik deney ve gözleme dayandığına göre ben de denedim ve gördüm. Daha doğrusu yaşadım ve yaşıyorum.

Şimdi bu olayı çevremdeki insanlara sürekli anlatmaya çalışıyorum. Burada bundan bahsetmemin sebebi de tespitimi okuyucularımla paylaşıp onları haberdar etmek ve insanlık görevimi yerine getirmektir.

Bu konuda, Prof. Dr. Sn. İbrahim Saraçoğlu’na ve Prof. Dr. Sn. Erkan Topuz’a çok teşekkür etmek gerekir. Çünkü onlar bu işi TV kanallarında bir ara sürekli işlediler; fakat onlar aynı zamanda, anlattıkça sürekli tehdit aldıklarını da söylediler. Sonunda onlar da susmak zorunda kaldılar.

Şimdi benim tespit etmiş olduğum bu ürünlerin ne olduğunu anlatacak olursam:

-Çiftlik tavuğu. 40 günde hormonlu ilaç ile büyütülüyor. Bazıları tüyleri soyulmuş üretiliyorlar.

-Çiftlik yumurtası.

-Seralarda üretilen domatesler. Marketlerde satılan domateslerin %99 u hormonlu. İçerisinde beyazımsı halkalar olur ve domates tadı bulamazsınız. ( Bazı uzmanlar domatesin prostat hastalığı için en önemli koruyucu olduğunu söylerler. Oysa domatesler işe yaramazsa prostat hastalığı daha da çok artar demektir.)

-Bugün piyasada satılan kavun-karpuz. Normalden büyük olurlar ve karpuzun kırmızı iç kısmına dikkat ederseniz beyazımsı köpüksü yapısı vardır ve tadı da yoktur. Karpuz tadı alamazsınız.

-Beyaz turpun içi süngersi ve köpük gibi beyaz olanları. Bunlar normalden büyük olur.

-Sera patlıcanı. Normalden büyük olur.

-Sera çileği. Normalden büyük ve içinde hava boşluğu olur.

-Sera salatalığı vs.

Benim tespit ettiğim ürünler bunlar.

Bu ürünlerin doğal olanlarından istediğim kadar tüketiyorum fakat hiçbir alerjik rahatsızlığım olmuyor. Fakat suni üretilmiş hormonlu olan bu ürünlerden yediğimde ayaklarımda oluşan alerjik rahtsızlığım başlıyor.

Çevremde alerjik rahatsızlığı olan nice insan görüyorum ancak herkesin vücudunun aynı bölgesinde olmuyor. Vatandaş benim gibi hastanelerde doktor doktor dolaşıyor fakat sonunu tespit edemiyor. Yani vatandaş gerçeği bilemiyor. Doktorlar da filanca ürünlerden uzak durun demiyorlar, diyemiyorlar.

Bunu bir yerel kanalda program yapıp dile getirelim dedik fakat TV kanalı sahibi işin öteki yanından korktu ve yapamadık.

Bu ürünler aslında insanın sadece midesini dolduruyor, açlık hissini gideriyor fakat vücuda hiçbir fayda sağlamıyor. Tam aksine zarar veriyor. Vücut, kendini güçlendirmek için ihtiyacı olan besinleri alamıyor ve güçsüz düşüyor. Böylelikle bağışıklık sistemi zayıflıyor. Sonra her türlü hastalığa kolayca yakalanabiliyoruz. Hastaneler dolup taşıyor.

Doğan çocukların kemik yapısı ve vücut direnci düşük oluyor kolayca hastalığa yakalanabiliyor ve böylece nesil bozuluyor. Hele hamile kadınlar hamilelik dönemlerinde bu duruma çok daha fazla dikkat etmelidirler. Hormonlu ürünlerden kesinlikle uzak durmalıdırlar.

Tabii ki hekimler ve bu konudaki uzmanlar bu işin detayını daha da iyi bilirler fakat bu ülkede hangi hukuk sistemi onların arkasında duracak ki onlar bu işi vatandaşa anlatsınlar. Yeterli denetimler zaten yapılmıyor. Yapılacak olsa bile o denetleyicilerin arkasında duracak olan hangi yetkili.

Hastaneye gittiğinizde, Türkiye’deki laboratuarlarda bu olayın testi yapılamıyordu. Yaklaşık 5 yıl kadar önce bir TV kanalında uzmanlar, Türkiye’de hormon testini yapacak laboratuarın olmadığını fakat kurulma çalışmalarının başlatıldığını söylüyorlardı.

Zaten Rusya ve Avrupa’nın almadığı domatesler Türkiye de iç piyasada tüketiliyor fakat hiçbir denetim yok.

“Onu yeme, bunu yeme! Ne yiyelim? Yiyecek bir şey kalmadı ki” diyenlere ise benden söylemesi: Ne isterseniz onu yiyiniz, herkes özgürdür. Benden de söylemesi. Ben bildiklerimi söyleyeyim de kim, ne isterse onu yapar.

Önce vatandaş bilinçlenmeli sonra yetkilileri göreve çağırmalıdır.

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..