- Kategori
- Deneme
Hüzün üzerine
İç içe karışmış duygularla, yorgun yüreğimizde iç çekişlerin yürümeye başladığını duyarız zaman zaman. Bir akşamüstünün yorgun kanatlarında süzülür kimi zaman içimize, sıcak bedenimize yayılır. İşte o zaman düşüncelerimiz solar, kış olur, üşütür bedenimizi. Hüzündür bu…
Yaşam bir kargaşa… Bu kargaşada yenik düşmemek için; sahte gülümsemelere, anlamsız isteklere, sabırsızlıklara, yok oluşlardaki hiçliklere, ulaşılmayan sevdalara, çatlamış dudaklardan dökülen anlamsızlıklarla bezenmiş sözlere, yalnızlık oyunlarına, öncesizliklere ve sonrasızlıklara aldırmaz görünürüz de ruhumuzun derinliklerinde sustururuz isyanlarımızı. Hüzündür bu da...
En özel duygudur hüzün. Aynalara yansımasından bile çekindiğimiz sarmaşık duygular korkusudur. Kalabalık yalnızlıklarda gözyaşlarının alaycı gidişine engel oluştur.
Türlü özlemlerle yol çizilirken alınan yaralar, yakılan içler, küsmeler, barışmalar, hayal kırıklıklarıyla tanışmalar, yarısında kalınan sevdalı bakışlar zaman dilimlerinde, git gide büyüyen bir arşivde saklanmıştır. Hatırlamak yorucudur çoğu kez.
“Hüzün Sobe” şiirlerimdir. Acılar yüreğimde iz bırakıp gitti diyenlere, geceleri yıldızlara bakıp umutsuzca geçmişi düşünenlere, düşüncelerine yağan yağmurlarla yüreği üşüyenlere, bekleyerek geçen zamanına acıyanlara, sevmekten korkanlara, özlemlerini avucuna alıp yaşanmışlıkları yüreğine sığdıranlara, en güzel özlem şarkılarını defalarca dinleyenlere, savrulmuş bir tutam hüzün…
Yaşamak gerekir hüznü. Hüzünleri alın yüreğinize; içinde hüznün olmadığı yürekler eksiktir…