Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '07

 
Kategori
Eğitim
 

İdareci- Köy öğretmeni ilişkisi

İdareci- Köy öğretmeni ilişkisi
 

“Muhtardan İzin Aldım”

Okulların bir üst sistemi olan milli eğitim müdürlükleri; bünyelerindeki tüm okullarda bulunan yönetici ve öğretmenlerin kanun ve yönetmelikler çerçevesinde verimli çalışmasından sorumludur. Okullarda eğitim öğretimi en iyi şekilde sağlamak, sorunları tespit etmek ve ortadan kaldırmak için gerekeni yapmakla görevlidir. Öğretmenlerin milli eğitimin genel amaçları doğrultusunda çalışmasını denetlemekle yetkilidir. Bunları yaparken, öğretmenlerle iyi diyaloga geçmeli, onların önünü açmalı, çalışma fırsatı yaratmalıdır.

Milli eğitim de görevli yöneticiler öğretmenlerin görevlerini yapmadıklarından, mevzuatı bilmediklerinden, köy öğretmenlerinin köylülerle iletişim kuramadıklarından, dahası köyde kalmadıklarından şikayet etmektedirler. Köy ilköğretim okullarından sorumlu bir ilçe milli eğitim şube müdür anlatıyor;

“İlçemdeki köy ilköğretim okullarını denetlerken bir köyde öğretmenin bir haftadan beri okulda olmadığını öğrendim. Okul kapalıydı, birkaç köylüyü çağırdım, tutanak tuttum. Üç gün sonra tekrar o köye uğradım. Öğretmen okuldaydı bu kez. Okulu niçin izinsiz terk ettiğini sordum. Aldığım cevap ilginç, ilginç olduğu kadar düşündürücüydü; ‘Kardeşimin düğünü için memlekete gittim. Muhtarımızdan izin almıştım hocam.’ Şaştım kaldım, mevzuatla uzaktan yakından bilgisi olmayan bir öğretmen muhtardan izin alarak, okulu günlerce terk edebiliyordu.”

Milli eğitim müdürlüklerinde görevli birçok idareci benzer şikayetleri dile getiriyor. Öğretmenlerin köylerde görevlerini yapmadıklarını, okula ve öğrencilere katkıda bulunmadıklarını iddia ediyorlar. İlçelerdeki milli eğitim idarecileri köy öğretmenleri ile aralarında kopukluk olduğunu, iletişim sağlayamadıklarını vurguluyorlar. Yüz yüze görüşme imkanı bulamadıklarından yakınıyorlar. Bir ilçe milli eğitim müdür bu konuda bakın neler söylüyor;

“İlçemizde iki yüze yakın köy ilköğretim okulu var. Bu okulların çoğunun ilçeye uzaklığı 50 – 60 km civarındadır. Köylerde görev yapan öğretmenlerin çoğunluğu mesleğe yeni başlamış, stajyer olduklarından halen resmiyetin ne olduğunu da bilmemektedirler. Öğretmenler maaşlarını bankalardan aldıklarından daireye de uğramamaktadırlar. Ancak sevk kağıdı alacakları zaman kendilerini görebilmekteyiz. Acil ve önemli bir olayda bağlı oldukları karakollar vasıtasıyla onlara ulaşmaktayız. Günlü ve acil evraklar gözlerden alınmamakta, zamanında cevap verilmemektedir. Bu durumda hizmet sağlıklı yürütülememektedir. Diyalogun ve iletişimin yollarını bulmak gerekiyor. Aksi halde birbirlerini tanımayan, birçok insanın aynı çatı altında yaşaması gibi komik bir durum ortaya çıkıyor.”

“Niçin Hasta Oluyorsun?”

Öğretmenlerin milli eğitim personeli ve idarecileri hakkındaki görüş ve önerileri de şöyle özetlenebilir. Bunları birlikte okuyalım;

“Köy öğretmenlerine ikinci sınıf öğretmen muamelesi yapılmaktadır. Memurlardan ve idarecilerden durmadan azar işitiyoruz. Milli eğitime gitmeye korkuyoruz. Gittiğimizde de sorunlarımıza çözüm bulunmuyor. Çalışanların ve idarecilerin biraz tebessüme ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Güler yüzlü olmak çok mu zor?” (stajyer öğretmen 22 yaşında)

Milli eğitimdeki personelin ve idarecilerin öğretmenleri takmama ve onlara değer vermeme niteliğindeki hareket ve davranışları bizleri üzmektedir. Öğretmenlere sevgi ve saygı çerçevesinde yaklaşım göstermelerini bekliyoruz” (3 yıllık öğretmen, 28 yaşında)

“Ben milli eğitime gitmeye çekiniyorum, çünkü orada idareciler tarafından sürekli azarlanıyoruz. Derdimiz dinlenmeden fırça yiyoruz. Sevk kağıdı alacağımız zaman “Niçin hasta oluyorsun? Cuma günü gel!” şeklinde tavır sergiliyorlar. Hastalığı ertelemek mümkün mü? Biraz nazik ve çözümcü olmalarını bekliyorum.” (2 yıllık öğretmen, 25 yaşında)

“Hafta içi her gün köydeyiz. Hafta sonu da daire kapalı olduğundan milli eğitimle kopuk bir ilişkimiz var. Cumartesi günleri öğleye kadar dairede bir rehber bulunması ve eğitim öğretimle ilgili gelişmelerden bizi bilgilendirmesi iyi olacaktır. Resmi yazılar zamanında elimize geçmiyor. Toplantılardan zamanında haberdar olamıyoruz. Bunlara çare bulunmalı” (2 yıllık öğretmen, 24 yaşında)

Beklentiler;

Okullara denetim amaçlı değil, ziyaret ve rehberlik amacıyla gelinsin,
Çalışmalar görülmeli, takdir edilmeli,
öğretmenlere sahip çıkılmalı, desteklemeli, önü açılmalı,
İdareciler bazı sorumsuz öğretmenlerin yüzünden herkese sert davranmamalı, görevini suiistimal edenler için her türlü yasal işlem yapılmalı, ancak herkesi aynı kefeye koymak yanlıştır.
Köy okullarının fiziki ihtiyaçları ve onarımları için daha yoğun çaba sarf edilmelidir.

 
Toplam blog
: 107
: 1402
Kayıt tarihi
: 01.11.06
 
 

1970 yılında Siverek'te doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Tarsus'ta tamamladım. İstanbul Üniversitesi ..