Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Hoşçakal Güzel Bebeğim

Hoşçakal Güzel Bebeğim
 

uyanamadın...


Güzel bebeğim;

Kaç zamandır gelesin diye seni bekliyorduk. Umut ediyor, ayda bir kez heyecanlanıyor ancak gelme müjdeni ertelemenin hüznüyle gözlerimizi belli etmeden kapatıyor ve bir sonraki ayı bekliyorduk. Bir yerde minik bir bebek görsek, bir düğüm boğazımızda olduğu haliyle umudumuza dönüyor ve avutuyorduk kendimizi. Ay geçti, beş ay geçti yoksun, geliyorum bile demiyorsun.

Dünyaya gelince göreceksin, umut çok güzel birşey. Umut beslediğinde insan hayata tutunuyor. Yarına bir sebebi oluyor insanın. Ayakta tutuyor kişiyi herşeyden önce. Ama zaman geçtikçe zehire dönüşüyor kendini sanki. Önce umudu besleyeni sonra da kendini bitirmeye başlıyor. Umut güzel de sürekli onu beslemek çok zor bebeğim.

Güzel bebeğim;

Bir kız oldun, bir erkek hayallerimde. Bir Tuana oldun, bir Eren. Ama insanlar bencil çocuğum, bak görüyor musun? Daha şimdiden senin adına kararlar vermeye başladık, ne var seni beklesek. Sadece adına karar vermekle yetinsek keşke. Eğitimine, yemeğine, okuluna, büyümene, sosyal hayatına, giyeceğin kıyafetlere, uyuyacağın yere... Ta ki büyümene kadar herşeyine karar veriyoruz. Tabi ki 'hele sen bir gel de' diyoruz ama o kadar. Umudumuz bizi zehirlemesin diye kuruyoruz bu hayalleri. Yanlış mı yapıyoruz. İnsanlar bencil bebeğim.

Güzel bebeğim;

Saçın ne renk olacak? Ya gözlerin? Peki kime benzeyeceksin? Er dayıya kız halaya derler. Kız olursan halan pek de çirkin, okusa güler bu yazdığıma. Bir de pek cimcime. Erkek olursan dayı da yok. Dedeye mi benzersin ki? Biz şimdiden kaşına gözüne bile karar verdik. Gözlerin annen, bacakların ben, aman tırnakların annene benzemesin. Zekan ikimizden de alsın, burnun da kafan da benim ki kadar büyük olmasın, aman ha!

Bebeğim, dünyaya geldiğinde çok şey öğreneceksin. Bunlardan en önemlisi de okuyabilmek olacak ve bir süre sonra bu yazıyı okuyacaksın. Ve sen, senin hakkında planladıklarımızı yaşayarak kocaman bir çocuk olacaksın ve hatta bu çocuk lafını okuyunca kızacaksın 'ben büyüdüm' diye. Bizim çocukluğumuzda yoktu diyerek kıyamam gözlerine desek bile onlarca flaşı patlatıp yüzlerce fotoğrafını çekmiş olacağız ve eminim bir çoğunun ergen olduğunda görülmesini istemeyeceksin.

Güzel bebeğim;

Büyüdükçe göreceksin ve öğreneceksin dünyayı. Sonra anlayacaksın bizim senin gelmeni sabırsızlıkla beklememizin anlamsızlığını. Evet dünya kötü de, hayat çok güzel ve umuyorum ki kaderin en az benim ki kadar güzel olur. Bebeğim, sevgi çok büyük bir enerji. Doğru kullanırsan sonsuz da bir enerji. Birisini çok sev ve hayatın olsun. Ona değer ver, hayatının tam da ortasına koy. Seni çepeçevre sarmasına izin ver. Kaptır kendini aşkın kollarını. Bırak gelecekse aşktan gelsin.

Hayatın en güzel yanlarından birisi de mevsimler. Acaba bahar çocuğu mu olursun yoksa yaz mı? Sen hangi mevsimi seversin acaba. Ben bahar'ı çok severim. Baharda bir çoğumuz aşık olur. Sen de olacaksın biliyorum. Ama yaz aşkları da ayrıdır, tutku doludur. Baharda açan çiçekler doğaya nasıl bir hediye ise sen de bize ve hayata öyle hediye olacaksın. Sen bir müjdesin dünyaya. Sensiz hayatımıza bir son ve yeni hayatımıza bir başlangıç olacaksın. İlk kelimen ne olacak acaba? Aşk olsun. Olmaz mı?

