- Kategori
- Anılar
İçimdeki Timsah

(Geçenlerde Ali Poyrazoğlu’nun atölye çalışmasına katıldım ve “İçimdeki Timsah” adlı oyununu izleme şansı buldum. Önceleri komedi üzerine kurulmuş bir konuşma olacağını düşünmüştüm ama zaman ilerledikçe ve yelkovan akrebe tur bindirmeye devam ettikçe “Bugün çok şey öğrendim” dedim kendi kendime… )
Konuşma genel olarak içimizdeki benlikler üzerineydi. Dediği bir şey vardı ki çok hoşuma gitti “Yaş ilerledikçe içinizdeki, sizi o anılara bağlayan albüme de yeni resimler ekleniyor. Beş yaşındaki siz, 10 yaşındaki siz, 50 yaşındaki siz… Zaman ilerledikçe hepsi birden sizinle beraber devam ediyor yola… Ama siz onları görmek istemiyorsunuz hiç. Neden, çünkü onlar farklı sizden. Oysa beş yaşındaki siz de sizsiniz, otuz yaşındaki siz de…”
Evet, işte hayatın püf noktası bu! Eğer kendi benliklerinizle barışık olursanız her zaman, mutluluğa ulaşabilirsiniz…
En renkli hayalleri olan çocukluğunuzu hiçbir zaman dışlamayın benliklerinizden. Küçük olabilir evet ama o da sizin bir parçanız. O renkli hayallere ihtiyacınız var şimdi. O anılara…
İlkokula başladığınız ilk günü unutmayın hiçbir zaman. “o zaman bilmiyordum hayatı, hiçbir şey bilmiyordum” demeyin. O bilmezliklere de ihtiyacınız var o bilinenlere de… Biliyordunuz o zaman “A” harfinin nasıl yazıldığını. Ali’nin işi gücü bırakıp ata bakması gerektiğini öğrenmiştiniz. Sıra arkadaşınızın sizden daha çok yediğini ya da sizden daha çalışkan olduğunu biliyordunuz. Hayattaki her bir ayrıntı yeni bir yol çizer önümüze.
“O benden daha çalışkan olmamalı” diye başladığınız hırs sizi buraya getirdi belki de. Belki de öğretmeninizin size verdiği güzel bir tebessümdü çalışmanızı sağlayan.
Liseye başladığınız benliğinizle öğrendiniz aşkı unutmayın. İlk öpücüğünüzü o zaman tattınız belki de. Kendi ayaklarınızın üzerinde durabildiğinizi o zaman anladınız belki de bu yüzden başladınız sigaraya. Lise, önemlidir hayatınızda… Liseli benliğinizdir sizin onca yıllık yükünüzü tek başına taşıyan.
Üniversiteye gittiniz… İş hayatına başladınız. Şimdi kocaman bir ordu var içinizde. Hepsini taşımak zorundasınız. Artık renkli hayalleriniz yok mu sanıyorsunuz. Beş yaşındaki siz hala orada bakın… İlk öpücüğün heyecanını mı unuttunuz? Liseli sizi bir yemeğe davet edin uzun uzun konuşun o zaman…
İçinizdeki benlikler her zaman sizinleler unutmayın. Hayatınıza devam ettiğiniz sürece onların anılarını, acılarını, mutluluklarını taşıyacaksınız. Siz istediğiniz kadar çevirin kafanızı, bir gün gelecek onlar altmış kişilik bir ordu olacaklar ve siz isteseniz de istemeseniz de duyacaksınız onların sesini. Neden kaçasınız ki, dönün arkanızı şimdi, onlara bir tebessüm hediye edin ve hep beraber devam edin bu yaşama…
Teşekkürler Ali Poyrazoğlu…