Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '11

 
Kategori
Siyaset
 

İktidar. Bu projem bir gün size de lazım olabilir

İktidar. Bu projem bir gün size de lazım olabilir
 

SEÇİM


Kulaklarına damga yemiş sokak köpekleri cılız ve bakımsız vücutlarına aldırmadan hastane bahçesinin kafeteryasında havlar gibi yapsalar da sabahın serinliğinde uyuşan bedenlerini bile kıpırdatmadan ağaç diplerinde miskince uykularına devam ettiler… 


İstanbul güne henüz yeni uyanmıştı… Vapurların çığlığı uzaktan işitildiğinde martılarda telaşlı uçuşlarıyla çevrede yemek derdindeydi… Hafifçe esen rüzgâr, yazın başlangıcı olmasına rağmen yine de insanın içini ürpertiyordu. Birazdan ne hainlikler olacak, cepler yine boşaltılacak, ‘al karayı ver papazı’ hikâyesi kim bilir ne dolaplar dönecekti kuytu köşelerde… Belki de kaç kadın gözleri morarmış, hırpalanmış bedenleriyle sokaklara fırlayacak kendisini kovalayan bıçak darbesinde ılık ılık akan kanın azalan baygınlığında olduğu yere yığılıverecek kuru kalabalıkta… Sokaklarda hak aranacak biber gazının astımı tetikleyen ölümlerinde… Ve molotofkokteyler kalleşçe atılacak otobüslerde ‘can var mı yok mu?’ diye düşüncesiz tuzaklarda… Seçim meydanlarına koşulacak liderlerin ağızlarından çıkacak yeni umutlara ve beklentilere… Yine köşe başları tutulacak düzenbazlar, pezevenkler ile ensesi kalın, keltoş görünümlü koruyucuların ihtişamında… Birazdan emeklerin terleri akmaya başlayacak, bedenlerinden vıcık vıcık terler boşalacak ürettikleri ürünlerin üstüne namusluca… Ve ardından yorulan, bitap düşen, iki lokma ekmekle geçiştiren bedenler, o boğazın güzelliğini bile seyredemeden uykuya dalarak uzun ve yorucu yoluculukların ardından evlerinde karşılanacak çocuk ve eşlerin ellere bakımında… Sahil yolları güzeldir. Eğlence mekânları denize karşıdır… Işıkları pırıl pırıldır albenili masalar denize karşı, sofraları ise zengindir… Önlerindeki araçlar sizinkine hiç benzemez.. Tekerlekleri büyük cipler sıra sıra… Birazdan kefeye yanaşacak Jaguar, asfaltın anasını ağlatacak masada oturan kızlara caka satımında… Ve bir emekçi ailenin bir ayda kazandığı para, eğlence masasında bir şişe şampanya patlatışında havaya uçacak… 

İstanbul bu, birazdan sokakları, caddeleri, köprüleri insan ve araçtan geçilmeyecek… Ve yine gürültü, yine turistlerin Eminönü balık, mısır, turşu ve boğaz turu ile yaşam döngüsü devam edip gidecek… 

Seçimin çalışmalarının sona yaklaştığı şu günlerde; İstanbul’un her tarafı AKP’li Erdoğan’ın küçüklü- büyüklü afişleriyle donatılmış 1453 kuşatması gibi.. Diğer şehirler buradan farklı mı? Aynısı… Maşallah iyi reklam!… Her birimizin cebinden çıkan masraflarıyla… (Benzin neden pahalı anladınız mı?) Gözünüzden birini kaçırsanız diğer gözünüz diğerini görmek zorunda. Bence bu seçim reklamlarında bir yanlışlıklar var… Arz ve talep meselesi ancak iktidara yakın Belediyeler ile reklam ajanslarının yanlı tutumları bu zemini hazırlıyor gibi. Umarım yanılırım!. 

