- Kategori
- TV Programları
Hürrem namaz kıldı

Hürrem namaz kıldı sanal alem yıkıldı. Ne yalan söyleyim, namaz sahnesini seyrederken, dün akşam ben de etkilendim.
Hürrem Süleyman’ın hastalanmasına, zehirlenmiş olmasına üzüldü. Gerçekten üzüldü, çok üzüldü, adeta yıkıldı. Namazdan sonra Allah’a yakarması, güzeldi, içtendi, samimiydi, etkileyiciydi. Ama sadece üzüldü mü? Bence korktu da, endişendi de.
Hürrem gerçekten, samimi olarak Süleyman’ın bir an evvel iyileşmesini istiyordu, bunun için Allah’a dua ediyordu. Sadece Süleyman’ı çok sevdiği için mi? Yoksa ayrıca korktuğu için mi? Kendisine sorarsanız sadece çok sevdiği için. Ben bunun kendi samimi kanaati olduğuna inanıyorum. Ama şuuraltında veya kafasının arkasında bir yerlerde ayrıca büyük bir korku da, büyük bir endişe de vardı. Çünkü Süleyman’ın ölmesi demek sadece aşkının sonu değil, Hürrem’in de sonu demekti. Saltanatının sonu, gücünün sonu, itibarının sonu, belki çocuklarının hayatının sonu ve hatta belki kendi hayatının sonu. Rakiplerinin ise zaferi. Hadi daha açık yazayım, Süleyman ölürse kişisel menfaatleri de büyük ölçüde zarar görecekti. Bütün bu endişelerin şuur düzeyinde olmasa bile şuuraltında Hürrem’i etkilememiş olması mümkün mü?
Kendine sorarsanız belki Hürrem bunu asla kabul etmeyecekti. İşte benim de asıl yazmak istediğim budur. İnsanların kendileri hakkında objektif olmaları, dürüst olmaları, bitaraf olmaları çok zordur. İnsanlar genellikle inanmak istediklerine inanırlar. İnanmak istemediklerini beyinleri, şuurları her neyse, şiddetle reddeder, bir türlü inanmazlar, inanamazlar. Kendileri hep dürüsttür, iyidir, bitaraftır, kötülük nedir bilmezler, vefalıdırlar, dedikodu yapmazlar, yalan söylemezler, aldatmazlar, herkese saygılı davranırlar, iftira atmazlar,vesaire vesaire. Nedense hep başkaları kötüdür, ihtiraslıdır, vefasızdır, yalancıdır, dedikoducudur, hep başkaları aldatır, gayriadil davranır, zalimdir, vesaire vesaire. Bu söylediklerime inanmıyormusunuz. İspatı kolay. Facebook da ki mesajlara, alıntılara bakın, göreceksiniz. Sadece facebookda değil, TV deki açık oturumları izlerken, gündelik hayatımızda ki olayları izlerken, bir de bu açıdan seyredin, göreceksiniz.
A.Adnan İnal
19 Aralık 2012