- Kategori
- TV Programları
Survivor inanılırlığını bu sezon yitirdi!
Murat’ın adada kalması benim için de sevinç kaynağı oldu! Kusura bakmasın Fatmagül, ama O bir survivor olamazdı. Sınırları belliydi ne yazık ki! Olsun ün yolunda yürümek isteyen bu kızımıza hayatta şans dilemekten başka yapabilecek bir şeyim yok.
Günlerdir yazmak istediğim ama yazamama sebebimi de bu Survivor yazısı ile sizlere bir özür olarak sunmam gerektiğine karar verdim.
4-5 gün önce bir haber geldi kulağıma ve gecikmeden de haber oldu. Haber kısaca şöyleydi:
Sabah köşe yazarı Bülent Cankurt'un haberine göre, Esat Yontuç ve Irmak Atuk aşk yaşıyordu. Beynime bir tokat gibi inen haber beni klavyemin başından uzaklaştırdı. Bilindiği üzere Esat Yontuç'un Burcu Esmersoy ile aşkı stüdyoda doğmuştu. Ancak gönlünün yeni sultanı Irmak Atuk ile aşkının temelleri, ilk bölümü 17 Mart'ta yayınlanmaya başlayan ‘’Survivor’’dan önce atılmış. Hatta uzun süre adı Mehmet Ali Erbil'le anılan tescilli güzel Atuk'un; Yontuç ile ilişkisi başladıktan sonra Panama'da yapılan ‘’Survivor'a katılmaya karar verdiği konuşuluyor. Bülent Cankurt haberinin ışığında çiçeği burnunda aşıkların çok şanslı olduklarını da söylemek lazım! Herkes eşine veya sevgilisine haftalarca hasret kalırken, onların böyle bir derdi yokmuş.
Haber bir anda çığ gibi büyüdü, ‘’sabırlı olmalıyım!’’ diye kendime söz geçirdim. Haber bütün gazetelerde, tv programlarında konuşuldu ama ben yazmadım. Haberin kahramanlarından Acun Medya Genel Koordinatörü Esat Yontuç, Acun Medya'nın 2011 yılında hazırladığı ‘’Yok Böyle Dans’’a katılan, sonra yarışmanın sunucusu olan Burcu Esmersoy ile yaklaşık bir yıl süren bir aşk yaşamıştı. Geçtiğimiz yılın sonunda Esmersoy ile ilişkisi bitti. Olasılık dahilinde bir habere benziyordu, haber doğru olabilirdi ama yine bekledim!
Ta ki; Survivor’dan döndüğünde bu iddiaları öğrenen ‘’Esat Yontuç, büyük bir şaşkınlık yaşadı!’’ haberine ve yapılan açıklamaya kadar yeniden bekledim!
Bu dedikoduların nasıl çıktığını anlamadığı belirten Yontuç " Irmak ile aramızda aşk yaşanması mümkün değil. Bu haberler bizi çok üzdü" dedi. Ben de satırlarımda yer verdim işte bu haberlerin ışığında bu arada yazmam gerekirken de düşündüm.
Biliyorum çok uzun düşündüm ve sizleri de özledim ama bu arada yarışma hakkında pek çok şeyi gözden geçirdim. Sonunda aklımda oluşanları da bu hafta sırayla sizlerle paylaşacağım.
Yılların fenomen yarışma programı Survivor bu sezonunda seçtiği yarışmacılar yüzünden gerçekten inanılırlığını yitirdi. En azından benim için inanılırlığını yitirdi. Yılların Gönüllülerinin gerçek, bu sezonun yarışmacılarının da kast ajanslarından gelen yarışmacılar olması gerçekten gönüllü olunmadığının bariz bir göstergesidir.
Daha önceki yıllarda bu yarışmaya bir tanıdığım katıldığı için eleme sisteminin nasıl olduğu hakkında bir fikrim var. Yıllar önce Fenerbahçe- Galatasaray adasına giden bu genç kadın daha sonra da ilk 4 arasına girmeyi de başarmıştı. Bu sebeptendir ki benim için bu yarışma ‘’Baştacı’’ olmuştur. Oysa bu sezon bütün düşüncelerime ardı ardına sekte vuruldu ve ben reyting uğruna seyirci avına çıkmış bir programla karşı karşıya kalmanın hüznünü yaşadım.
