Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Ekim '07

 
Kategori
Siyaset
 

İkilikler ve taşıdığı siyasi tehditler

İkilikler ve taşıdığı siyasi tehditler
 

Bir ülkede ekonomideki çözülmeler, sosyal çözülmeyi, sosyal çözülme de siyasi çözülmeyi getirir. Sovyetler Birliği, bu gerçeği yaşamış en yakın örnektir.

Ülkemizde ise yıllara dayalı işsizliğin, geçim sıkıntısının ve gelir dağılımındaki uçurumların getirdiği Ekonomik Çözülme, sınırlarını aşmıştır.

İnsan ve insanla ilgili değerlerin istismarı, fırsat eşitliğinden ve adaletten uzaklaşan yönetim yaklaşımları, ivme kazanan cemaatlere yönelim; kamuda informal yapılanmalar, dışarıda çeteleşmeler ve ayrılıkçı terör hareketlerinin yol açtığı sosyal ve sosyopsikolojik olumsuzluklar; bütün bunlar yetmezmiş gibi yaratılan ikilikler... bir Sosyal Çözülmeye işaret etmektedir.

Ciddiye alınmadığı ve acil tedbirler geliştirip uygulamaya sokulmadığı taktirde bir Siyasi Çözülme mümkün olabilir mi?

Bu soruya, sağduyu sahibi her insanımız objektif cevaplar aramalıdır diye düşünüyoruz.

Olası bir siyasi çözülme, Türk-Kürt İkiliğinde gerçekleşebilir mi?

Bizce bu mümkün değildir çünkü kökü dışarıdadır. Böylesi bir ikiliği destekleme gayretleri, bizi birbirimize daha çok kenetliyor. Kaldı ki; “Buna kimsenin gücü yetmez…” sözünün de sağlam temelli delilleri vardır; güveniyor ve inanıyoruz.

Fakat son yıllardaki gelişmeleri dikkate aldığımızda, Laik-Antilaik İkiliğinin yaratacağı siyasi çözülmenin kapımıza dayanabileceğine dair endişeler ivme kazanmıştır çünkü fevkalade üzücü bu gelişme bizden; içimizden kaynaklanıyor…

Geleneksel veya çağdaş yaşam biçimlerine tehdit olarak algılanan masum veya haklı olmaktan çıkmış eylem ve tasarruflara dayalı Laik-antilaik ikiliği, Milletimizin birliği ve Devletimizin dirliği hilafına gelişmelere yol açabileceği endişelerini körüklemektedir.

Tarafların biraz ilerisini görmekten maalesef uzak zıtlaşmaları Milletimizi derinden etkilemekte, söz konusu ikilikte taraf olmaya sevk etmektedir.

Fevkalade üzücü bu durum, sağduyu sahibi her insanımızı sarmıştır. Oysa yakın tarihimiz, sosyal bünyemiz; Batı, Doğu ve Bölge devletleriyle olan etkileşimler ve bu ülkelere dair algılamalar… dikkat çekmeye çalıştığımız tehdidin sağlam temelli delillerini açıkça ortaya koymaktadır.

Osmanlı’nın Balkanlardaki çözülmesi, inanç sistemindeki ayrılıklara dayalıydı. Ortadoğu ve Afrika çözülmelerinin orijininde de yine farklı inanç sistemi mensuplarının teşvik ve himayeleri vardı. Bugün Orta Doğu ve Asya’daki olaylar ile Türkiye hakkında ABD ve AB tutum alışları, ilhamını inanç sistemine dayalı fütürist düşüncelerden (Medeniyetler Çatışması) alan siyasi ve ekonomik stratejilerin yansımalarıdır; geleceğin, söz konusu öngörüler doğrultusunda biçimlendirilmesi gayretleridir.

Nitekim Batı, Türkiye’yi sözü edilen fütürist düşünce ekseninde ve “Şark” öngörülerine itebilmek için Ilımlı İslamcı… gibi yersiz nitelemelerle hassas konular üzerinde kamçı etkisi yaratmaya çalışmaktadır. Bu çabaların, içerdeki özgür irade geliştirememiş kesimlerde taraf bulduğunu üzülerek belirtmeliyiz.

Dolayısıyla; Ülkemizdeki gelişen olayların ve yaşanmış süreçlerin taşıdığı siyasi çözülme tehdidi, her aklıselimi ve her sorumluluk sahibini ince düşüncelere ve çözümler üretmeye sevk etmelidir diye düşünüyoruz.

Unutmamak gerekir ki altı yüz yıllık Osmanlı, bir Son Dönemeçten çıkamadı ve çözüldü. O son dönemeçte, Atatürk ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen akıl almaz bir mücadelenin eseri Türkiye Cumhuriyeti ise henüz çok gençtir…

 
Toplam blog
: 141
: 926
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

Türk san'at müziği dinlemeyi, okumayı, yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Kamudan emekli inşaat mühend..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara