Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '12

 
Kategori
Tarih
 

Hun İmparatorluğu Atilla

Hun İmparatorluğu Atilla
 

Hun İmparatorluğu - Atilla


Tuna kıyılarından Çin Seddi'ne kadar uzayan imparatorluğun tek hâkimi.

&

Hun İmparatoru Atilla’yı herkes tanır. Onun hakkında çok kitaplar yazılmış. Sinema filmleri yapılmış…  Çok hikâyeler de anlatılmış… Ben turizmciyim. Bir Türk İmparatorunun yabancılar tarafından bu kadar tanınır ve hakkında bu kadar çok şey bilinir olmasına her zaman şaşırmışımdır.

O zaman bende onunla ilgili bir şeyler yazmalıyım diye düşündüm… Hayatını roman olarak yazmak istediğim ve dizi olarak oynamasını da arzuladığım tarihteki önemli şahsiyetlerden biri oldu benim için Hun İmparatoru Atilla…

Onu anlamak için onu öğrenmek gerek. Ondan bütün Avrupa korkarmış. Tir – tir titrermiş peki neden! Eğitimli ve kültürlüymüş. O bir cengâvermiş. Onun İstanbul ile olan hikâyesini dinledikten sonra size aktarmaya karar verdim.

Atilla’yı tarih kitapları yakışıklı olarak tarif eder. Geniş omuzlu olduğunu yazarlar, sert bakışlı, yağız biri olduğunu. Görüntüsünün sert olduğu da birçok yerlerde yazılıdır.

Ne kadar etkili olduğunu şöyle de dile getirebiliriz;

Krallar ve ona bağlı milletlerin başkanları, ondan muhafızları gibi talimat alırlar ve istenenleri kesinlikle yerine getirirlermiş.

O, savaştan hoşlanmasına rağmen, yine de dikkat’le hareket eder ve aklı ile amaçlarına erişirmiş.

Bu kadar sert tanınmasının yanı sıra Atilla’nın köle bir kıza âşık olduğu söylenir ve onunla evlendiği. Eşi doğumda ölünce Atilla’nın çok acı çektiğini ve çok kinlendiğini de bilirkişiler yazmışlar.

&

Atilla Bizans üzerine yürümüş. İmparator yalvarmış, yakarmış Atilla’da orayı vergiye bağlamış. Bir süre iyi gitmiş ama sonra İmparator vergiyi ödememeye başlamış. Atilla buna çok kızmış. Doğru İstanbul’a sefere çıkmış ve bölgeyi ele geçirmiş. İmparator şaşkın, korku içinde... Hemen sulh yoluna gitmiş. Ödediği vergiyi iki katına çıkartarak Atilla’yı sakinleştirmiş. İmparator bir süre sonra vergiyi ödememenin yollarını aramış. En doğrusu Atilla’ya düzenlenecek bir suikast olduğunu düşünmüş. Suikastçıyı göndermiş ama o da başarılı olamamış. Bizans İmparatoru ne yapacağını bilememiş sonradan aklına kendini aklama planı gelmiş. Suikastçı başarısız olunca canını zor kurtarmış gelmiş. İmparator kendini aklayacak ya olan suikastçıya olmuş. Başını kestirmiş Atilla’ya göndertmiş. Bakın ben size suikast hazırlayana ne yaptım demek istemiş herhalde…

Bu sıralarda bir başka olay olmuş. İmparatorun dünya güzeli bir kız kardeşi varmış. İmparator ona evlenmeme cezası vermiş. Onu rahibe yaptırıp bir manastıra kapattırmış. Kız kardeş Atilla’nın neler yaptığını bildiğinden, ağabeyinden de intikam almak istediğinden, Atilla’ya bir nişan yüzüğü ile bir de mektup göndermiş. Kendisiyle evlenmek istediğini söylemiş. İşte Atilla’nın aradığı fırsat böylelikle doğmuş. Atilla hemen İmparatora bir haber göndertmiş.

Nişanlısının kapatıldığı manastırdan hemen serbest bırakılmasını istemiş.

Müstakbel eşine çeyiz olarak Batı Roma İmparatorluğunun yarısını vermesini istemiş.

İmparator III. Valentinianus ne yapacağını bilmez halde kalakalmış. Çok korkmuş. Gelen haberde yazılanlar insanın korkmasına sebep olacak şeylermiş. Karşısında Büyük Türk İmparatoru varmış. Öte yandan Batı Roma’nın yarısını nasıl versin?

Kabul etmemiş. Kimi hikâyelerde kız kardeşinin evli olduğunu söylemiş kimi hikâyelerde de olmaz demiş. Atilla’yı delirtmiş. İşte ondan sonra büyük savaşlar olmaya başlamış.

İstanbul ve Kiliseye kapatılan genç kızın hikâyesi benim çok dikkatimi çekmişti. Yazıma onun için önce onları anlatarak başlamak istedim. Birazda Hunlardan söz etmeliyim.

Hunlar tarihte önemlidirler. Avrupa Hunları denilmesinin nedeni de; Roma İmparatorluğunu istila etmelerinden kaynaklanır. Göçebe kavimlerdir.

Birçok etnik gurup bir araya gelmiştir

Ogurlar,

Tunguzlar,

Asyatik etnik guruplardır.

Moğollar ve İrani kavimlerle birlikte Türk boylarından topluluklardır.

Önderleri Atilla’dır.

Atilla Muncuk’un oğludur. Babası Hun İmparatorluğunu kuranlardandır. Atilla daha sonra kardeşi ile İmparatorluğun başına geçmiştir.

Atilla’nın yaptıklarına akıl sır erdirmek mümkün değil. Okuduklarınız sizi şaşırtacaktır. Bakın bir yerde onun için ne yazıyor.

 750 bin kişilik ordusuyla Galya şehirlerini alt üst etti. 

 Orleans'ı kuşattı. Kuzey İtalya'yı silindir gibi ezip geçti.

Avrupa'yı titreten bir cihangir oldu.

Atilla’nın değişik bir hayat hikâyesi varmış. Gençliğinde barış için Roma’da kalmış deniliyor. Bu o zamanki koşullarda olağan bir şey herhalde. Şimdi bizlere bizim zamanımızda düşünüldüğünde; Barış için başka bir ülkede rehin kalıyorsunuz. Üstelik siz büyük Hun imparatorluluğunu kuranlardan birinin de oğlusunuz!

Atilla Roma’daki günlerinde onların kültürlerini incelemiş. Zaaflarını öğrenmiş.

Karakterlerini de tam anlamı ile incelemiş. Onları yakından tanımış. Tabi dillerini de biliyormuş. Latinceyi çok iyi konuşuyormuş. Onları onlardan biri kadar iyi tanıyormuş. Tabi düşüncesinin içinde Roma’yı İmparator olduktan sonra almak olduğu için daha bir gayret ediyormuş. 

İmparatorluğun başına geçince tek hedefi Doğu Roma’yı almak olmuş.

Avrupa kıtasının üçte ikisinden fazlasına hâkim olmuş ve devletin sınırlarını Asya’ya taşımış.

Hükümdarlığı boyunca ordusu ile Batı ve Doğu Roma imparatorluklarını sık -  sık istila emiş.

Avrupalıların korkusu olmuş. Ona; Tanrı’nın Kırbacı adı takılmış.

Avrupa’da sadece Almanlar onu sevmiş.

Batı Roma İmparatorluğuna sefer yaparken Papa’nın araya girmesiyle(Papa Attila’nın önünde diz çöküp af dilemiştir.) Attila Roma’yı fethetmemiş ve vergiye bağlamış.

Attila 453 yılında son eşi tarafından gerdek gecesi öldürüldü.

Mezarının nerede olduğu bilinmemektedir. Cenazesine katılanlar, mezarın yerinin bilinmemesi için öldürülmüştür

Tarihçiler arasında Tuna Nehri’nin yatağının bir süreliğine değiştirildiğine ve hazineleriyle birlikte Attila’nın nehrin altına gömüldüğüne, daha sonra da nehir yatağının eski haline getirildiğine dair yaygın bir inanış varmış.

Nehrin aşırı uzunluğundan ve birçok ülkeden geçtiği için bürokratik sorunlar çıkacağından kazı çalışması yapılamamaktaymış.

Atilla için o kadar çok yazılmışlıklar var ki. Hangisini okuyacağıma, hangisinden bilgileri sizlere aktaracağıma şaşırmış haldeyim. Haksız değilim değil mi bu kadar renkli bir Türk İmparatorunun hayatını yazmalıyım. Araştırmalıyım, bu konuda çalışmalara başlamalıyım. Eminim çok bilgi toplayacağım…

Gelin tarih yazmaktan vazgeçin nasıl mümkün olsun bu. Olamaz ki…

Nazan Şara Şatana

Büyük Hun İmparatoru; Atilla

Gururlu olmasına karşılık çok sade bir yaşam sürerdi. Şölenlerde dostlarına ve konuklarına altın ve gümüş kaplarda yiyecekler sunarken kendisi yemeğini basit, gösterişsiz toprak kaplarda yerdi.

Savaşçı ve yıkıcı bir hükümdar olarak tanınmıştı ama insanlığın yarattığı güzelliklere de önem verir, saygı duyardı.

Ele geçirdiği kentlerdeki değerli yapıtların yakılıp, yıkılmasına izin vermezdi.

Attila'nın bir özelliği de fala çok fazla inanmasıydı. Yapacağı işleri falcıların kehanetlerine göre düzenlemeye çalışırdı.

Bir söylenceye göre Attila İtalya seferinde kuşattığı Aquileia kentini uzun çabalarına karşın alamaz.

Tam umudunu kesip geri döneceği sırada leyleklerin yavrularını kentten alıp yakındaki ovaya taşıdıklarını görür. Leyleklerin bu göçünü tanrısal bir işaret sayan Attila kentin çok geçmeden düşeceği kanısına vararak ordusuna son saldın emrini verir ve kenti ele geçirir.

Attila'nın İtalya'dan İzlanda'ya kadar bütün Avrupa'da efsaneleşen yaşamı çeşitli sanat yapıtlarına konu olmuştur.

Giuseppe Verdi Attila adlı bir opera bestelemiş, Pierre Corneille Attila adlı bir trajedi yazmıştır.

Dante İlahi Komedya (La divina commedia; yaklaşık 131021) adlı yapıtında Attila'yı cehennemin yedinci katında cezalarını çeken acımasız ve kötü kişilerin arasına koymuştur.(alıntı)

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....