Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '07

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Hoşçakal ikinci doğum yerim

Hoşçakal ikinci doğum yerim
 

Gaziantep maceram, 4. yılını dolduramadan bitti.

Tabii belli olmaz, bakarsınız bir kez daha başlar, kaldığı yerden devam eder. "Sen o bölgeyi biliyorsundur..." deyip de çeşitli bilgiler almak isteyenler az değil iş çevremde. Bir başka görev verileceği zaman, bir anda kendimi yeniden ikinci doğum yerim dediğim bu kentte bulabilirim.

Ne İstanbul, ne Ankara, ne de Antalya; İzmir olmayacaksa yaşamayı istediğim yer Gaziantep'ti benim. Nitekim Antalya'ya geldim ama deliler gibi ev aramama karşın, şöyle hem kullanışlı, hem de hesaplı bir yer bulamadım henüz. Oysa Antep'teki evim güzeldi. Sorunlarını da çözmüştük ne güzel. Trafik de Antalya'daki gibi bunaltıcı değildi Antep'te. Eh, sosyal yaşam elbette Antalya'da daha hareketli, hatta aslına bakarsanız karşılaştırılmaz bile. Neyse, artık Antalya'dayım ve buna göre yaşamak gerekli, bazı şeylere alışmak gerekli. Kaldı ki İzmir'ime daha yakın, yetmez mi? :))

Ama Antep de unutulacak gibi değil işte. 1.5 yıl işsizliğin ardından gelmiştim bu kente. Ne kadar yaralanmış olduğumu da o zaman farketmiştim. Meğer yüreğim ve usum kesiklerle, kapanmayan yaralarla doluymuş. Yavaş yavaş sardı sarmaladı tüm yaralarımı Antep. Dostum Emin ev buldu, orada yeniden yaşamımı kurdum, kendimden bir parça haline getirdim o 2+1 mekanı. Çalçene geldi bir gün kapıma, durmaksızın miyavlayan o küçümen kız!.. Arkadaşlarıma sütlü tatlılar ikram ettim, yüzlerini buruştursalar bile gene de yediler. (Ama dışarı çıkar çıkmaz da baklavacıya koştular). Evimden uzak kalarak Urfa'da, Silopi'de, Şırnak'ta, Maraş'ta, Diyarbakır'da, Adana'da, Mersin'de, Antakya'da dolaştım durdum, fırsat bu fırsat deyip Hakkari'ye kadar gittim gezdim. Yorgun argın döndüğümde evime girdim, dışarıya çıkmama gerek kalmadan eğlencelere gark ettim kendimi.

Ucuz ama kaliteli kebaplar yedim, küşnemesine doyamadım, yuvarlamasıydı eşkilisiydi, zerdesiydi pek çok lezzetini tattım. İlk aşuremi Antep'te yapıp dağıttım, ilk turşumu yine Antep'te kurdum. Gece saat 10'da dışarıda bir başlarına kebap yiyen hanımları burada gördüm. Parkların ne kadar güzel ve nezih olabileceğini de!.. Ayakkabılarımı çıkartıp çimenlere oturdum, semaverimden çay doldurdum keyifle. Upuzun turlar attım yürüyerek, o dev parkını bir baştan bir başa geçmedim ama... Arkadaşlarımı ağırladım evimde, sabahlara kadar kafa çektik!.. Arife gecesi sabah 4'te hamama gitmeyi de burda gördüm ilk kez, hamamları zaten ayrı alem, birikmiş yorgunluğumu attım her haftasonu!.. Bastık, bandırma, biber salçası, baklava alıp yolladım bol bol, o güzelim lezzetleri hep makul fiyatlarla elde edebildim!..

İyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla Antep gönlümdeki yerini aldı işte. Allah ucuza uçak uçuranlardan razı olsun, gider gene görürüm ama içinde yaşamak gibi olmaz elbet. Ne gam, eski günleri yadetmek bile yeter!..

Antep'i görmeden gözlerinizi kapamayın yaşama, mutlaka gezi planlarınıza koyun dostlar!..

 
Toplam blog
: 39
: 2139
Kayıt tarihi
: 05.03.07
 
 

Bankacılığı bırakıp kendini reel sektörün kollarına atmış bir adamım... Kitaro başta olmak üzere ..