Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '08

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Horozlardan korkan yar

Horozlardan korkan yar
 

Saldırgan bir gülibik:)


İzmir’in, soğuk ve yağmurlu kış gecelerinde perdeyi usulca aralayarak sokağı gözlerdim. Solgun ışıklı lambaların aydınlattığı linyit kokulu ıslak sokaklar, pek ıssız olurlardı nedense…

Korkardım.

Ramazan davulcusundan; durmamacasına yağan yağmurdan; pencereden bakan Arap kızından; boyutlarını bilemediğim ama ayak seslerini duyar gibi olduğum o “dev’den”; mahalle aralarında koca popolarını sallaya sallaya dolaşan şalvarlı bohçacı kadınlardan, ağzında iki diş kalmış kundura tamircisi Hasan Amca’dan; sokaklarda yarı çıplak dolaşan Deli Mehmet’ten ve tabii ki yan komşumuz iğneci Muradiye Teyze’den…

Korkardım.

Babamın eliyle beslediği, fırsatını bulur bulmaz da orama burama gaga atan kibirli ve saldırgan horozundan; kırk yılda bir yumurtlayan tavukların yumurtalarını gövdeye indirmek için kümese dadanan yılanlardan; bahçedeki kuyuya düşmekten; karnede zayıf getirmekten…

Korkardım.

Üzerine yeşil örtü örtülmüş kıytırık tabutları taşıyan adamlardan, tabutun ardından ilerleyen cenaze alayının o kahredici sessizliğinden, allı güllü bayramlarda yapılan ve ömrümün yarısını alıp götüren kabir ziyaretlerinden…

Korkardım.

Bunca yıl sonra, Berlin’in, soğuk ve yağmurlu kış gecelerinde hiç kapanmayan perdelerime sürtünerek uzakta yanıp sönen ışıkları gözlüyorum şimdi.

Gerekçeleri değişse de…

Korkularım baki.

Biliyorum; ne kundura tamircisi iki dişli Hasan Amca, ne sokaklarda yarı çıplak dolaşan Deli Mehmet, ne de iğneci Muradiye Teyze hayatta… Kuyulu ve kümesli bahçesinde tacizkâr ve de kibirli horozların dolaştığı evimiz de yok artık.

Biliyorum ki artık yaşam; yavaş yavaş doğmaktır! Korkudan ziyade huzur veriyor bana artık beyaz mermerli mezarlar. Hem sonra pencereden bakan Arap kızları da görmedim uzun zamandır. O ayak seslerini duyar gibi olduğum “dev” de ablalarımın yalanı.

Ama korkularım baki!

İzmir’in soğuk ve yağmurlu kış gecelerinde perdeyi usulca aralayarak sokağı gözlemek istiyorum şimdi. Solgun ışıklı lambaların aydınlattığı linyit kokulu ıssız sokaklarda dolaşmak istiyorum.

Gözyaşlarımı gizleyen yağmurlar yağsın istiyorum.

Korkularımı çitiliye çitiliye yıkamak…

Geçmişe bir an dönüp o bereketli yağmurlarda ıslanmak…

Islanmak…

Islanmak istiyorum.

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..