- Kategori
- Gündelik Yaşam
İçim acıyor
İzmir de bir yaz öğleden sonrası. Hava sıcak ve nemli.Elektrik parası ödeme kuyruğundayı.
Ödeme binasının önünde ki kuyruk yaklaşık 100 kişi. Bereket vezne sayısı çok 45 dakikada sıra gelir. Ben bu türlü kuyrukları bir yönden severim. İnsan yeni kişilerle tanışıyor. Yarım saat, kırk beş dakikalık sohbetler bile içini serinletiyor insanın. Önümde bir bayan. 81 yaşında eğitimci emeklisiyim diyor.
- Maşallah hanımefendi, bu sıcakta ödeme yapmaya gelebiliyorsunuz, üstelik kuyrukta bekliyorsunuz. Birisi yok muydu sizin adınıza gelecek? Diyorum. Bir an yüzü aydınlanıyor.
- Allah’a şükür sağlığım yerinde, geliyorum diyor. Sonra nereden geldiğini benim hissettiğim bir gölge düşüyor yüzüne.
Bir bey sohbete karışıyor. 74 yaşındayım, bu kuyruk bir şey mi? Su almak için belediyenin su istasyonlarında sabah ezanında kuyruğa girdiğini, evvel Allah saat dokuzda suyu aldığını söylüyor. Ona da bu işler için bir genç yok mu? Diyorum.
- Ben hiç sigara içmedim, çok hareketliyim gibi birçok şey söylüyor. Sustuğunda yüzü düşünceli bir hal alıyor. Aynı gölge onunda yüzüne düşüyor.
Biraz sonra, veznede ödeme yaparken koskocaman şehirde milyonların içinde yalnızlığı düşünüyorum. İçim acıyor……