Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Beyhan BiÇKİN KOZANOGLU

http://blog.milliyet.com.tr/turk35

06 Eylül '06

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

İçimdeki çocuğu gören var mı?

İçimdeki çocuğu gören var mı?
 

Ben ki, her şeyden bir mutluluk payı çıkartabilirdim, ben ki Polyanna nın Danimarka şubesi olmakla gururlanır, çiceklerime, oyuncak ayılarıma (yaklaşık 120 taneler) isimler verir, onlara çocuğumun küçülen kıyafetlerini giydirir, Türkiye ye dönme ihtimalim çok az olsa bile hergün dönünce en yapacağımı planlardım. Ama bugünlerde bana hiç yakışmayacak şekilde bir karamsarlık, bir bezginlik yaşıyorum.

Yapacak şey bulamadığım için mi? Asla değil. Her köşede yapılması gereken bir işim, okunması gereken pek çok kitabım var. Ama bunları yapmak için içimde istek yok.

Oturup bir güzel düşününce bir baktım içimdeki çocuğu kaybetmişim ben. O bana yaşam gücü veren, dayan bu da geçecek diyen, hadi bak su birikintisi gel içinde zıplayalım diyen içimdeki çocuğu kaybettim ben.Sorunu bulmak çözümün yarısı derler ya nedenleri, niçinleri düşünmeye başladım ve o zaman içimdeki çocuğu kaybettiğime değil bunca zaman belki de sadece mutluluk oyunu oynamak için pek çok şeyi göz ardı ettiğime üzüldüm. Doğan Cüceloğlu´nun kitabı gibi, 'Mış Gibi' Yaşamışlar'dan olduğumu farkettim. Yani ne yaparsam yapayım sonuç üzüntüye ve çaresizliğe çıktı.

Hergün internetten takip edebildiğim güncel olaylar, taşmasını beklediğimiz ama bir türlü taşmayan sabırlar, yayınlanmayacağını bildiğim halde hiç bıkıp usanmadan yazdığım çabasız yorumlar, ne dediğini bilmeyen bir yönetici, ne işe yaradıkları bilinmeyen ona bağlı başkaları, hergün gerek trafik, gerek terör gerek magandalık, gerek çaresizlik, gerek insafsızlık sonucu yitirilen canlar, ne zaman 'yeter artık ben vatanıma dönmek istiyorum' diye ağzımı açsam çevremdekilerden duyduğum bir ton nasihat (ki düşününce haksız da değiller), 15 aylık Efe bebeğin baba kokusuna, sevgisine doymadan babasız kalması, en tepelerden birinin çıkıp 'askerlik yan gelip yatma yeri değil' diye yorum getirebilmesi .... Uzatmaya kalksam galiba sayfalar dolar bu tür nedenlerle. Bahane değil hiç birisi, sadece çaresizliğin verdiği 'ne yapacağım, ne yapmalıyım' telaşı. Ve buna karşılık hiç bir şey yapamamak. Danimarkalıların bir atasözü var ' iki tırnak arasında kalmış bit gibi' diye. Bazen halimizi böyle görüyorum 3.500 km uzaktan dostlar.

İşte bütün bunları bahane aramadan, her yerde olur canım demeden, yalın halleri ile görünce içimdeki çocuk kaçıp gitmiş ben farkına varmadan. Belki de bir köşede saklandı tüm korkan çocuklar gibi çıkmak için uygun zamanı bekliyor.

Ne eskiden içinde çocuğumla zıpladığım su birikintisi, ne ayışlarımın tatlı bakışları ne balkonumdaki kırlangıçların sabah şarkıları, ne oynamaktan bıkıp usanmadığım Polyannalık avutamıyor beni.

İçimde okuğum haberlerde yaşanan acılar, gözlerimde yiten canlar için dökülen yaşlar, BEN İÇİMDEKİ ÇOCUĞU YENİDEN BULMAK İSTİYORUM, AMA NEREDE VE NASIL ONU BİLMİYORUM.

 
Toplam blog
: 124
: 1137
Kayıt tarihi
: 24.08.06
 
 

Danimarkada yaşayan bir İzmir'liyim. Hiç de sanıldığı gibi yurtdışında olduğum için milliyetçi değil..