- Kategori
- Blog
Huffington Post Şeysi

“Sitenin 200’ün üzerinde çalışanının başlıca görevi gazeteler, dergiler ve internet sitelerinden ilgi çekecek haberleri toplayıp, özetleyip, yeniden paketleyerek HuffPo okuyucularına sunmak.”
Yeni medya düzeni bu işte.
Bunun benzerini bizde de yapmaya başladılar.
Bir tek şeyi anlamıyorum: Bu internet gazetesi, yayınladığı haberler için, haber kaynaklarına para ödemiyormuş. Demek ki onların telif yasası öyle işliyor. Bizde, yerli görüntülerin üzerindeki logolar silinmediğine göre, telif hala geçerli. Ancak bizimkiler de uyanık: Yabancı kaynaklı görüntülerde logoyu siliyorlar, böylelikle hangi / kaçıncı kaynaktan bedavaya aldıkları belli olmuyor, kendi aralarında da herhalde açık hesap ttuyorlar veya hiç tutmuyorlar.
Bizimkiler başabaş durumda:
300 milyon nüfusluk ABD için, Huffington Post sitesi 30 milyon tıklama alırken, 70 milyonluk Türkiye’de Milliyet 6 milyon tıklama alıyor ki internet kullanıcısı üst limite varınca oran aynı veya lehimize olacak demektir (şu anda ülkemizde 60 milyondan az internet kullanıcısı var).
Günde ortalama 10 internet gazete sitesi gezerim. 100 haber dikkatimi çekti diyelim. Bunun 90-95’i, ‘Top 10’da yer almaz. Değişimlerle birlikte, 200 önemli görünen haberi kastediyorum. Demek ki internet sayfa editörleri işini bilmiyor. HP bunun kolayını bulmuş: Sayfa okunmadı mı hemen kaldırılıyor, okundu mu saatlarca kalabiliyor.
Bu durumu, arama motorlarında en çok aranan 10 konunun daima deli saçması konular olması gerçeğiyle birleştirirsek, iyimser olmak gerekir. Çünkü gökada fotoğrafları bile, 100.000 tıklama alabiliyor.
Tabii, en komik-saçma videolar, amatörlerin çektiği, hani gazetelerin ‘en güzel çocuk, sizin çocuğunuz’ türünden yayınladığı görüntüler. Muhtemelen editörler de tamamını izlemiyor, çünkü görüntünün başlıkla ilgisi olmuyor veya başlık gerçekleşene kadar film bitiyor, vd.
En berbatı, haber sitelerinin ‘habersiz konuşan kafalar’ haberleri. Spiker yerine bir uzman, konuşuyor babam konuşuyor, işin daha da berbatı, saçmaladıkça daha da saçmalıyor. Bakınız: Beklenen büyük İstanbul depremi konusu.
Sonuçta, HP şeysinin ortaya koyduğu durum, Amazon-Ebay-Delcampe sıra geçiciliği benzeri. Düşünün ki bir Yanki düşmanı olan ben, karşılaştırdıktan sonra, HP yerine VOA’yı yeğledim. Örnek: HP’nin haberi: Bill Clinton % 99 göstericilerine reaksiyon gösterdi. Metni okuyorsunuz, adam göstericileri olumluyor.
Siz siz olun, düşmanınızın ve müşterinizin salaklığına güvenmeyin. Zaten o kadar salaksa bile, sizde sabit kalamaz. Bunun için, en son sıralarki Fatih Çekirge / Hürriyet dizilerini izleyin.
Bundan önce, kemikkıran CEO suratı ile kendisi avdet eylemiş, sunum için. Adamı görünce, videoyu izlemeden, imdatlayıp tüyüyorsunuz.
Oh be, içim rahatladı. Ne dünyada, ne de bizde bu adamlar bu işi kıvıramayacak.
Ne olacağını da söyleyeyim:
FB gibi, hazır futbolcu transferi yerine, adamlar gidecek en iyi 10 üniversiteye, seçecek 10 önemli bölümden 10’ar kişi. 1.000 kişiye 5 yıl blog yazdıracak bedavaya. Çıktı mı sana 100 tane global yazar?
HP şeysi, şey olacak yani.