Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '07

 
Kategori
Haber
 

Hrant Dink'i katlettiler

Hrant Dink'i katlettiler
 

Gerçek olduğuna inanamadığın bazı olaylar vardır: Duyarsın, görürsün hatta bilirsin. Zihnin olan biten herşeyi algılamış ve gerçekliğine ikna olmuştur, oysa içinde birşeyler kabul etmeyi reddeder o çıplak ve acımasız gerçekliği. Elinden birşey gelmez ağlarsın. Çünkü insanın hayatta tamamen çaresiz olduğu bir durumla yüzyüzesindir: Ölümle.

Her cuma yaptığım gibi bugün de Agos gazetemi aldım ve günlük hayatıma geri döndüm. O sırada sadece hala atlatmayı başaramadığım hastalığımın verdiği bir halsizlik vardı üzerimde ama içimi yiyip bitiren o acı henüz saplanmamıştı yüreğime. Ta ki telefonla gelen o haberi alana kadar. Karşı tarafta ki ses söylemişti; Hrant Dink’i öldürdüler demişti. İlk duyduğumda aynı ilk paragrafta tarifini yaptığım durumu yaşadım. Hiçbir tepki veremedim uzun süre. Çünkü inanmadım, daha doğrusu inanmak istemedim. Üzerinden biraz zaman geçtikten ve eve dönüp haber kanallarında gezinmeye başladıktan sonra ilk başlardaki reddedişin yerini acı aldı. Şu an hala yaşadığım şoku atlatabilmiş değilim. Karşımda Hrant’ın resmi, önümde Agos öylece duruyorum. Gözlerim yanıyor ve nefes alamıyorum.

İşlemediği bir suçtan iki senedir yargılanıyordu Hrant Dink. Mahkeme kapılarında türlü çeşit hakarete, suçlamaya maruz kalıyordu. İddia edildiği gibi asla Türklüğü aşağılamadı. Bu yalın gerçeği onun ilgili yazısını okuyan ve okuduğunu anlayabilecek zekaya sahip olan herkes elbette çok iyi biliyor. Ona rağmen hedef gösterildi Hrant Dink, sanki bu suçu işlemiş gibi davranıldı ona. Merak ediyorum şimdi onu hedef gösteren ve işlemediği bir suçun ağırlığını üzerine yıkmaya çalışan insanlar ne hissediyorlar. Acaba vicdanları rahat mı? Bu akşam bir haber kanalında Türkiye’nin tanınmış gazetecileri Hrant Dink’in yazısında asla Türklüğü aşağılamadığını anlatıyorladı. Keşke dedim, keşke bu konuşmalar o hayattayken yapılsaydı.

Hrant Dink, çok eleştirilen bir gazeteciydi. Üstelik Ermeni toplumu ve diaspora Ermenileri tarafından da çok ağır eleştirilere maruz kalıyordu. Bunun nedeni hiç kimseye yaranmak kaygısı gütmeden ne düşünüyorsa onu söylemesiydi. Acaba kaç kişi onun kadar yürekli olabildi bu konuda?

Uzun zamandır aldığı ölüm tehditlerinden son iki yazısında da söz etmiş ve güvercin tedirginliği ile yaşadığını söylemişti Hrant Dink. Ancak Türkiye’de güvercinlere dokunulmadığını onların şehirlerde ürkek ama bir o kadar özgürce yaşabildiklerini söylerken ne yazık ki yanılmıştı. Bırakmadılar o güvercin ürkek ama bir o kadar özgürce uçmaya devam edebilsin. Güvercinin kanadını kırdılar. Güvercini haince sırtından vurarak katlettiler.

Uzun zamandır alınan ve son dönemlerde sıklaşan ölüm tehditleri bu acı olayın yaklaşan ayak sesleriydi, ama bu seslere kulak vermesi gerekenlerin bana göre tedbirsizliği bağıra bağıra gelen bir cinayetin sonunda işlenmesine sebep oldu. Hrant Dink’in koruma talep etmediğini söylüyorlar. Koruma talep etmemiş bile olsa köşe yazılarında aldığı tehditlerden duyduğu tedirginliği açıkça ifade etmiş ve aldığı bir tehdit mektubunu bizzat Şişli savcılığına teslim etmişti. Daha ne yapabilirdi tehlike de olduğunu anlatabilmek için?

Çoğu kişi Hrant Dink’in hunharca katledilmesinin Türkiye’ye ve Türkiye’nin çıkarlarına ne kadar zarar verdiğini konuşuyor. Bu cinayetin Türkiye’ye çok zarar verdiği doğru. Ama ben şu an kesinlikle uzmanı olmadığım dış politika konusuna girmeyeceğim. Benim şu an bir insan olarak, Hrant Dink’i seven bir okuyucusu olarak yüreğim yanıyor. Başka da hiçbir şey düşünmüyorum, düşünemiyorum.

Aslında şu an herşey boş geliyor bana. Söylenen tüm sözler gereksiz geliyor. Çünkü dünyanın tüm sözlerini bir araya getirsek te Hrant’ı yaşama döndüremeyiz. O haince arkasından vuruldu ve artık yok. Ama yokluğu sadece bedensel bir yokluk: Hrant Dink yazılarıyla, insanlığıyla ve verdiği insan hakları mücadelesiyle ölümsüzlüğü yakaladı. Bunu düşünerek biraz olsun teselli bulmaya çalışıyorum şu an.

 
Toplam blog
: 130
: 5076
Kayıt tarihi
: 08.08.06
 
 

Ege Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi bölümü mezunuyum. Şu anda Marmara Üniversitesi ..