Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '18

 
Kategori
Dünya
 

İdlib İdlib İdlib... Nedir Bu İdlib?

İdlib İdlib İdlib... Nedir Bu İdlib?
 

Bir “İdlib” sözüdür, gidiyor. İdlib de İdlib… Peki nedir bu “İdlib”. Neler oluyor orada? Askeri ve diplomatik terminolojiye boğularak laf kalabalığına boğulan “İdlib” haberlerinden bişey anlıyor musunuz?

En kısa ve özet şekilde anlatalım.

Suriye’ye fitne sokuldu. 2011 başlarından itibaren etnik ve mezhepsel fay hatları harekete geçirildi.

Herkes, her kesim, Devlete ve  birbirine karşı kışkırtıldı.

Herkesin ihtiyacı olan olmayan her türlü silah ve mühimmat, para, araç gereç, ABD, Rusya ve ilgili ilgisiz pek çok devlet ve kurum tarafından bölgeye yığıldı.

Taraflar savaştırıldılar.

Dinci terör örgütleri bir anda Halep, İdlib, Rakka gibi önemli şehirlerin de aralarında olduğu geniş bir coğrafyada hakimiyet kurdu.

Bu örgütlerden “kurtuluş” için ittifaklar, koalisyonlar kuruldu, harekete geçildi.

Ülkenin Fırat’ın doğusunda kalan kısmının temizlik ihalesi Kürtlere verildi.

Suriye yönetimi bu ihaleye sessiz kaldı. Mecburdu da. ABD Kürtler vasıtasıyla bu bölgeye göz dikmişti. Güçlüydüler. İstediklerini elde ettiler.

Fırat’ın batısında da Rusya duruma el koydu. Şam yönetiminin arkasına bütün gücünü koydu, bölgedeki dinci terörü batıya doğru süpürdüler.

Halep’te ve İdlib’de kıstırdılar.

Bölgeye Türkiye’nin ilgisi de vardı. Güney sınırları boyunca Akdeniz’e açılan Kürt kuşatmasından endişeliydiler. Bölgedeki yerel Arap aşiretlerinden teşekkül ettirilmiş ÖSO (gibi) yapılanmalara destek veriyorduk.

Halep’te kıstırılanlarla birlikte destek verdiklerimizin de yok edilmesi tehlikesi vardı.

Tarafların tamamı savaş yorgunuydu.

Savaşsız çözüm arayışları yürütülüyordu.

Rusya-İran ve Türkiye garantörlüklerinde “vekillerin” çatışmadan durabilecekleri güvenlik bölgeleri anlaşmaları yapıldı. Vekiller de Şam yönetimi ve muhaliflerdi.

Çatışmasızlık için Rusya-İran, Şam yönetimini ve galiba biz de “ılımlı” muhalifleri dizginlemekle görevliydik. Buna mukabil Fırat’ın batısında Kürt Koridoru kaygılarımıza Rus desteği elde edecektik.

Halep’tekiler bizim otobüslerimizle İdlib’e taşındılar. Bu gruplar yenilmiş ve İdlib’e hapsedilmişlerdi bir nevi…

Silahlıydılar halen ve sayılarının onbinlerce olduğu ifade ediliyordu.

Dinci gruplar ve “ılımlı” muhalifler İdlib’deyken çatışmasızlık garantör ülkelerce kontrol altında tutulacaktı.

Ancak Suriye içinde böyle bir silahlı gücün mevcudiyetine rıza gösterilmeyeceği belliydi.

Bu grupların rahat durmayacakları da belli olan bir başka gerçekti.

Rus üslerine dronlarla saldırı yapılınca beklenen hareket başladı. Şam yönetimi ve Rusya İdlib’i de temizlemek için harekete geçtiler.

Sonuç aşağı yukarı görünüyor. Fırat’ın batısında Rusya’nın, doğusunda ABD’nin borusunun öteceği paylaşımın son rötuşları yapılıyor gibi.

Fırat’ın doğusundaki ABD şemsiyesi altındaki Kürtlerin Fırat’ın batısına sarkıp sarkmayacakları hususu ise artık sadece Türkiye-ABD-Rusya güç dengesine bağlı olarak şekillenecek.

Suriye tarafında olanlar galiba oldu, bitti, bizi ise büyük sıkıntılar, tehlikeler ve tehditler bekliyor.

İdlib konusu özetle işte böyle…

 

Kenan IŞIK

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..