- Kategori
- İlişkiler
Hüznün Bittiği Yer...

Dostlarla paylaşılan hoş akşam saatleri ve dingin bir gecenin ardından gelen portakal çiçeği kokulu, enfes bir gündoğumu sonrasıydı…
Güneş bulutlara aldırmadan aralarından süzüldü, dudak bükerek Dünya’ya gülümsedi, yüzü aydınlandı, yükseldi…
Önce nar ağacının taze sürgünlerinin, sonra sağa sola dağılmış hanımeli dallarının ve nihayet sardunyalarla, hercai menekşelerin üzerinde kaldı. Biraz kararsız, ısıttı, ışıdı…
Sarman kedi gerinerek esnedi, silkelendi, sonra salınarak kilidi açılan balkon kapısından bahçeye çıktı, zeytin ağacının bahçe duvarına yakın gövdesini tırmaladı. Ağaç uyandı, kuşlar panikleyerek yüksek dallara uçtu.
Sabahı keyifle üstüne giydi…
Baharı derin derin soludu...
Gazetenin başlıklarına göz attı.
Taze ekmek dilimlenirken çıtırdadı, kırıntılarıyla karıncalar bayram etti…
Çayları doldurdu. İşte tam o sırada telefon çaldı, gelen kötü haberdi…
***
Daha dün akşam, mükellef bir kahvaltıyla başlayacak güzel bir hafta sonu tatili düşlemiş, plânlamıştı…
Oysa şimdi yollardaydı!...
***
Yaşam acı, tatlı pek çok sürprizle doluydu.
Hayal kurmak, istemek, plânlamak ve gerçekleştirememek…
Ve hayat;
bildiğini okuyor, bildiğini yapıyor, istediğini yaptırıyordu.
***
Çok sevdiği ve önemsediği aile büyüğünü ebediyete yolculamak üzere doğduğu kente doğru yol alırken, bitmiş kıştan kalma karlı tepeleri, sonra yeşile dönmeye kararsızlık çeken bozkırdaki sarı, pembe bahar çiçeklerini seyretti…
Kış biterken bahar başlıyordu…
80 yıllık bir ömür sona ererken, kim bilir kaç bebek dünyaya “Merhaba!” diyordu…
Bir yanda bitişler, diğer yanda başlangıçlar ve hayat!…
***
Değişik kentlerde yaşayan ve 20-25 yıldır görüşemediği akrabalarla, dostlarla kucaklaştı...
Sudan mazeretlerle, belki de yaşam telaşıyla sürekli ertelenmiş görüşmeler ve iletişimsizlik, yabancılaşmaları, kopmaları getirmişti…Ve buluşma nedeni tatsız da olsa, herkes birbirini orada görmekten öyle memnundu ki…
Hüzünlü tarafı pek çoktu ama yas, farkında olmadan şölene dönüştü…
Anılar tazelendi…
”Hiç değişmemişsin, aynı duruyorsun!” yalanları kulağı, ruhu okşadı…
Adresler, telefon numaraları elden ele dolaştı, buluşma sözleri verildi.
Verildi de…
İstemek, plânlamak, hayal kurmak;
Belki de hiç gerçekleştirememek…
Ve hayat böyleydi;
bitişleriyle, başlangıçlarıyla…
!
Mutluluğun son bulduğu nokta, sanki hüznün başladığı andı…
Yoksa mutluluk, hüznün bittiği yerde mi başlardı?
!
...