Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '11

 
Kategori
Kültürler
 

İdealist İnsan Saygıyı Hak Eder Mi?

İdealist İnsan Saygıyı Hak Eder Mi?
 

Temsili Kasaba (3D)


Kasaba dedikleri o kırsal kültür kentte doğan, kentte yaşayan insana bir o kadar uzakken; az da olsa ana-baba tarafından varsa taşralılık ruhu, yıldan yıla uğranıldığı kadar, izlenilebildiği ölçüde detaylandırılır zihinde.

Kentin koşuşturması, dinamiği, insanların birbirlerine üç adım kadar yakın oldukları o çelik kapıların yarattığı bedensel zırhlar ile uzaklaştırır tüm ilişkileri. Taşra, kasaba, kır, kırsal, köy ya da belde ne derseniz, adını nasıl koyarsanız koyun çok daha az çelik kapıya sahip bu yerleşim birimleri; daha az engelli, daha sıcak ilişkilere sahne olur görece olarak.

En kötü anda, insanı mahveden o yaşanmışlıkta koşturur tüm çevre. Şehir milyonları, farklılıkları ve inanılmaz boyutlarda bencilliği barındırır bedeninde. Bu yüzden şehirde para kazanan fakat aklı kasabadan ayrılmayan yetişkinler, emeklilik günlerinde kasabalarda geçirecekleri günleri hayal ederek avunurlar.

Yetişkinlerin şehir yaşamı bahaneleri kimi zaman çocukların okulu, kimi zaman yaşlı annenin bakımı için gidilmesi gereken hastane olmuştur. Aynaya bakıp söylemeye cesaret edemedikleri “kasabada yapamam, şehre alıştım” cümlesini birilerinin bağıra bağıra söylemesi gerekir. Keşke biri çıksa da bu gerçekliği vursa yüzlerine. Onlar da rahatlasalar, sürekli gergin halde bekleyen aile üyeleri de…

***

İdeal yaşam tasarlanan şehirlerden “idealist” tavırlarla kaçıp hizmet aşkıyla kasabalara yerleşenler de vardır. “Ben hizmet için kimsenin gelmediği bu yere geldim” ana teması üzerine kurguladığı mesleki ahlakını kendi tatminiyle birleştirerek, kasabaya gelişiyle kendi vicdan yaralarını pansuman eden ve mesleği ne olursa olsun en temelde kendine hizmet eden bu insanların ahlaki, mesleki ve insani bakışı sorgulanmadan onaylanmıştır her defasında.

Terörün kol gezdiği, hizmetin olmadığı, teknolojinin uğramadığı, yoz, yobaz bin türlü engelin hakim olduğu kasabalara gitmenin tek sebebi insanlığa hizmet midir acaba?

Başta ekonomik sebeplerden yola çıkarak insanın kaçışına hizmet eden birçok yan faktörle beraber kişinin kaçışına isim koyması gerektiği o anlarda “idealist” kelimesi ön plana çıkar hep.

İdealist olan takdir görür, sevilir, sayılır.

“Öğretmen Bey, Doktor Hanım, Memur Bey. “

“Yıllardır kimsenin uğramadığı bu kasabaya hoşgeldiniz.”

Altında yatan onca sebep olmasına rağmen sorgulanmadan, araştırılmadan insana hizmet etmeye gelen bu ideolojik aygıt temsilcilerine tapılmaya başlanır.

Devlet yılların verememişliğini bir kurum temsilcisiyle adeta ağza çalınan bir gıdım bal gibi kasaba insanına dokundurur.

Kasabalı mutludur. Keyiflidir. Tek kişi de olsa hizmet gelmiştir artık.

“Çok yaşayın öğretmen bey, çok yaşayın doktor hanım, çok yaşayın memur bey.”

***

İdeallerin yaratılmasını sağlayan egemen güçlerken, idealden öteye geçirmeyen yine egemen güçlerdir her zaman, koşulsuzca. Bu yüzden “aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz” sözleriyle oyaladıkları bizler, daha çokça zaman idealistlerle avunmayı sürdüreceğiz.

Bu avunma sürdüğü sürece kasabamıza gelen tek doktor padişahımız, kasabamıza gelen tek öğretmen kralımız, kasabamıza gelen tek memur önünde diz çökülen kişi olacak.

A.Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..