İdol Sporcu yetiştirememek...

Sporda başarıya o kadar hasretiz ki...Her kim ki en ufak bir başarı elde etse hemen onu pamuklara sarmalayıp gösterdiğimiz ilgi, alaka ve şaşalı sevgi gösterileri ile tez elden şımartıp kurda,, kuşa yem ediyoruz. Biz yetiştirdiğimiz sporcuları korumanın bu yoldan geçtiğine inanıyoruz. İşte bu sınırsız şımartma yöntemi birbirinden kıymetli ve yetenekli sporcularımızın daha okyanusu görmeden nehir yataklarında boğulmalarına neden oluyor. O yüzden değil midir, Süreyyalar, Nevinler, Eşrefler, Sergenler, Aslıhanlar, Gözdeler ve adını unuttuğumuz onlarca değerimiz potansiyellerini zirveye taşıyamadan spor yaşantılarını sonlandırıyorlar.

İşte mevzu bahis olan Arda Turan konusu da bununla direk olarak ilişkilidir. Spor branşlarında dünyaya sunduğumuz ender isimlerden biri olan Arda Turan, yaşadığı ve yaşattığı travmatik hadise ile hem kendisini hem de sevenlerini hayal kırıklığına uğrattı.. Yaptığı eylemin elle tuturulur bir yanı olmamasının yanında bunu yaptığında neler olacağına dair de bir fikrinin olmadığını "yaptıklarımın bedelini öderim" gibi tamamen bilinçsizce yazılmış açıklamasından anlıyoruz. Ayrıca şunu da anlıyoruz ki, Arda Turan bu yazıyı yazarken herhangi bir kişiye danışmamış tamamen o anki duygusallığıyla yazmış. Çevresinde onu yönlendirebilecek profesyonel bir mentoru olsaydı eminim ki Arda'nın hem kişisel imajına hem de milli takımın imajına zarar verecek bir hareket yapmasına engel olurdu.

İşte tam olarak da konu bu... Profesyonellerle çalışmak..Artık dünya sporcusu olmuş bir insanın etrafında onun imaj haklarını koruyacak, yanlışa düşmesini engelleyecek ve onu marka haline getirecek projeler üretecek insanlar olmalıdır, bulundurulmalıdır... Fenerbahçe'nin eski antrenörü Advocaat'ta bu konuya değinmiş, genç oyunculara mentor tayin edilmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Çünkü spor kulüplerimizde de bu profesyonel insanlar bulunmuyor. Genç sporculara rehberlik yapacak, ustalara da yol haritası çizecek profesyoneller yok. Bu sebepten de milli takım bazında son yıllarda oldukça absürd olaylarla karşılaştık. Sonuç olarak dünya sporcusu olma yolunda en önde bayrağı taşıyan, ülkesinde futbol meraklısı çocuklara örnek olan bir sporcumuzu fiziksel olmasa da ruhen kaybettik. Burada ister eğitim deyin ister federasyonlar deyin ister bakanlıklar deyin, ister medya deyin...Hata tek bir kurum ya da kuruluşta değil. Hata sporu üstüne inşaa ettiğimiz ve hala ısrarla savunduğumuz o bozuk zeminde. Arda olayı bir milat olabilir, Türk sporunu bu bozuk zeminden çıkarıp yeniden kurabiliriz. Gençlerimize model olacak, idol olacak sporcular yetiştirebiliriz. Eğer bunu yapmamakta ısrar edersek geriye bırakın sporcu yetiştirmeyi milli takımını dahi desteklemeyen ve spordan soğuyan insanlar kalır......