İftiranın en insafsızı, en vicdansızı

Müfteri, ekranda, “Cumhuriyet'i elitler kurmuştur, Cumhuriyet’in kuruluşunda halk yoktur” diyor. Karşısındaki “Cumhuriyet savunucusu” soruyor: “Nasıl yani, ne demek elit, ne demek halk yoktu?”

Müfteri cevaplıyor: “Yani meselâ, orduya namaz kılanlar alınmamıştır, sokulmamıştır.”

Karşısındakiler şiddetle itiraz ediyor, kendilerinden veya günümüzden verdikleri örneklerle iftiraları çürütmeye çalışıyorlar.

Kimsenin aklına, bu memleketin kuruluş yıllarında, tam 23 (yazıyla, yirmi üç) sene “dindar” bir Mareşal’in Genelkurmay Başkanlığı yaptığı gelmiyor.

Mareşal Fevzi Çakmak’ı kimse hatırlamıyor. 23 sene Genelkurmay Başkanlığı yaptığı halde hatırlanmıyor.

Elinden Kur’an’ı düşürmeyen, cephede sürekli Kur’an okuyan, dindarlığından kimsenin kuşkusu olmayan Mareşal’i Cumhuriyet’in kurucularından saymıyor musunuz?

Cumhuriyet rejimi, ordusunu o “dindar” komutana emanet etmiştir. Ta 1944’e kadar… Görüldüğü gibi, Mareşal Çakmak’ın görev süresi Atatürk’ten daha fazladır. Hem de nerede? Ordunun başında!

O “dindar” mareşal mi “namaz kılanları” orduya sokmamıştır?

Bu ne akıl dışı,

İnsaf dışı,

İz’an dışı,

Vicdansızca bir iftiradır.

x   x   x

İftira ısrarla sürdürülüyor

Aradan 1-2 gün geçti… Aynı müfteri yine ekranda… Yine aynı teranelerle iftiralarını sürdürüyor.

Çünkü kendisine ve Türkiye kamuoyuna, somut Mareşal gerçeğini hatırlatan, böylece okkalı bir cevapla ağzını kapatabilen yok.

Buradan, bu tarihî hakikati hatırlatıyor ve haykırıyoruz.

Ayrıca, orduda 26 sene üniforma giyen ve kışlada gerek vakit, gerekse Cuma, teravih gibi namazları kılan birisi olarak söylüyorum: TSK’da kimsenin namazına, orucuna karışılmaz. İrtica ile mücadele ile dine müdahale karıştırılmamalı. Dine asla müdahale yoktur. Sanırım, “dine müdahale” oluyor diye baskı yapıldığından, son yıllarda irtica ile mücadele de bırakılmış.

x   x   x

İftira büyük günahtır

Müfteri, “İslam savunuculuğu”na soyunuyor ama İslam’dan haberi yok gibi! Çünkü İslam’a göre, iftira en büyük günahlardandır. Eğer “Müslüman’ım” diyorsa, önce bunu öğrensin! İftira atmaktan vazgeçsin.

Milletten, ordudan ve Cumhuriyet’ten özür dilesin.

Tövbe etsin!