Seçimler Cumhuriyetimiz var olduğu sürece olacağına göre, Seçimlerinde “Adaletli” olmasını sanırım her partiden olan yürekten ister… Bu konuda benimde birkaç çılgın projem var. Buyurun birlikte inceleyelim; Malum iktidarda olanlar seçim zamanları devletin bütün olanaklarını kendi partisi gibi kullanmaya başlıyor. Doğru mu? Bu kaçınılmaz… Medya artık ikiye ayrılmış ve devlet kurumuna ait TV’ler bile yanlı tutumlarıyla sanki partilere hizmet ediyor. Bu doğru mu? Sanırım bu soruya da hem fikiriz… Sizce Seçimler eşit ve adaletli oluyor mu? Ben göremiyorum… Ya siz? O zaman neler yapılmalı? Öncelikle bu konu her detayı ile Mecliste ele alınmalı ve her ne kadar iktidarı kazanan partinin yanaşmaması ve diretmesi karşılığı olsa da… Neler yapılmalı? 

Önce seçim barajının tüm partilerce ve halkın talebi doğrultusunda bir ortak paydaya çekilmeli, azınlık, çoğunluğu yönetmemeli.. Yani %51 şartı getirilmeli 

Seçim zamanı yaklaştığında devletin araç ve gereçlerini kullanma ve kullandırma seçimden altı ay öncesine alınmalı… Tespiti halinde parti liderine ve yönetimine yüklü para cezaları verilerek, toplanan para ile de Sosyal Yardım Fonu veya eğitime aktarılmalı… 

Şehirlere yaptırılan reklam panolarının her parti için adaletli kullanımı sağlanmalı.. Hiçbir partinin babasının malı gibi görülmemeli… Bu konuda YSK’da izleme ve denetleme birimi oluşturulmalı… Halkın yoğun olduğu yerlere göre reklamın eşit kullanımı her parti için mutlaka sağlanmalı,  

Artık her evde televizyon neredeyse her odada… Liderlerin meydan meydan dolaşması ülke ekonomimiz içinde zarar. Düşünün, benzinden tutun da reklam, ikram giderleri ile kurumlarımızın ve insanlarımızın zaman kaybı… 

Nasıl maçlarda kötü tezahürata kulüplere ceza veriliyorsa, hakarete varan konuşmalar yapan parti liderlerine de ceza verilsin. (Mahkeme sonucuna göre) Üsluptan dolayı ceza alan parti liderleri kendi ceplerinden para cezasına çarptırılsın ve tahsil edilen miktarda yine eğitim gibi fonlara ayrılsın… 

Seçimlerden bir hafta önce TV’de (Devletin Televizyonunda olabilir) Kura ile seçilecek yönetici tarafından adaletli bir tartışma programının mecbur olması seçim kanununa girmeli. Ve bu programında tüm TV kanallarında gösterilme mecburiyeti kanun gereği olmalı...

Nasıl buldunuz?

Her yarış eşit şartlar altında yapıldığında güzeldir ve ödülü anlamlıdır. İyi bir demokrasiye de bu yakışmaz mı? Yoksa 100 Metre yarışında bir atleti on metreden yarışa başlatırsanız sonucunun ne olacağı zaten bellidir. Sözün kısası iktidarların gücü (devletin) seçim yarışına yansıtılmamalıdır. 

Son günlerde hemen hemen herkeste bir Çılgın Proje çılgınlığı başladı. Bence bu projelerden önce “Adaletli Seçim Projesi” daha önem arz ediyor. Tüm yetkilileri bu projeme davet ediyorum. Tüm partilere sesleniyorum. Bir gün muhalefete düşersiniz bu projem size de lazım olabilir.. Ne dersiniz? 

Seçimlerin ülkemize olduğu kadar tüm dünyaya da barış ve mutluluk getirmesi dileği ile bu haftalık da sağlıcakla ve esen kalın… 

Sevgilerimle,
Ertuğrul Erdoğan/Bursa
5 Haziran 2011 

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..