- Kategori
- Güncel
İhtiyaçlar hiyerarşisi

Dün akşam, kahvelerde Anayasa Mahkemesi’nin kararını bekleyenleri gördüm. Hemen hepsi de yoksul çoğunluğa dahildi. Karar açıklandığında kalkıp sevinçle birbirlerine sarıldılar, halaylar çektiler. Bana Maslow’u hatırlatan, işte bu görüntüler oldu. "Kişinin davranışları, en güçlü ihtiyacı tarafından belirlenir" der Maslow..
İnsanın kişisel gelişimiyle ilgili en doğru kuram kabul edilen Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi'ne göre, her davranış belli bir ihtiyacı karşılamaya yöneliktir ve bu ihtiyaçların bir hiyerarşisi vardır. Temel bir ihtiyacın doyurulmasıyla bir üstteki ihtiyaç önem kazanır ve kişiyi ele geçirir. Kişinin davranışlarını, en güçlü ihtiyacı belirler. Hiyerarşide beşinci kademe gelişkin kişilik, olgun bendir. Birinci kademeyse, en temel insani ihtiyaçlar. Hiyerarşinin sıralaması şöyle;
<ı>Hayatı Sürdürme: Hayatın kendisini idame ettirmek için gereken yemek, su, uyumak, nefes almak, üreme, barınma gibi temel insani ihtiyaçlar.
<ı>Güvenlik: Kendini koruyabilme, gelecek endişesinden uzak olma, bir ev düzenine, güvenli bir hayata sahip olma ihtiyacı.
<ı>Sevgi, şefkat, ait olma: Sevgi, aşk, şefkat, bir guruba, bir şeye ait olma duygularını verme ve alma gereksinimi. Bu insanın sosyal bir varlık olarak diğer insanlarla anlamlı ve bir amaca yönelik ilişki kurduğu seviyedir.
<ı>İtibar: İnsan ait olma ihtiyacını giderdiğinde, içinde bulunduğu grubun bir üyesi olmaktan fazlasını istemeye başlar. İtibar ihtiyacı 2 aşamalıdır. Düşük itibar ihtiyacı diğerlerin saygısını kazanma, belirli konuma gelme, tanınma, takdir edilme, ün, zafer ve hakimiyet kazanmadır. Yüksek itibar ihtiyacıysa yeterlilik, başarı, ustalık ve özgürlük duygularını içeren kendine saygıyı kapsar. Birçok psikolojik bozukluğun temelinde, bu kademede yaşanan eksiklikler yatar.
<ı>Kendini gerçekleştirme: Bu ihtiyaç diğerlerinden farklı. Bir kez oluştuğunda hissedilmeye devam edilen, besledikçe daha çok güçlenen bir “Büyüme Güdüsü” ve en üst düzeyde bir “Kendi Olma” halidir. Kişinin, doğuştan olduğu şeyi yapmaya ihtiyacıdır. Bir ressam resim yapmak, bir şair şiir yazmak zorundadır. Kişi, aynı zamanda katkı gereksinimi de duyar, kendisi dışında sebeplere dahil olur, başkaları için iyi şeyler yapmayı değerli bulur.
Türkiye’de, 18 milyon insan açlık sınırının altında yaşıyor. Açlık sınırı 841 lira, asgari ücret 430 lira. Geçim sınırında olduğu söylenen 26 milyon kişi, günde 11 liraya geçiniyor. İşsiz sayısı 5 milyon, 6, 5 milyon 15 yaş altı çocuk işçi olarak çalışıyor. Son 5 yıldır, her yıl ortalama 8 bin kişi maddi sıkıntılar nedeniyle intihar girişiminde bulunuyor, 1500’ü ölüyor. Kadınların yüzde 26’sı doktorsuz doğum yapıyor. Hey yıl 2 milyon ağaç, sigara yapımı için kesiliyor. Türkiye’de bireysel silahlanma son 5 yılda yüzde 358 arttı. Artık her 10 kişiden biri silahlı.
Dün akşam televizyonda halay çekenlere şaşkınlıkla bakarken, birden Maslow'u hatırladım. Bir ülkede yaşayan insanların, en az yarısının en önemli ihtiyacı sadece ve sadece karnını doyurabilmekse, o insanlardan Maslow’un kademelerinden en az üçünü aşmış bir bilinç beklemenin ne kadar yanlış olduğunu düşündüm. Muhalefettekiler hiçbir şeyin farkında değil. Ama belki de iktidar partisinin Maslow’dan haberi vardır.