Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Şubat '09

 
Kategori
Siyaset
 

İki farklı Arap dünyası

İki farklı Arap dünyası
 

Herzaman En Yüksekte


Aslında Türkiye'ye her zaman sempati duymuşlardır Araplar. Her zaman sevmişlerdir. Arapları iki kısma ayırmalıyız onlar hakkında bir yargıya ulaşmadan önce.

1- Yönetilenler (Halk)

2- Yönetenler. (Abd Hizmetçileri)

Arap Devletlerinde Türkiye'deki gibi demokrasi yok. Mutlak Monarşi var. Sözde dine dayalı monarşi. Şeriatla yönetiliyorlar. Ama kralın bir sözü herşeye muktedir olabiliyor.

Örneğini geçen sene görmedik mi Suudi Arabistan'da Allah'a küfrettiği için idamı istenen berber Sabri Boğday'da.

Şeriata göre idam edilmesi gerekiyormuş ama araya Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan girdi. İyi de ettiler. Kral Abdullah'ın tek bir sözü ile adamcağız affedildi. Anlayamadığım son söz kralda mı bitiyor? (Şunu belirtmek isterim ki berberin serbest bırakılmasına en çok sevinenlerdenim.) Kral bütün anayasadan üstün şeriattanda.

Bakın bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum dikkat edin tüm Arap devletlerine kaçı demokrasi ile yönetiliyor. Hangi ülkenin lideri seçim ile başa gelmiş. Darbe ile hala başta kalanlar var. Bunlar kendilerinin oluşturduğu korku rejimi ile bütün halkı etkisi altına almışlar. Ne derlerse o! Muhalif ses mi hemen bitirirler keserler o sesi. Suriye'ye gidin El Muhebarat denilince herkes korkar.

El muhabarat Suriye'nin gizli istihbarat servisi. Suriye de Beşar Esad Başbakan iken bir adam ve 7 yaşındaki çocuğu dolmuşa biniyorlar. Dolmuşun içinde Beşar Esad'ın resmi asılı. Çocuk babasına dönerek " Baba bak hergün küfrettiğin adamın resmi değil mi bu" der demez iki kişi çocuğun babasını koluna takıp götürürler adamdan bir daha da haber alınamaz. Aynı şeyler diğer Arap ülkelerinde de geçerli. Geçen yıl Akp kapatma davası olduğunda Dış İşleri Bakanı Dubai'deydi. Dubai Dışişleri Bakanı sanki Dünya ile dalga geçercesine (Akp Kapatma davasını kastederek) "İyi ki siyasi partilerimiz yok" demişti.

Kral bir insan değil ulaşılamaz bir güçtür mantığını Araplara inandırmışlardır. Aksi düşünenleri ise ya öldürmüşler ya da hapse göndermişlerdir. Şanslı olanlar ise kaçmışlardır. Arap yöneticilerin en büyük destekçisi ise Abd'dir. Zaten o yüzden değil mi Filistin'e yardım edememeleri, halkın %99'unun istemesine rağmen. Onlar halkın sesini dinlemezler Emri başka yerden alırlar. Şunu da unutmamak gerek yönetenlerin en fazla korktuğu ülkede Türkiye'dir.

Arap Birliğinin dün yaptığı basın açıklaması bunun en büyük kanıtıdır. "Arap olmayanlar işimize karışmasın." Bu saçma cahilce açıklamayı yapmak için mi birleşip toplandılar Arap liderleri. Amaçları belli Türkiye'nin etkin olmasını engellemek. Çünkü biliyorlar Arap Halkının Türkleri ne kadar sevdiklerini ve onları özlediklerini. Davos'ta Recep Tayyip Erdoğan'ın Perez'e söylediklerini duyan Araplar sadece o kelimeye rağmen Erdoğan'ı halife ilan edelim demediler mi?

Suriye'de 1961 yılında 7 defa üst üste askeri darbe olduğunu biliyor muydunuz. Tam 7 defa. Aman Allahım bu nasıl bir mantık. Ortalama 45 güne bir darbe sığdırmışlar. Neye göre indirmişler 45 günlük politikaya mı beğenmemişler.
Sorulacak o kadar çok soru var ki ama cevabı verilemeyen sorular. Yaser Arafat'ı 2004 yılında karargahında ziyaret etmeye giden Türkiye - Filistin Dostluk grubunun başkanı Tanrıverdi'ye Arafat şunları söylemişti "Niçin gelmiyorsunuz Buraya. neden elinizi uzatmıyorsunuz." Sonra başını yere doğru indererek " Tamam biz size ihanet ettik belki de onun cezasını çekiyoruz ama keşke bir el uzansa Türkiye'den". Aslında Arafat Bütün Arap Halkının tercümanı olmuştu o sözleriyle. Lütfen Araplara Hain diye bakmayalım, hiçbirşeyde önyargılı olmayalım. İnanın onlar bizi özlemişler hala bizi arıyorlar.

Saygılarımla...

 
Toplam blog
: 12
: 849
Kayıt tarihi
: 02.02.09
 
 

1980 Gaziantep doğumluyum. Konya Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümünü bitirdim. Aynı dal üzerinde yüks..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara