İçimizdeki İrlandalılar

Yıllar önce Sayın Mustafa Denizli telaffuz etmişti “İçimizdeki İrlandalılar” sözünü.. Anlayan anlamıştı o tarihte, bu sözün Mustafa Denizli tarafından kime hangi sebeple söylendiğini.. Yıllar geçti, hafızalarımızdan silinmeyen bu cümleye Mustafa Denizli her hafta bir yenisini ekliyor aslında..

Başkanımız kulüp çatısı altında başlatmış olduğu, istişare kurullarına aldığı, Beşiktaşlıların katılımı ile “İçimizdeki İrlandalılar” sözünün ne kadar doğru olduğunu geçen kısa sürede anlamamıza yetti. Tek çatlak sesin çıkmadığı bir camia olmayı hedefleyen başkan, geç ama temiz bir başlangıç yapmıştır.

Futbol sadece futbol değildir ön görüsü ile hareket eden hoca, aslında ön gördüğünü ifade ettiği her şeyin söylem haline getirmeden dersini çalışıyor. Sağ olsun skor yazarlarımız bunu kâhinlikle ödüllendiriyorlar gibi yapıp, yazdıkları yazılarının içeriğinde eleştiri bombardımanına tutuyorlar. Aslında kendilerini temize çıkarıyorlar, olur da Mustafa Denizli’nin kendi tabirleriyle kâhinliği tutmazsa diye. Hoş olmuyor.

Mustafa Denizli bu ülkenin yetiştirdiği, ilk uluslararası başarılarımızın altında imzası bulunan değerli bir futbol adamıdır. Bu pencereden bakıldığında çalıştırdığı takımın durumunu en iyi bilenin kendisi olması gayet normal. Fikstür önünde rakiplerinin analizi elbette yapılıyor. Futboldan anlayan her insanın yapabileceği, daha doğrusu taraftarı olduğu takımla ilgili hayal ettiği, ihtimal dâhilinde gelişebilecek durumları futbol adamı olmasının vermiş olduğu avantaj ile daha net ifade etme özgürlüğünü kendisinde buluyor elbette. Bunu yaparken; bulunduğu konum itibariyle taraftarına, futbolcusuna, yönetimine umut aşılıyor. Bu öyle bir umut ki; her şeyin üstünü örtebiliyor. Oysa Beşiktaş seçim sürecini çok sancılı geçirmişken, yabancı futbolcu kontenjanı konusunda yaşadığı sıkıntıları devam ederken, transferde maliyet açısından yapılan yanlışlar gün yüzüne çıkmışken, Sayın MUSTAFA DENİZLİ her türlü sıkıntıda dik durmaktan, cesaretli cümleler sarf etmekten vazgeçmemiştir.

Rakiplerinin birbirleri ile oynayacağı maçların sonuçları, gündem dışı polemikler, cezalar göz önüne alındığında, final olarak oynayacağı Fenerbahçe maçı dışında, zor bir rakibinin olmadığını farkında olan hoca, Bursaspor maçına kalmayacak şampiyonluk şifresi ifadesinde aslında kendi futbolcularını motive ederken son hafta rakibi olacak takımı da stres içine atmayı hedefliyor ve ekliyor: “En az strese giren, en tecrübeli takım şampiyon olacaktır.” Tecrübe diye buna diyorlar zaten değil mi?

Alen Markaryan başta olmak üzere tribün liderlerine uygulanan yasaklar kaldırılabilirse ( bir telefona bakar ) bütünlük sağlanmış olacaktır. Tatsız tuzsuz yetim kalmış mabedimizde eski hava yakalanmış olacak, yeniden desibel rekorlarına gerek kalmadan omuz omuza şampiyonluk şarkıları söylenebilecektir.

Saygılarımla,