Güzel bebeğim;

Bugün sana 'vazgeçmek'ten bahsedeceğim. Göreceksin en kolay yol vazgeçmek olacak. Bence ilk cevap vermen gereken şey 'zorluğa' dayanabilecek misin? sorusu olsun. Eğer ki o soruya cevabın netleştiyse sonra sorabilirsin kendine: Vazgeçmeye ya da devam etmeye değer mi? Hayatına ne kadar etki edecek? Daha mı mutlu olacaksın? Biliyorum seni tanıyan arkadaşların ve yakın dostların olacak. Bu sorulara cevabın olursa bir de onlara sor. Kararın hakkında ilk akıllarına geleni sor. Emin ol ilk akla gelen doğru oluyor genelde. Yanlış bile olsa 'keşke'lerin daha az olur. Bu bile mutlu eder insanı: Daha az keşke! Vazgeçmek en kolayıdır da sonu her zaman güzel olmayabilir. Eğer çok önemli bir kararsa zamana bırak. Olumlu veya olumsuz her karara alışman zamana bıraktığında daha da kolaylaşır. Zaman herşeyi çözmeyecektir ancak sana aksini söylerler. Zaman sadece keşkelerini unutturacaktır. O da bir süreliğine. Göreceksin, vazgeçmek çok kolay ama vicdanın yüksekse o kararı vermek zor.

Güzel bebeğim;

Kimisi yaşayarak yazar, kimisi hayal ederek, kimisi gözlemleyerek. Ben sana yaşadıkça yazıyorum. Başlangıcını hatırlayarak ve sonucunu görerek. Kendimce sana hayattan dersler veriyorum ama hayatın denklemi yok. Binlerce bilinmeyen bir araya geliyor ve aynı şeyleri yapsan da sonucu farklı olabiliyor.

Güzel bebeğim;

Senin gelmen geçikti. Geciktikçe de zor anlar yaşattı bize. Annen kendi derdine düştü. Biz çok aşıktık birbimize. Çok şeyden vazgeçip çok fedakarlıklar yaptık birbirimiz için. Daha onsekizimizde birbirimize söz verdik. Yollarımızı hiç ayırmadık. Doktorlar benim doğal yollarla bebek sahibi olamayacağımızı söyledi. Bazı tedaviler, ameliyatlar geçirirsek olma ihtimali var ama onun da ne kadar yüksek bir ihtimal olduğunu bilemiyoruz. Senin gelmenin gecikmesi üzerine bir de bu haber bizi çok üzdü. Annenle zor zamanlar geçiriyoruz. Hatta birlikte zaman geçirmeyi bile unuttuk. Annenin tek derdi sen olmaya başladıkça ben derdimi unuttum. Bebeğim aşk çok güzel birşey. Eğer bulursan vazgeçme. Kaybetmemek için elinden geleni yap. Aşk dünyaya verebileceğin en güzel enerjidir bence. Ben çok sevdim. Safça. Öyle olmaması gerekiyormuş bebeğim. İnsanlar saf sevgiyi çoktan unutmuş. Azar azar mı vermek gerekiyordu acaba? Hatta bazen gitmek mi gerekiyordu? Biz yok olduk bebeğim. Umudumuz kendini tükettiği gibi bizi de tüketti.

Güzel bebeğim;

Güven kadar hassas birşey yok sanki. İnsanlar güvendikleriyle sırlarını, hayatlarını, anılarını, duygularını ve zamanlarını paylaşırlar. Asla da pişman olmayacaklarını düşünürler paylaştıklarına. Eğer biri sana güvenmişse emin ol o kişi sana kalbinin kapılarını açmış demektir. O kapıdan girmek için tereddüt etme. Ama o kapının da sana birgün kapanabileceğini unutma. Güvenini boşa çıkarma insanların. Aksi olduğunda insanın tek hissettiği aldatılmışlık oluyor. Paylaştığı herşeyin boşa çıktığını görmek büyük bir hayal kırıklığı yaşatıyor insana. Yutkunmak öyle zor şey ki. Aldatılmışlık hissinden sonra gelen yutkunamamayı yaşamanı asla istemem. Kimseye de yaşatma.

Biz bizden vazgeçtik. Şimdilik sadece yaşıyoruz. Aynı yerde yaşıyor, aynı yemeği paylaşıyoruz. Saygı çerçevesinde ve kırmamaya çalışarak. Ben sevemiyorum artık. Bağlanamıyorum. Bazen düşünüyorum neden biz böyle olduk diye. Unuttuğum öyle çok his var ki. Sana 'bebeğim' de diyemiyorum artık. Çünkü biz yokuz. O aşık olduğum kişi yok artık.

Bebeğim, ben öyle bir severdim ki. Aşk korkardı benden.

Senin de sonun geldi sanki. Belki başka bir hayal de daha büyük bir umutla karşılaşma dileğiyle.

...

üç nokta. 

 

 
Toplam blog
: 70
: 1093
Kayıt tarihi
: 27.01.08
 
 

Çok da eskilerde olmayan bir tarihte doğdu. Kulağına ismini fısıldadılar: İsmail. İsmini büyüyünc..