- Kategori
- Siyaset
HSYK'dan Derlemeler...

Memleketi sevme hususunda ellerine su dökülmeyecek olan sol milliyetçi (bu kesim kendisine ulusalcı demektedir) cenah, yargı erkinin siyasallaşmasından pek bir büyük kaygı duymakta. Zira yargı AKP’nin eline geçerse ve AKP keyfe keder bir şekilde yargı ile oynarsa, istediği emellerine pek bir hallice ulaşır. Lakin aynı yargı erki CHP’nin elinde olursa, mevzuuya dair kelamlar sümenin altına itilir ve yargı erki statükocu güçlerin avuçları içerisinde hamur gibi yoğrulur. Çünkü statükonun sarsılmaz ve yıkılmaz kalesi yargının ta kendisidir. Rejimin vazgeçilmez teminatıdır. Beyaz Türk dünyasının, İzmir ahalisinin demokrasi anlayışındaki aynasının yansımasıdır. Lakin biz biliriz o yargı erkinin sözüm ona bağımsız hallerinden kaynaklı yediği haltları. Siyasal hadiselere bulaşmamış olan! HSYK’nın durumu gözlerimizin önünde dururken, başkanının Adalet Bakanı olduğu ve tabii ve doğal üyesinin bakan beyin müsteşarı olduğu bu kurumun, siyasallaşmadığını iddia etmek pek bir komik kaçmaktadır. Tabiki şimdilerde siyasallaşma mevzuu gündemin başköşesine oturuveriyor. Bu kurumun başkanı Hikmet Sami Türk olsaydı, yani efendim Adalet Bakanı statüko güçlerinin düşün dünyasına hizmet eden bir isim olsaydı mesele tabiki yoktu ama arı kovanına çomak sokmakta pek bir maharetli olan AKP ise işin ucunda, hop dedik diye cayırtıyı koparıyor statükoya gönlünü kaptırmış olan efradlar.
HSYK denen üretim yılı 1962 olan kurumun işinin ne olduğuna bir bakarsak…
Hakimler ve Savcılar hakkında özlük işleri hadisesini kotarıyormuş bu kurum ve adli ve idari yargı hakim ve savcılarını mesleğe kabul ediyor, atıyor, bu kişilere disiplin cezası veriyor. Bu kadarla kalsa iyi ama HSYK’nın görev ve yetkileri bu kadarla sınırlı değil pek tabiki. Bu kurulun son dönemlerdeki yegâne uğraş alanı Ergenekon Davası olmuştur. Bu davayı akamete uğratmak için kırk takla atmıştır ama bir türlü davayı sabote edememiştir.
HSYK’nın Susurluk denen ünlü davada yediği haltı bir hatırlarsak ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır.
2000 yılının Kasım ayı geldiğinde ismi Susurluk olan davanın karar aşaması söz konusudur. İşte tam bu sırada meşhur HSYK’dan tarihe kazınacak bir karar gelir. Susurluk davasına bakan hakimin görev yeri değiştirilmiştir. Kamuoyu şokları oynar ama elden bir şey gelmemektedir. Zira yargımız, bağımsızdır ve yargımız, demokrasimizin teminatıdır klişesi zihinlerimize kazınmış olduğundan, kimse gık çıkartamaz.
Hani Susurluk Davasından dem vurdum, çünkü vicdanlarımızı pek bir yaralamıştı Susurluk Davası. Aynı HSYK’nın yediği en nadide haltlardan birisi ise hatırlatmakta fayda varki, savcı Ferhat Sarıkaya’nın meslekten ihracıdır.
Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya neden meslekten ihrac edilmişti?
HSYK’ya göre Ferhat Sarıkaya disiplinsiz davranmış ve disiplinsiz davrandığı için meslekten ihrac edilmişti. Bizler pek tabiki kahkahalarla gülmüştük bu bahaneye. Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya Şemdinli Davasının iddianamesine dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın adını koymuştu. Ferhat Sarıkaya, Yaşar Büyükanıt’a çete kurma suçlamasında bulunuyordu ve kafası HSYK tarafından koparıldı.
HSYK’nın marifetleri pek tabiki bu kadarcık şeylerle sınırlı değil. 2004 yılındaki batık bankalar davasına bakan Hakim Mustafa Akın’ı sadece birilerinin hoşuna gitmeyen kararlar verdiği için görevden almıştı.
HSYK’mızla gurur duymaktayız! tabiki. İlginç kararları ile parmak ısırtan bu yegâne, baş tacı kurulumuz bakınız Savcı Sacit Kayasu’yu nasıl meslekten ihrac ediyor.
Savcı Sacit Kayasu, Kenan Everen’in yargılanması için dava açıyor. Amaç 12 Eylül’ü yargılamak ve bu yönde ilk adımı atarak Kenan Evren hakkında dava açmaya yelteniyor Savcı Sacit Kayasu ve hemen ardından HSYK mevzuuyu öğreniyor, devreye giriyor, Savcı Sacit Kayasu’yu meslekten aynen ihrac ediyor.
Savcı Gültekin Avcı, “Askerlerde sivil mahkemelerde yargılanmalıdır” dediği için akli dengesinin yerinde olup olmadığına dair rapor isteyen bir kuruldu HSYK. Bilesiniz.
Daha derinlere girdiğimizde HSYK’nın yediği haltlar saymakla bitmez. Lakin geçtiğimiz yıl Haziran ayında yayınlanması beklenen kararnamenin gecikmesindeki sebebin altında daha büyük hesapların yattığı bilinen bir gerçek. HSYK’nın hedefindeki dava Eregenekon Davası. Baştada ifade ettiğimiz gibi Ergenekon Davasını sabote edebilmek için bir hayli çaba gösteriyor HSYK ama Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile bu hususta bir hayli ters düşüyorlar. Bu dönemde HSYK’da yapılan kararname görüşmesinde ilginç teklifler yapılıyor. Bir üye oldukça radikal sayılabilecek bir takım fikirler ileri sürüyor ve bu fikirler pek tabiki bir takım dümen planlarının nasıl hayata geçirilmesi gerektiği yönünde. Muhteremin ilk ciddi teklifi Ergenekon Davasını yürüten savcıların görev yerlerinin değiştirilmesi hususunda oluyor. Ayrıca Eregenekon Davasının görüşüldüğü 13. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Köksal Şengün ile bir hakim üyeyi başka mahkemeye atama teklifide yine bu üyeden geliyor. Muhterem hızını alamıyor ve faili meçhul cinayetlerden ötürü adından bir hayli söz ettirmiş olan Albay Cemal Temizöz ile ilgili soruşturmayı yürüten savcıları başka bir yere atama teklifinde dahi bulunuyor.
Yani anlayacağınız, siyasallaşmasından bir hayli korkulan bu kurumun son dönemlerde ilk akla gelen uygulamaları bunlar oldu.
Statükocu güçlerin sarsılmaz ve yıkılmaz kalesi HSYK: