Hükümet, Kurtlar Vadisi’ne Karşı !..

Son zamanlarda siyaseti ne kadar takip ediyorsunuz bilemem ama hükümetin icraatlarını az veya çok takip ediyorsunuzdur sanırım. Akp’yi destekleseniz de, oy vermemiş olsanız da !.

Hükümeti takip etmek, onu övmek veya sövmeden eleştirmek sanırım suç değil. En azından hukuken ve demokrasi gereği suç olmasa gerek. Benim hukuk ve siyasi bilgim bunu söylüyor.

Şimdi durup, dururken nereden çıktı bu övme, sövme meselesi diyenlere, biraz olan bitene bakın derim. Çünkü o kadar enteresan şeyler oluyor ki, yarını bırakın bir-iki saat sonra bile ne olabileceğini kestiremiyoruz. Bakın, her şey tam düzelecek derken, bir anda bir kaset olayı peydah oldu ve yılların siyasetçisi, koltuğu bırakmaz denilen Baykal, Chp genel Başkanlığı’ndan istifa etti. Ortalık toz duman. Şimdi, herkes gözünü Ankara’ya dikti ne olacağını bekliyor.

Internet’teki görüntüler komplomu, değil mi ayrı bir tartışma konusuyken, olayın durumu çok boyutlu incelenmesi gerekiyor. Olayın hem ahlaki, hem sosyal, hem hukuki, hem de siyasi boyutu var. Bunların her biri farklı farklı irdelenmesi gerekiyor. Çünkü bunların her biri de kendi içinde birkaç maddeli. Mesela siyasi boyutu. Siyasi boyutunda Baykal’ın hem CHP’ye karşı sorumluluğu var, hem de ortalıkta bu kadar söylenti varken, bu söylentilerin CHP’ye bir darbe vurup vurmaması söz konusu. Diğer taraftan da, hükümet kanadının bunu söylem haline getirip, getirmeyeceği beklentisi var..

İlk başlardaki söylemlerde, hükümet kanadının Baykal’ın gizli görüntülerini hiç gündeme getirmeyeceği düşünülüyordu. Ama ne yazık ki, çok fazla sabredemediler ve bunu siyasi söylem haline getirdiler. Daha şimdiden, meydanlarda bunu kullanacakları sinyalini verdiler. Ve meydanlarda, kürsülerden “eşini aldatanı affedebilecek misiniz ?”, “eşini aldatan bir siyasinin partisine oy verecek misiniz” gibi çirkin ve de bel altı siyasetinin örneklerini göreceğiz gibi.. Aslında, meydanlarda bu kadar çirkin söylemler peşinde konuşacaklarına, neden referanduma gidildiği konusunda halk aydınlatılsa daha iyi olmaz mı ? Bırakın siyasi rakibiniz olmasını bir kenara, siz hem hükümet kanadı, hem de meclisin en çok sandalyeye sahip olan partisi olarak, vatandaşa gerçekleri anlatın. İnsanları bilinçlendirin. Çirkin söylemlerle, halkı birbirinden uzaklaştırmayın. Zira bu insanları zaman içinde ayrıştırır.

Vatandaş gerçekten Baykal’ın ya da bir başka siyasinin ister kendi evinin yatak odasında, ister bir otel de, isterse birisinin evinde çekilmiş müstehcen veya normal görüntüleri ile ilgilendiğini mi ya da ilgileneceğini mi düşünüyorsunuz. Bırakın lütfen bunları ? Vatandaşın acil sorunu, büyük kavgalara neden olan “anayasa değişikliği” de değil. Bunun farkında değilsiniz sanırım. Sırf adı “seksen anayasası” diye vatandaş bunu kabul etmeli mi? Referandumdan önce bence bir PİAR çalışması yapılıp, bu konu araştırılmalı. Siz vatandaşın asıl sorunlarını nasıl halledeceğinizi anlatın meydanlarda. Milyonlarca işsiz insan, nasıl iş sahibi olacak, kepenkler siftah yapmadan nasıl kapanmaz, çiftçinin tarlasındaki mahsul nasıl para eder, nasıl ellerinde kalmaz, hayvancılık neden dışarıya bağımlı oldu, tarlada 10 kuruşa bile satılan domates, nasıl pazarda kilosu 1,5 TL oluyor onu anlatın.

