- Kategori
- Psikoloji
Hüznün yüzü
Koyudur hep hüznün yüzü.Geceyi bekler tadına varılsın diye.Karanlığı ister koyu kahve kıvamında..Soğuktur, çirkindir..
İnsan gece olunca varır hüznün, yalnızlığın anlamına. Bir boşluğa düşercesine... Bir de uykusu kaçmışsa... Tavana dikili bir çift göz ve onlarca soru işaretleri, karamsarlıklar, gelmiş geçmiş birsürü gereksiz insan... Konak misali akıllarda.
Ürpertir insanı gece, karamsarlığa iter bilmeden. Bir an önce sabah oluversin ister sevgiliye kavuşacak bir çift yürek, aydınlığı ister; hüznüne doymuşcasına...
Siyahtır hüznün yüzü, gecedir, soğuktur. Olur olmaz yerleşiverir insanın yüreğine, uzaklara götürür nedensizce. Asılıverir yüzler, gözlerde ise bir boşvermişlik, bıkkınlık yaşananlara... Bazen giden sevgiliyi hatırlatır, bazen de zamanın yitirdiği dostlukları. Geri gelmeyeceğini bile bile... Keşke dedirtir insana, yüreğinin biryerlerinde onlarca keşkee...
Gece hüzün taşır yüreklere, hüzün özlenenleri, pişmanlıkları... Ama her hüzün başka bir yalnızlığa iter insanı, başka bir geçmişe.
Ne gecelerin sonu gelir ne de hüznün insan varoldukça, ne pişmanlıkların ne de eyvahların, ne muhasebe biter ne de hesap kapanır gönülde... Ne hüzünler yaşar yürek hayat bizlere sunuldukça....