İki demir, pas tutan zihinler

Millî eğitim, bir milletin genç nesillerini o milletin maddî ve manevi değerlerinin gösterdiği hedefler içinde, ideal insan tipi olarak, yönlendirme ve yetiştirmedir. Eğitimin konusu insandır. Eğitime önem veren toplumlar, huzur ve kalkınma için gereken en önemli yatırımı yapmış sayılırlar. İyi bir vatandaş, ancak iyi bir eğitim sayesinde yetiştirilebilir İnsanların toplum hayatına uyum sağlaması, kişilik kazanması, iyi bir insan ve iyi bir vatandaş olması ancak iyi bir eğitim sayesinde olur. Toplumsal bir ihtiyacın karşılanması olan eğitim, bir devlet hizmeti olup, Devletlerin eğitim sistemi, o devletin ve Ülkenin geleceğini ilgilendirir.

Diyarbakır"ın Çınar ilçesinde MEM emriyle yaşama geçirilen uygulamayı duydunuz mu? Liselerdeki kız öğrencilerin erkek öğrencilerle birlikte merdivenleri çıkması, Antalya’da bir lisede etek giyilmesinin yasaklanması tartışmalarının ardından, insana, (rasyonel düşünen, çağdaş)  pes dedirtecek bir tartışmalı “yasak” da Diyarbakır’dan geldi. Çınar İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Demir, liselerde kız öğrencilerin kantinlere girmesini yasakladı.

Kararını bir toplantı düzenleyerek okul müdürlerine bildiren Demir, kantinin bulunduğu kata nöbetçi öğretmen verilmesini istedi. Demir, toplantı tutanağındaki imzasına karşın ifadelerinin sehven yazıldığını savundu. Mehmet Demir, 12 Eylül tarihinde Çınar İmam Hatip Lisesi Konferans Salonu’nda yaklaşık 93 okul yöneticisi ile eğitim öğretim yılı sene başı toplantısı düzenledi. İlçe milli eğitim müdürü olarak müdürlere isteklerini ve talimatlarını bildiren Demir’in kız öğrencilerle ilgili söyledikleri dikkati çekti. Demir’in toplantıdaki konuşması altında kendi imzasının da bulunduğu bir tutanağa yazıldı. Demir, okul müdürlerine “Liselerde kantinlere kız öğrencilerinin kesinlikle girmemesini ve bu kata nöbetçi öğretmen görevlendirilmesini” istedi. Demir’in bu sözleri ile Çınar ilçesindeki Anadolu lisesi, imam hatip lisesi, düz lise ve teknik ve endüstri meslek lisesindeki kız öğrencilerin okul kantinlerine girişi yasaklanmış oldu. Liselerde görev yapan öğretmenler de yasağın bekçisi olarak görevlendirildi. Demir ayrıca, “Liselerde kız çocukların ortadan kaybolması konusunda bu çocukların devamsızlıklarının takibi yapılarak ailelerine bilgi verilmesi gerektiğini söyleyerek, 8. sınıf öğrencilerimize de dikkat edilmesini istedi” ifadeleri kullanıldı.

İlçe Milli Eğitim Müdürü Demir, “demokratikleşme paketi” kapsamında yapılan ve türbana serbestlik getiren kılık kıyafet düzenlemesini protesto etmek için Eğitim-Sen tarafından başlatılan “özgür kıyafet” eylemi ile ilgili olarak da “Kılık kıyafet eylemlerinde toplumda kabul görülmüş şekilde okula gelineceğini, kot, sakal ve bunun gibi aşırı şekilde okula gelinmeyeceğini, gerekli işlemlerin yapılmasını” istedi. Demir “Müfettişlerin okulları gezeceğini kılık kıyafet uygulamasını kontrol edeceğini” de sözlerine ekledi. Mehmet Demir, kız öğrencilere kantini yasaklayan tutanak ile ilgili olarak sorulan sorulara, “Kantin görevlileri ile kız öğrenciler arasında bazı sorunlar oldu. Biz de dikkat edilmesi gerektiğini söyledik. Kesinlikle bir art niyet yok. O ifadeler tutanağa sehven yazılmış” açıklamasını yaptı.

Mersin Tarsus İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Sefa Demir ise, başörtüsüne serbestlik getiren kılık kıyafet düzenlemesinin ardından “özgür kıyafet” eylemine başlayan Eğitim Sen Tarsus Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Tayfun Cengiz Şube Başkanı Yasemin Yücel'e ilginç sözlerle tepki gösterdi. Demir, eyleme kolsuz giysiyle destek veren Eğitim-Sen Tarsus Şube Başkanı Yasemin Yücel için “Yasemin Hanım üstsüz de gidiyor mu?” dedi. Müdür Demir, “Serbest kıyafetle üstsüz gitmenin ne alakası var?” sorusuna, “Kolsuz giyiniyor mu yani?” karşılığını verdi. Demir, ilk olarak eyleme “top sakal” bırakarak katılan Eğitim Sen Tarsus Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Tayfun Cengiz ile tartıştı. Cengiz’in aktardığı bilgilere göre Demir Cengiz’e, “Sen top sakal da mı bırakıyorsun” sorusunu yöneltti. “Evet müdür bey serbest kıyafet eyleminden dolayı” yanıtına Demir, “Seni okula gönderirim mahkeme bitene kadar tuvalet temizlersin” tehdidi ile karşılık verdi. Tartışmada, Tayfun Cengiz’in küpesini de gündeme getiren müdür Demir, “Küpe takmak yönetmeliğe göre yasak değil yani” dedi. Cengiz, “Evet ayrıca dava kazanan öğretmenimiz de var” açıklamasını yapınca Demir, “Şimdi sen gay mi oluyorsun. Sağa takan gay, sola takan bilmem ne gibi tabirler var” dedi.

Atatürk "Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğrenimin sınırı ne olursa olsun, ilk önce ve her şeyden önce Türkiye'nin bağımsızlığına, kendi benliğine, millî geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir. Dünyada milletlerarası duruma göre böyle bir mücadelenin gerektirdiği manevî unsurlara sahip olmayan kişilere ve bu nitelikte kişilerden oluşan toplumlara hayat ve bağımsızlık yoktur." Eğitimle ilgili üzerinde önemle durduğu bir başka konu, insanların inançlarında ve düşüncelerinde özgür hâle gelmeleri idi. İlerleme ve yenileşme, bilimde ve teknikteki gelişmelere açık olmakla mümkündür. Atatürk Gençliğe Hitabe ve Bursa Nutku ile gençliğe verdiği önemi ortaya net bir şekilde koymuştur.

Büyük Önder, öğretmenlere seslenirken "Hiçbir zaman hatırımızdan çıkmasın ki cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister." diyerek kararlarını özgürce verebilen ve yeniliklere açık nesiller yetiştirmenin önemini anlatmıştır. Eğitim, bir insanın yetenek ve davranışlarını geliştirmek, toplumun iyi değerlerini benimsetmek için yapılan işler ve uygulanan yollardır.

Güya demokrasiyi de savunan, yasakçı, sehvenci, güç ve iktidar yanlısı, cüretkar, demir gibi zihinleri pas tutmuş, soy adkarı aynı, düşünce iklimleri ve kodları aynı bu tür eğitimcilerle, Yüce Atatürkün işaret ettiği bağımsızlık yanlısı, erdemli, ahlaklı, vatansever, zihni hür, vicdanı hür kuşaklar yetiştirilebilir mi? Gençlerin yetenekleri geliştirilip, toplumun olumlu değerleri benimsetilebilir mi? Ülke açısından, yarına güvenle bakılabilir mi?

Nizamettin BİBER