Bırakın, Baykal ve başkaları ne yaptıysa yaptı. O hesabını önce kendi ailesine, sonra seçmenlerine verir. Kaldı ki, hemen olay sonrası istifa etti. Bu seçmen için yeterlidir. Onun hile ile çekilmiş özel görüntüleri onu ve ailesini ilgilendirir. Bir vatandaş olarak açıkçası beni ilgilendirmiyor. Bırakın bunları bize anlatmayı. Daha birkaç yıl önce, tarım ve hayvancılıkta zirve yapan Türkiye, nasıl oluyor da, belli tarım ürünlerini ve şimdilerde canlı hayvan ve eti dışarıdan alır hale geldi, onu da anlatın. Neden küçük esnaf soygunları arttı, kredi kartı borçlularının sayısı milyonları buldu, emekli neden ay sonunu zor getiriyor, bunu anlatın. Anlatın ki, neden sokaktaki insan AKP hükümetinin icraatlarından memnun değil onu anlayın.

Bunlar anlatılmaz değil mi? Peki ne anlatılır? Deniz Baykal’ın yatak odası görüntüleri ve ahlak bilgisi. Boşverin bunları, halk kimin ahlaklı, kimin ahlaksızlık yaptığına karar verecek olgunluktadır. Akp hükümeti işi gücü bıraktı, bir taraftan siyasi ve sosyal ahlakı anlatıyor vatandaşa, diğer taraftan din kültürünü tartışıyor. Kendileri her şeye karşılar ya ! Bu seferde, hükümetin bakanı Faruk Çelik, belki içindeki sesi dışarıya çıkarttı, belki de etrafındaki kişilere yaranmak için olsa gerek, izlenme rekorları kıran ve neredeyse bir fenomen olan “Kurtlar Vadisi” dizine takmış galiba. Çünkü sayın bakan bu dizinin oynadığı saatlerde, vatandaşın camiye gitmediğinden şikâyetçi. Vatandaş o saatlerde camiye gidip yatsı namazını kılmadığından, camiler boşalıyormuş. Yahu ne demeli şimdi. Buna ne yorum yapılabilir.

Dizi ‘mafya-derin devlet ilişkilerini anlattığı’ için ve de “vurdulu, kırdılı’ tarzı ön plana çıkarttığı gençlere kötü örnek oluyormuş. Ve bu sorunu muhakkak çözmeleri gerekiyormuş. Anlaşılan, hükümet şimdi de televizyon dizilerine el atmış gibi gözüküyor. Yakında bu dizi yasaklanır ve kaldırılırsa hiç şaşırmam. O zaman, milyonlarca izleyici ne yapacak ? Çok ayıp olmayacak mı? Hem milyonlarca izleyiciyi ‘Kurtlar Vadisiz! Bırakmamak, hem de hükümeti memnun etmek için bir önerim var. Dizi de İslami değerler daha çok ön plana çıkartılsın. Bol bol ezan, kuran ve güzel ahlak konuşulsun. İnsanlar daha çok manevi bilgilerle donatılsın. Ne o öyle vurdulu kırdılı sahneler? Bakın mecliste herkes birbine gül dağıtıyor. Belden aşağı vuran yok.

Boşverin efendim !.. Bu ülkede demokrasi varsa, seçme özgürlüğü varsa, nasıl ki, özgür iradesi ile siyasileri seçebiliyor vatandaş, hangi diziyi izleyip, izlememesi gerektiğine, hangisinin zararlı, hangisinin yararlı olacağına da kendisi karar verebilir diye düşünüyorum. Yalnız, birşeyi aydınlığa kavuşturalım. Mafyalar, derin devlet argümanları. Bunlar insanı gerçekten rahatsız eden şeyler. Ama asıl rahatsız eden, bu görüntülerin olması mı, halkın uyandırılmak istenmesi mi?

Sanki bu ülkede mafya ve derin devlet yokmuş, hiç olmamış gibi…

../..