Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '17

 
Kategori
İftar Sofraları
 

İftara davetlimsiniz!

İftara davetlimsiniz!
 

Mağfiret ayı Ramazanın ortasındayız. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olarak bilinen mübarek ay; biz fani kulların kendini hesaba çektiği aydır bir bakıma. Sahura kalkılan, gün boyu oruçlu kalarak şeytani arzuların bertaraf edildiği, iftarla birlikte adeta işlediğin sevabın ödülünü aldığın keyifli bir olgudur Ramazan. Öte yandan kendinden başka insanların da bu coğrafya da olduğunu anlamana fırsattır bu ay. Ramazan çadırlarında genciyle yaşlısını buluşturan; dil,din,ırk ayrımının olmadığı kutsal bir olgudur.

Son dönemde özellikle Büyükşehir Belediyelerinin katkılarıyla il genelinde iftar çadırları kurularak ayrışmanın olmadığı, birlik beraberliğin en lezzetlisiyle tadına varıldığı ortamları görmek insanı hoşnut ediyor. Memleketlerini terk etmek zorunda kalmış Suriyeli vatandaşların iftar çadırı sırası beklerken yüzlerinde oluşan tebessüm anlatıyor bu hoşnutluğu. Kimseye yalvarmadan, zar zor dilenmeden karnını doyuracak iftar ezanıyla. Çoğunluğu sefil bir yaşama sahip, sokaklarda konaklayanları da görmek mümkün. Bu şartlarda oruç tutabilirler mi bilemem, ama bir tabak olsun yemek bulabildilerse iftar çadırı amacına ulaştı demektir benim için.

Ramazan’ın ilk günü Altınordu Belediyesi iftar çadırında açtım orucumu. Hemen yanı başımda gayet modern bir hayat yaşayan Suriyeli aile vardı. Onlar İslam paydaşlığında kardeşliğin pekişmesi için oradaydı çok belli. Amaçları karın doyurmanın ötesinde, insanlarla iç içe olmaktı. Bu beni çok mutlu etmişti. Hemen iki masa ötemde de yine Suriyeli olduklarını öğrendiğim; insanın içini acıtan durumda olan insanlar vardı. Utanıyorlar, nereye oturup kime nasıl selam vereceklerini şaşırıyorlardı. Hemen arkama döndüğümde ise aşırı modern diyebileceğim, biraz da absürt tavırları olan bir aile yemek sırasındaydı. Zaman zaman kullandıkları ifadeler insanları rahatsız ediyordu. Hanım hanım edalarla gelen de vardı, dövmeleri sırtından taşan da vardı iftar çadırında. İnsanlar farklı farklı olsa da bir gerçeklik vardı ki; bu insanları bir araya getiren Ramazan’ın muhabbetiydi. Bu muhabbet belki günlük hayatta bir araya gelmeyecek iki insana yan yana yemek yedirdi, birbirlerini görme fırsatı verdi. Fakir olanlar biraz düşündü; “Biraz durumum iyi olsa da bu insanlar gibi benim de yüzüm gülse”, zengin olanlar düşünmüştür inşallah ki; “ Fakirlerimizin durumu iyi olsa da dilenmeseler”

İşte bu düşüncelerin oluşmasına bir katkı sağlanıyorsa, İftar çadırları amacına ulaşmış demektir. Birlik beraberlik duygularının en üst seviyede olduğu, hayatın anlamının yeniden keşfedildiği bu manevi ortamlar hep olmalı hep olsun. 

Öte yandan sahur vakti evimdeyim, sosyal medyada şöyle bir dolaşırken belediyelerin iftar programları görsellerine göz attım. Gayet güzel etkinlikler var, ancak görselleri baltalayan yorumlar beni üzdü. Neymiş efendim; “Büyükşehir gösteriş yapıyor, Suriyelileri doyuruyor. Kendi adamlarını doyuruyor” –muş muş muş da –miş miş miş…  Muhalif yorum yapan arkadaşları iftara davet ediyorum. Size yemek ısmarlayacağım. Etinden tavuğuna,pilavına tatlısına kadar her şey var sofrada. Bir şey daha var; insanlık, sevgi, kardeşlik ve dua var. Kimsenin kimseye muhalif olmadığı, herkesin herkes için çıkarsızca dua ettiği bir ortam var. Davetlimsiniz! Altınordu Belediyesi iftar çadırında doyana kadar yemek var. Kardeşlikte buluşalım. Hayırlı Ramazanlar…

 
Toplam blog
: 17
: 957
Kayıt tarihi
: 11.04.16
 
 

... ..