Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '11

 
Kategori
Dünya
 

İkincilik, kedi ve Arap baharı

İkincilik, kedi ve Arap baharı
 

Kim kazanır dersiniz?


Çok zaman mümkünatı olmayan şeylerle uğraşır, sonra da onlara teslim oluruz. Yıllar geçer, melekelerimizi daha da iyi öğreniriz, yine de kabullenmek zordur bir yenilgiyi. Neden mi bahsediyorum? Tabii ki, insanoğlunun en kusursuz gafından, egonun yenildiği anlardan.

“İkinciyi geçen kaçıncı olur” sorusunu bir çoğunuz yanıtlamışsınızdır. Kaçıncı olduğunu doğru mu söylediniz yoksa yanılıp birinci mi dediniz? Birinci gelir dile hemen, birinci olmak ister herkes, zafer ancak birinciliktedir. O kadar geçmişten gelen bir yarıştır ki bu... Şeytan insana secde etmediğinde başlamıştır ve o anda onun yerine geçmiştir insanoğlu. Halbuki şeytanı yenmek, birinci hedeftir yaradılışta. Çünkü o, secde etmeyip geriye kaldığını kabul etmediği için lanetlenmiştir ve yanılıp da ona her secde eden, ondan sonraya düşer, birinciden de bir o kadar uzaklaşır.

Öyle bir gaf durumudur ki bu, geriye kalanlar daima o gafletle muzdarip olur. Kapkara bir bulut gibi kaplar yenilmişlik, geri kalmışlık tüm umutları. Elbette ki hastalıkların en çaresizi bu yenilmişliktir. Kimi zaman yüzyıl alır zihinlerden bu hastalığı kazımak.

Şimdilerde memleketimizin çevresinde de bir kara buluttur gezmekte. Bu bulut ezelden beri var, biraz doğrulsak hemen yeniden alevleniyor ardındaki ateş. 100 yıllık hesaplar sorulurken geçtiğimiz yüzyılın galiplerinden, arap baharıyla toparlanıp geri geliyor gidenler birer birer... Hatta bu başarı karşısında bazıları istemez oldukları ile iş birlikleri yapıyorlar, hayret verici şekilde.

Bir fıkra ile bu durumu biraz gülümseyerek bağlayalım istiyorum.
Temel'in evine bir kedi dadanmış. Temel bu kediden kurtulmak için uğraşmış, didinmiş, başka türlü kurtulmak mümkün olmayınca da bir gün kediyi almış, ormanlık bir yere götürüp bırakmış. Sonra da eve gelmiş. Biraz sonra kedi çıkagelmiş. Temel tekrar denemiş. Fakat sonuç aynı. En son kediyi çok uzak ve yolları karışık bir yere bırakmış. Fakat, eve dönerken yolu karıştırmış, aramış aramış yolu bulamamış.
En sonunda evi telefonla aramış:

- Fadime, kedi geldi mi?
- Evet, geldi.
- O şerefsiz kediye söyle, çabuk gelsin beni alsın.

İşte böyle dostlar, gerisini siz yorumlayın.
Sevgiyle...

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..