İzlenen bir programda yenilik yapmak mutlaka ki gerekli yoksa seyirci ağzında çürümüş sakız tadı bırakan fenomen dizileri bile tükürüp atıyor. Bu konuda mutlaka bir şeyler yapılmalıydı. Ama durum bu hali alınca tesadüflerin gerçek tesadüf olmadığı hissine kapılıp, seyircisinin gözünü boyayarak kandırmaya çalışmanın sistem içinde aslında seyircinin hatırının pek de sayılmadığı kanaatini uyandırıyor.
‘’Nedir bu sıkıntılar?’’derseniz sizi önceki yazılarıma davet etmek istiyorum. Göreceğiniz odur ki ilk günden beri Gönüllülerin asıl meslekleri, iş kariyerleri, kimin sevgilileri olduğu hakkında pek çok bilgi paylaştım. Gün geçmedi ki bir gazetenin köşesinde ekranın her hangi bir programında bu konular hakkında bilgi edinmeyelim. Yarışanların hepsinin bir ün çabası olduğu ve kariyer olarak kendilerine bu yönde hedef belirlediği bir gerçek! Bunun kötü olduğunu da söylemedim ama bunun seyirciden saklanması beni bambaşka bir bakışa doğru itti.
Evet, bu bir oyun! Bunu sık sık dile getirerek sizlerin dikkatini çekmeye çalıştım. Ama bu sanıldığımız gibi bir oyun mu? Yoksa yazılı olmayan senaryolarla yarışmacıların rollerinin belirlendiği, ne zamana kadar adada kalacaklarının bilindiği bir dizi film mi? Ben artık netleştim, ama isterseniz kararı siz verin!
Mesela ‘’adalar birleşiyor!’’ dendi ve adaların birleşmeyeceği, formatın da bir erkek yarışmacının ada değiştireceği başından beri belliydi. Peki, bu nasıl bir tesadüftür ki adalarda kadın yarışmacı sayısı aynı kaldı ve gitmemesi gereken pek çok erkek adadan bir bir ayrıldı? Haydi, bunu ciddi bir tesadüf olarak kabul ettim!
Ada birleşme partisinde Murat ve Duygu’nun doğaçlama şarkısına ne demeli? Murat; bir anda küçük orkestranın önünde yerini alıyor, sese eko veriliyor, Duygu hemen yanında vokalde yerini alıyor, bir şarkı tutturuyor, buraya kadar haydi kandım, ya sonra? Murat’ın doğaçlama şarkısını Duygu mırıldanarak içinden söylüyor ama bakın tesadüfe sözleri aynen biliyor haydi bunu da anladım. Tam kadın vokalim sırası geldiğinde Duygu’nun güzel sesi (kesinlikle çok güzel ve bu arada Duygu bir albüm çalışması yapıyor bunu da televizyonda bir programda adaya gitmeden açıklamıştı) kulaklarımıza bir ziyafet veriyor. Sanki günlerce prova edilmiş gibi ikisi orkestra ile bir bütün halinde bütün uyumları ile şarkı söylüyorlar, hem de doğaçlama… Yok artık!
Haydi, Murat ve Duygu bir türkü tutturdu, ama bunu kim yuttu?
Belli ki güfte hazırlanmış, bizim vokalist kız ( ki Duygu’nun sesi hakikaten çok güzel, annesi de müzik sektörünün içinden bir hanımefendidir, Duygu da genine ihanet etmemiş bir gen)şarkı sözlerini sular seller gibi ezberlemiş, kanında müzik olunca da mırıl mırıl bildiği şarkıyı sıra kendine gelene kadar söylüyor, tam zamanında da muhteşem bir performans sergiliyor, bu sahnenin montaj harikası olduğunu bizim evdeki çocuklar bile inanmadı. Bütün bunların bir kurgu olduğu açıkça görünüyordu.
Yarışmacıların ünlü kısmı belli ki bir kartvizitle, gönüllüler kısmı ise bir başka hatır-gönülle karşımızda bizi yarışarak etkilemeye çalışıyor. Murat ve Duygu‘’biz size bir sürpriz hazırladık!’’ diyerek bu sahne ekrana gelseydi de biz de keyfini çıkartsaydı olmaz mıydı? Böylece de çok inanılır bir durum da söz konusu olurdu.
Şimdi neler olacak diye biraz da alışkanlıktan Survivor’ı izlemeye devam edeceğim ama tıpkı fenomen bir dizi gibi adı da ‘’İşte Böyle Geçer Zaman!’’ olacak.
Hayatta zamanınızın istediğiniz gibi geçmesi dileği ile…
https://www.facebook.com/pages/Ece-Er-%C4%B0le-Ba%C5%9Fba%C5%9Fa/145170645649459?fref=ts