Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '08

 
Kategori
Magazin
 

İki adam, iki program

İki adam, iki program
 

İki adam ve iki programdan söz edeceğim bugün; biri İbrahim Tatlıses ve programı "İbo Show"; öteki, Yılmaz Erdoğan ve programı "Çok Güzel Hareketler Bunlar"...

İbrahim Tatlıses, bu ülkede Türküleri köyden şehire taşıyan adam oldu. Eski Türküler onun ağzından büyük şehir insanına ulaştı.. Kendisi pek bilincinde olmasa da, büyük şehirlerin türkülerden uzak gençliğini bir bakıma, türkülerle buluşturmuş oldu.

Urfa'nın "mağara" larından çıkıp büyük şehirlerde inşaat ustalığı yapan bir adamın, türkücülükle geldiği bugünkü nokta, Anadolu'nun yanık sesli gençlerine bir tür örnek ve umut da oldu İboyla...

İbrahim Tatlıses, geçmişini inkar etmeyerek, sanat dünyasının "seçkinlerine" kendini ezdirmedi. Bu yönüyle de olumlu puan vermek mümkün Tatlıses'e...

Ancak, güç ve para onu da zamanla "bozdu". Parası ve şöhreti büyüdükçe "ego" su da büyüdü. Hem öyle bir büyüdü ki artık içine sığmaz hale geldi. Bu ölçüsüz büyümüş egoyu tatmin etmek için, müzik-eğlence formatlı programını "kişisel hezeyanlar" programı haline getirmeyi başardı.

Sürekli biriyle didişiyor.. İzleyiciyi hiç de ilgilendirmeyecek kişisel kavgalarını ekranlara aktarıyor. O kadar ki, programına çağırdığı konukları bile diken üstünde duruyor. Her an birini tersleyebilecek, aşağılayabilecek halde bulunuyor. Buna rağmen, herhalde müzik sektöründeki hakimiyetinden olacak, insanlar onun programına konuk olmayı kabul ediyorlar.

Türkü söyleyerek halkın gözünde büyümüş bu adam, konuşarak küçülüyor.. Espiri yapacağım diye saçmalıyor. Gerilim yaratıyor. İnsanları zor durumlarda bırakıyor. Hiç konuşmasa ve sadece türkülerini söylese çok daha başarılı olacak, hiç şüphesiz...

İkinci adam Yılmaz Erdoğan da benzeri bir noktaya doğru gidiyor. Kendi okulundan seçtiği öğrencilerin yaptığı skeçlerden oluşan Çok Güzel Hareketler Bunlar'da, her skeç arasında sahneye çıkıyor. Kasım kasım kasılıyor.."Gösteriyi gençler yaptı ama buranın efendisi benim" havalarından geçilmiyor.

Yılmaz Erdoğan da, her ne kadar daha mürekkep yalamış biri olsa da-Hakkaride Oxford var ne de olsa- İbrahim Tatlıses'le benzer bir hayat çizgisinden gelmiş.. Hoş.. bunlar ayıp değil zaten; hatta takdire şayan şeyler.. Ancak, televizyoncu tabiriyle "yetmiş milyonun karşısında" biraz mütevazi olmayı, biraz kendinizi geriye çekmeyi öğrenin..

Sizi nerelerden alıp buralara getiren bu millet, aslında "tevazuyu" sevdiği için bunu yaptı. Şimdi "ben buraların kralıyım" egoizmini terketmezseniz, sizi geldiğiniz yerlere gönderir de..

Benim bu iki değerli sanat adamına son bir tavsiyem olacak: İbrahim Tatlıses, lütfen konuşma, sadece türkülerini söyle.. Yılmaz Erdoğan, sen de, iki de bir sahneye çıkıp kasılma.. Programın sonunda çıkıp bir genel değerlendirme yap.. Bakın, böylesi daha iyi olacaktır..

Nihayetinde fani dünya burası; nice ünlüleri, nice güçlüleri yedi bitirdi...!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..